En Sıcak Konular

Merkez sağı Japon modeliyle toplayacakmış

19 Haziran 2008 12:41 tsi
Merkez sağı Japon modeliyle toplayacakmış Türkiye galiba seçim havasına girdi. Seçim tarihi belli değil ama ittifaklar, modeller havada uçuşuyor. Çaba, ara rejim dönemi tabii ki... Bir model de 3 Kasım'da %3 oy alan eski Başbakan Mesut Yılmaz... Yılmaz yeniden sahnede anlaşılan...

22 Temmuz’da Rize Bağımsız Milletvekili olarak yeniden TBMM’ye giren eski Başbakan Mesut Yılmaz, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Yeşiller Grubu’nun davetlisi olarak gittiği Strasburg’da VATAN’a özel açıklamalar yaptı. Türkiye’de merkez sağ ve merkez solu geniş bir yelpazede bir araya getirecek yeni bir parti kuracağı sinyalini veren Mesut Yılmaz, şöyle konuştu:

* AKP altın fırsatı kaçırdı: Siyasetin uzun süre boşluk taşımayacağını ve zaman içinde mutlaka Türk siyasetindeki bu merkez boşluğunun doldurulacağına inanıyorum. Bunun için de çaba harcıyorum.

AKP, altın bir fırsat yakalamıştı; boşluğu doldurabilir, merkez partisine dönüşebilirdi. Özellikle 22 Temmuz’dan sonra izlediği politikayla, attığı adımlarla, Cumhurbaşkanlığı seçimi, YÖK Başkanı’nın tayini, türbanı öncelikli bir mesele olarak Türkiye’nin gündemine getirilmesi, yargı organları ile çatışmaya girmesiyle bu şansını kaybetti. Şu anda AKP’nin bir daha merkez partisine dönüşebilme şansı bence bir daha kalmamıştır. Bu boşluk mutlaka dolacaktır, doldurulacaktır. Bu boşluk dolmadan Türk siyasetinin istikrara kavuşacağına inanmıyorum.

* Mevcut partiler açığı dolduramaz: Mevcut partilerin, tıpkı AKP gibi artık bu merkez partisi boşluğunu doldurabilmesi imkanının kalmadığını düşünüyorum. Topluma bu konuda yeni bir parti modelinin ortaya konması gerekiyor. Bunun yelpazesinin mümkün olduğu kadar geniş olması gerekir. Uzlaşmacı bir parti modelinin Türkiye’de mutlaka, yapısal olarak yaratılması gerektiğini düşünüyorum. Böyle bir parti içinde farklı eğilimler bir arada olabilir, olmaları gerekir. Ama bunları bir arada tutan husus, ANAP’taki gibi güçlü bir liderlik değil, belli yapısal tedbirler olmalı. Bu yapısal tedbirlerin, Japon Liberal Demokrat Parti modeline benzer bir şekilde, parti tüzüğü ile ortaya konması gerektiğini düşünüyorum. Bunun üzerinde çalışıyoruz.

 

* Koalisyon partisi istikrarı sağlar: Türkiye’de partinin merkez sağ, merkez solu kapsayan gerçek bir merkez partisi olması lazım. Ben Türkiye’de bugün ANAP’ın 1983’te ortaya koyduğu parti profilinin Türk seçimi tarafından, yaşanan bu gelişmenin ardından daha iyi algılandığına inanıyorum. Bugün ona daha çok ihtiyaç var. Eğer böyle bir şey başarılabilirse, Türkiye’nin ileride farklı partilerin uzlaşacağı, kendi içinde bu farklılıkları barındıran, bir anlamda bir koalisyon partisiyle siyasi istikrarı daha kolay yakalayacağını düşünüyorum.

***

'Türkiye, ağır bir tehlikeyle karşı karşıya '

Yılmaz: 'AKP yargı, silahlı kuvvetler ve üniversitelerle çatışma halindedir'

AA




Mesut Yılmaz, Anayasa Mahkemesi’nde AK Parti hakkında açılan kapatma davasına ilişkin olarak yüksek mahkeme tarafından henüz ortada verilen bir karar olmadığını, yalnızca savcının iddiaları olduğunu belirterek, "Yargı sürecine müdahale etmenin, Avrupa Birliği ilkelerine de ters düştüğü açıktır" dedi.

Strasbourg - Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) Yeşil Grup Başkanı Daniel Cohn Bendit ve TBMM ve AP arasında faaliyet gösteren Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joos Lagendick’in girişimiyle, "Türkiye’de neler oluyor?" konulu bir konferans düzenledi.

Konferansa, Yılmaz ile birlikte ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, konuşmacı olarak katıldı.

Konuşmasına Anayasa Mahkemesi’nin türban konusunda verdiği karar ve AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili gelişmelere değinerek başlayan Yılmaz, "Anayasa Mahkemesi kararı, daha hukuki sürecin sonu anlamına gelmemektedir. Türkiye, 20 yıldır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini kabul etmiştir" diye konuştu.

