1 dakika yok: Bu işe karışma!

17 Haziran 2008 13:47 tsi
Paris şimdi de Suriye-İsrail görüşmelerine karışıyor. AB’nde takındığı tutum zaten malum. Peki bu sefer Sarkozy’nin derdi ne? Üstelik bu hamlenin bir başka ülkenin iteklemesi ile yapılmış olma ihtimali var! Yetmezmiş gibi Türkiye, AB ve yine A

Basit gibi duran bu Fransız hamlesi aslında oldukça tehlikeli. Çünkü kendi başına değerlendirilemez. Türkiye, uzun zaman içinde neredeyse karınca sabrı ile geliştirdiği Suriye-İsrail barış sürecindeki arabulucuğunu şimdi tehtid altında hissediyor.

Çünkü Ankara takıntılı Paris patronu Sarkozy, açıkca araya girerek Suriye-İsrail görüşmelerinde rol çalmaya çalışıyor. Ama keşke bu kadar basit olsa.

Fransa Devlet Başkanı Sorkozy, önümüzdeki hafta İsrail’e ziyarette bulunucak. Bundan önce Tel Aviv’e ve Şam’a mesaj göndererek, iki ülke liderini Paris’te yüzyüze getirmeyi teklif etti.

Suriye bu öneriye sıcak baktı. İsrail ise tam emin değil ama itiraz etmedi. Hatta kimi kaynaklar, Olmert’in bu davete icap edeceğini de dillendiriyor.

Fransa’yı ABD mi itekledi?

Diplomasi de çatışma konularında arabuluculuk konumu her ülke tarafından takdir edilen bir pozisyon. Aslında adı üstünde “arabuluculuk”a karşı olunsa bile bunu söylemek şık kaçmıyor.

Kimsenin “ben onların barışmasını istemiyorum” diyecek hali yok. Ama bundan rahatsız olanlar var. Ve bu sefer rahatsızların içinde ABD’nin bulunma olasılığı da mevcut. (Bununla ilgili detaylı analizi yazarımız Nedret Ersanel’in köşesinden okuyabilirsiniz.)

ABD’nin memnuniyetsizliği, hele İsrail’le bir çekişme ihtimalinin bulunması, ateşi maşayla tutma politikası yaratmış, Yani Fransa’yı ABD masaya sürmüş olabilir. Bunun süreci engelleyeceği de düşünülmeli.

Bu akil bir yürütme. Çünkü, Bush yönetiminin ilk yıllarında kötü olan Washington-Paris ilişkisi yön değiştireli çok oluyor. Fransa ABD ve NATO’ya artık sıcak davranıyor.

AB mi AB mi?

Yine de bu olasılıklardan bir tanesi. Ancak daha somut olanları da var. Türkiye’nin AB üyeliğini başından bu yana karşı olan Sarkozy, kısa süre önce bir alternatif olarak “Akdeniz Birliği” (Bu da “AB” oluyor) projesini ortaya attı.

Türkiye’nin buraya katılmasının daha uygun olacağını da hissetirdi. Hala da bu süreci destekliyor. Akdeniz Birliği’nin toplantısı ise kısa süre sonra yapılacak. Buraya katılım Fransa için önemli.

Türkiye ise bu toplantıya katılmakta hayli tereddütlü. Hatta Dışişleri’nin “katılmama” kararı aldığı söyleniyor. Ancak Sarkozy’nin arabulucuk sürecine bir arabozucu olarak girmesi, İsrail ve Suriye’nin bu toplantıya katılacak olması Ankara’yı yeniden düşünmeye zorlayabilir.

Çünkü katılmama hali, bu ana kadar götürülen arabulucuk ünvanını Sarkozy’nin eline bırakabilir. Hatta iki ülke liderinin yüzyüze görüşmesi gerçekleşirse artık top Fransa’nın elinde demek olacak.

Böylece Türkiye’nin girişimlerinin meyvası Paris tarafından yenilecek.  Tersi halde, yani katılım kararı alınırsa da, Ankara Akdeniz Birliği sürecini desteklemiş, tanımış, katılmış ve düşüncenin devamı olarak AB’nin yerine bir AB’yi de düşünmüş gibi olacak. İşte küresel tazgahlar oyunlarını bu kadar incelikli olarak dokuyor.

Bu haber 980 defa okundu.