TÜSİAD’ın iki aşklı değişimi!

19 Haziran 2008 13:45 tsi
Siyasi iktidarlar açısından, TÜSİAD’ın ‘hareketlenmesi’ hayra yorulmaz. Nedeni basit. Zira ne zaman kıpırdansa siyasi harita değişir. Ama o kıpırdandığı için değil! TÜSİAD sadece-teşbihte hata olmaz-deri değiştiriyor. ‘Şartlara uyu

TÜSİAD’ın Türk siyasi hayatındaki rolünün özellikle kritik dönemlerde aldığı pozisyonla ölçülmesi, genellikle “TÜSİAD bunu yaptığı için…” şeklinde ama yanlış olarak değerlendirildi.

Esaser Türkiye’de politik dengeler TÜSİAD’ın yaptığı bir “hamle” ile pek değişmez. Peki o halde TÜSİAD kıvranması nasıl okunmalı. Aslında bu da basit. TÜSİAD’ın bir meziyeti var ise, değişim süreçlerini fark etmesi olarak okunabilir.

Yani bir tür deri değiştirme. Yaşama tutunma girişimi. Her dönemde var olmasının sırrı da burada. Son olarak Kemal Derviş daveti, ekonomi zeminli sivil toplum kuruluşlarını örgütleme girişimi, yeni anayasa gibi yapısal öneriler derleme girişimine biraz da bu yönden bakılmalı.

2 sevdayı biliyorsanız, onu anlarsınız!

TÜSİAD’ı siyasi erk üzerine, olumlu ya da olumsuz yönlendiren iki ana neden var. Birincisi ekonomi. Ekonomi TÜSİAD üyelerini rahatsız etme sinyalleri veriyorsa, örgüt konjonktüre göre ya iktidarı ikaz ediyor ya da yenisine bakıyor.

İkincisi ise Avrupa Birliği. TÜSİAD’ın AB aşkı, aslında açık biçimde yine ekonomik beklentileri ile ilgili. Tabii bu genellikle “istikrar” söylemi üzerinden yürütülüyor. Yine de AB sürecine iliştin herhangi bir risk, TÜSİAD tarafından tartışmasız biçimde kendi üzerine alınıyor.

Şimdi yaptığı da bu. Kemal Derviş gibi-hem çok övülen hem çok nefret edilen-iktisadi bir rehberi yeniden ve bu zamanlamayla oyuna davet etmesi elbette bir çok kişiyi rahatsız ediyor.

Çünkü Derviş demek-geçmiş tecrübeler ve menbâ açısından-değişiklik demek. Keza, işçi kesiminin temsilcisi olan sivil toplum kuruluşlarının da ortak bir çatıya, daha doğrusu duruşa davet edilmesi de bu bağlamda okunabilir.

Sağlaması tersinden de mümkün. Örneğin TÜSİAD’ın toplantısına davet edilen Türk-İş ve Hak-İş bunu reddetti. Bu iki kurum genel olarak AKP tarafında analiz edildiğinden, TÜSİAD ve toplantılarını karşı cepheye “otomatik” olarak koymak mümkün.

Gerisi zaten, sanki hükümete ekonomik ve siyasal yeni dönüşümler sunuluyor şeklinde “sunulan” çalışmalar. Oysa TÜSİAD sadece iki şey söylüyor. Bir, AB sürecini yavaşlatıyorsun ve kabul edilemez. Bunu engellemeye çalışırım.

İki, yeni bir siyasi süreç başlıyor. Zaten şu anki ekonomik performansın benim beklentilerime uygun değil. Bu da kabul edilemez. Bunun karşısında da beni bulursun. Ha bir de son olarak, “bunları ülkenin iyiliği için söylüyorum”!

Bu haber 1,029 defa okundu.