AB Komisyonu yetkililerinin, Türk yargısına değilse bile, kendi yargı kurumlarına saygı gereği bu konudaki açıklamalarında daha ihtiyatlı davranmaları gerektiğini vurgulayan Yılmaz, türban davasıyla ilgili olarak AİHM’in Leyla Şahin davasında verdiği kararı, AP’li parlamenterlerin okumasını tavsiye ettiğini söyledi.

Yılmaz, "Dünyanın bugünkü geldiği noktada parti kapatmak çözüm değil, ancak siz de Türkiye’nin şartlarını anlamalısınız. Türkiye, ağır bir tehlikeyle karşı karşıya" dedi.

Din ve devlet ilişkileri konusunda Türkiye’de kimi sorunlar yaşandığını kabul ettiğini ifade eden Yılmaz, "Türkiye’de tam tersine sürekli uyanık olmamızı gerektiren koşullar söz konusu. Bilindiği gibi İslamiyet, Hristiyanlık’tan farklı olarak, toplumsal hayatın işleyişine ilişkin kurallar öngören bir dindir. Bu nedenle Müslüman bir ülkede laiklik ilkesinin uygulanması, dinin özel yaşam alanıyla sınırlı tutulmasına bağlıdır. Bugün Türkiye’de dini özgürlükler alanının yeterli olmadığını savunanlar vardır ve bunlar dini kamusal alana taşımak isteyenlerdir. Küçümsenemeyecek sayıda din devleti özlemi içinde olan bir kitle söz konusudur. Ayrıca son yıllarda tüm İslam ülkelerinde giderek yükselen siyasi İslam akımının ve komşumuz İran’da yaşanan gelişmelerin Müslüman Türk toplumu üzerinde hiç etki yaratmadığı da düşünülemez" diye konuştu.

İktidardaki AK Parti'nin, ülkeyi son 1 yıldan beri artarak süren bir krize soktuğunu ileri süren Yılmaz, 'Şu anda hükümet, tüm yargı kurumlarıyla, silahlı kuvvetlerle, üniversitelerle ve sivil toplum örgütlerinin büyük bir bölümüyle uyumsuzluk ve çatışma halindedir' dedi.

ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras ise, Türkiye’de hukuk ve demokrasinin önemli bir dönemeçte olduğunu belirterek, demokrasinin kurumsallaştırılması için ortada önemli bir şansın da bulunduğunu söyledi.

Türkiye’de, 1980 anayasasının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini savunan Uras, "AK Parti’nin topyekün 1980 anayasasını değiştirmek yerine, perakende reformlarla yetindiğini" bildirdi.

Siyasal yasaklarla bir sonuca varılamayacağını anlatan Aras, geçmişte kapatılan partilerin ve siyasal parti liderlerine getirilen yasakların hiçbir yarar sağlamadığının ortada olduğunu dile getirdi.

Uras, kültürel zenginliklerin korunarak, herkes için demokrasi istemenin ve demokrasiyi içselleştirmenin, Türkiye’deki sorunların çözümüne yardımcı olacağını vurguladı. Uras, hükümetin, TCK’nın 301. maddesi, sosyal güvenlik yasası ve son 1 Mayıs’ta meydana gelen olaylarla ilgili olarak duyarsız kaldığı görüşünü savundu.

Türkiye’de sol kanatta ciddi bir muhalefet eksikliği olduğunu savunan Uras, "1980 anayasasını savunan CHP’nin, ciddi bir muhalefet olamayacağını ve demokrasiyi savunamayacağı" görüşünü dile getirdi.

Uras, türban konusunda da kamuda hizmet alan ve hizmet veren kişilere yönelik farklı bir uygulama olmasından yana olduklarını, üniversitelerde türban yasağının da kalması gerektiğini sözlerine ekledi.

***

Türkiye, ağır bir tehlikeyle karşı karşıya 
 
Yılmaz: 'AKP yargı, silahlı kuvvetler ve üniversitelerle çatışma halindedir'

Mesut Yılmaz, Anayasa Mahkemesi’nde AK Parti hakkında açılan kapatma davasına ilişkin olarak yüksek mahkeme tarafından henüz ortada verilen bir karar olmadığını, yalnızca savcının iddiaları olduğunu belirterek, "Yargı sürecine müdahale etmenin, Avrupa Birliği ilkelerine de ters düştüğü açıktır" dedi.

Strasbourg - Avrupa Parlamentosu’ndaki (AP) Yeşil Grup Başkanı Daniel Cohn Bendit ve TBMM ve AP arasında faaliyet gösteren Karma Parlamento Komisyonu Eşbaşkanı Joos Lagendick’in girişimiyle, "Türkiye’de neler oluyor?" konulu bir konferans düzenledi.

Konferansa, Yılmaz ile birlikte ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras, konuşmacı olarak katıldı.

Konuşmasına Anayasa Mahkemesi’nin türban konusunda verdiği karar ve AK Parti hakkında açılan kapatma davasıyla ilgili gelişmelere değinerek başlayan Yılmaz, "Anayasa Mahkemesi kararı, daha hukuki sürecin sonu anlamına gelmemektedir. Türkiye, 20 yıldır Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin yargı yetkisini kabul etmiştir" diye konuştu.

AB Komisyonu yetkililerinin, Türk yargısına değilse bile, kendi yargı kurumlarına saygı gereği bu konudaki açıklamalarında daha ihtiyatlı davranmaları gerektiğini vurgulayan Yılmaz, türban davasıyla ilgili olarak AİHM’in Leyla Şahin davasında verdiği kararı, AP’li parlamenterlerin okumasını tavsiye ettiğini söyledi.

Yılmaz, "Dünyanın bugünkü geldiği noktada parti kapatmak çözüm değil, ancak siz de Türkiye’nin şartlarını anlamalısınız. Türkiye, ağır bir tehlikeyle karşı karşıya" dedi.

Din ve devlet ilişkileri konusunda Türkiye’de kimi sorunlar yaşandığını kabul ettiğini ifade eden Yılmaz, "Türkiye’de tam tersine sürekli uyanık olmamızı gerektiren koşullar söz konusu. Bilindiği gibi İslamiyet, Hristiyanlık’tan farklı olarak, toplumsal hayatın işleyişine ilişkin kurallar öngören bir dindir. Bu nedenle Müslüman bir ülkede laiklik ilkesinin uygulanması, dinin özel yaşam alanıyla sınırlı tutulmasına bağlıdır. Bugün Türkiye’de dini özgürlükler alanının yeterli olmadığını savunanlar vardır ve bunlar dini kamusal alana taşımak isteyenlerdir. Küçümsenemeyecek sayıda din devleti özlemi içinde olan bir kitle söz konusudur. Ayrıca son yıllarda tüm İslam ülkelerinde giderek yükselen siyasi İslam akımının ve komşumuz İran’da yaşanan gelişmelerin Müslüman Türk toplumu üzerinde hiç etki yaratmadığı da düşünülemez" diye konuştu.

İktidardaki AK Parti'nin, ülkeyi son 1 yıldan beri artarak süren bir krize soktuğunu ileri süren Yılmaz, 'Şu anda hükümet, tüm yargı kurumlarıyla, silahlı kuvvetlerle, üniversitelerle ve sivil toplum örgütlerinin büyük bir bölümüyle uyumsuzluk ve çatışma halindedir' dedi.

ÖDP İstanbul Milletvekili Ufuk Uras ise, Türkiye’de hukuk ve demokrasinin önemli bir dönemeçte olduğunu belirterek, demokrasinin kurumsallaştırılması için ortada önemli bir şansın da bulunduğunu söyledi.

Türkiye’de, 1980 anayasasının mutlaka değiştirilmesi gerektiğini savunan Uras, "AK Parti’nin topyekün 1980 anayasasını değiştirmek yerine, perakende reformlarla yetindiğini" bildirdi.

Siyasal yasaklarla bir sonuca varılamayacağını anlatan Aras, geçmişte kapatılan partilerin ve siyasal parti liderlerine getirilen yasakların hiçbir yarar sağlamadığının ortada olduğunu dile getirdi.

Uras, kültürel zenginliklerin korunarak, herkes için demokrasi istemenin ve demokrasiyi içselleştirmenin, Türkiye’deki sorunların çözümüne yardımcı olacağını vurguladı. Uras, hükümetin, TCK’nın 301. maddesi, sosyal güvenlik yasası ve son 1 Mayıs’ta meydana gelen olaylarla ilgili olarak duyarsız kaldığı görüşünü savundu.

Türkiye’de sol kanatta ciddi bir muhalefet eksikliği olduğunu savunan Uras, "1980 anayasasını savunan CHP’nin, ciddi bir muhalefet olamayacağını ve demokrasiyi savunamayacağı" görüşünü dile getirdi.

Uras, türban konusunda da kamuda hizmet alan ve hizmet veren kişilere yönelik farklı bir uygulama olmasından yana olduklarını, üniversitelerde türban yasağının da kalması gerektiğini sözlerine ekledi. 

***

 LDP modeli kendi içinde bir koalisyon 


Japon Liberal Demokratik Parti, 1955’te muhalefetteki iki muhafazakar parti olan Liberal Parti ve Demokrat Parti’nin sosyalistlere karşı birleşmesiyle kuruldu. İçinde merkez sol akımlara da yer vererek genişledi. İşadamları, bürokratlar ve elit kesim kadar işçiler ve çiftçilerden de destek aldı. Kendisini merkez partisi diye niteleyen LDP’de parti başkanlığı için iki yılda bir seçim yapılıyor. Başkan meclis ve senatodaki üyeler tarafından seçiliyor. Ancak dört veya daha fazla aday olduğunda iki turlu seçim yapılıyor. İlk turda parti üyeleri arasında direkt oylama ile aday sayısı üçe indiriliyor. Parti lideri, daha sonra bu üç aday arasından LDP’nin parlamento üyeleri tarafından seçiliyor.
 

Vatan



Bu haber 312 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler

    4,677 µs