Darbeye direnişin kalesi: Aleviler -3

17 Haziran 2008 12:30 tsi
Evet Aleviler çok acı çekti. Kimliklerini ifade edemediler, ibadetlerini özgürce yapamadılar. Kimi zaman katliamlara uğradılar, yakıldılar. Doğru... Fakat tüm bunlar sadece BÜYÜK İKTİDAR'ın hesapları ve Alevilerin bunlara dayanarak darbeye sessiz kalmala

Otoriter sistemlerin temel iktidar enstrümanlarından biri korkudur. Bu sadece yönetilenlerin otoriteden korkmasıyla sınırlı değil; bunu da besleyen yönetilenlerin de birbirlerinden korkmaları halidir…

Bu iki durumda da kazanan, iktidarını pekiştiren otoritedir…

Çünkü birinci durumda, yönetilenlerin otoriteden korkma halinde yönetilenler otoriteye sarılarak, onun dilini ve pozisyonunu sahiplenerek kendilerini korumaya alırlar. Bunu dizimizin ikinci kısmında “beyaz maske” meselesinde irdeledik.

İkinci durumda da yönetilenler birbirlerinden de korkarak, birbirlerine güvensizlik duyarak, kendilerini ortak ezen otoriteye karşı bir direniş ortaklığını geliştirmezler, akıl etmezler…

Çünkü korku çoktan kimliklerinin bileşenlerinden biri olmuştur. Böylece bizi “biz” yapan ortak payda artık korkularımız… Artık, korkuları aynı olanlar “biziz”.

İzzettin Doğan'ın röportajın bugünkü kısmında söyledikleri bunun göstergesi olmakla kalmıyor; bu korkunun siyasi pazarlık nesnesi olarak kullanıldığının da ifadesi olma niteliğini arz ediyor...

Tam bu noktada, bizi biz yapan değer, ahlak, tarih, coğrafya, gurur, mutluluk, dert, başarı, inanç gibi unsurlar, paylaşılan korku çerçevesinde yeniden tanımlanıp, ayıklanıp, içerik kazanıyorlar.

Bugün toplumumuzu teşkil eden toplumsal kesimlerin ve bireylerin birbirleriyle ilişkilerini gözlemlediğimizde maalesef bu tablonun hakim olduğunu görüyoruz.

Ergenekon terör örgütüne yönelik operasyonla kanıtlanıyor ki, “derin devletin” iktidarının idamesi için insanları birbirine düşürmek için düzenlediği operasyonların bunda büyük etkisi var…

Yani aslında Maraş, Sivas ve Çorum katliamları sadece o günler değil, pek ala bugünler düşünülerek de yapılmış 'yatırımlar'…

Maraş’ta 90 kişi, Sivas’ta 37 kişi yanarak, Çorum’da 57 kişinin ölmesiyle sonuçlanan yatırımlar bunlar.

Ola ki, Sünni-dindar kesim siyasal iktidara talip olursa, onları frenleyecek, yaptıkları darbelere destek çıkacak bir kanat ellerinde bulunsun diye…

Tam tersi de hazır:

Aleviler kamusallaşıp, cem evlerinin ibadet hane olmasını istediklerinde, diğer gasp edilmiş haklarını talep ettiklerinde; hemen bölücü, “mum söndü”, “sünnetsiz” gibi şaiyalarla bu taleplerin önü kesilir...

Şimdi bu yatırımları boşa çıkartmak için bizi birbirimizin cahili ve düşmanı kılan, bize dayatılmış bu korku söylemlerini ve senaryolarını elimizin tersi ile itip; birbirimize değme, bakma ve yüzleşme vakti… Yüzleştikçe birbirimizde kendimizi görme zamanı…

Alevilik inancı bunun gereklerini fazlasıyla içinde taşıyor… Yeter ki, Aleviler Kemalizmin maşası olmaktan kurtulup, gerçek Alevi, gerçek yurttaş, özne olmaya karar versinler… Varsın AK Parti samimi olmasın…

AK Parti samimi olmasa da Alevilerin Kemalizmle bağını kopartması, CHP'ye oy vermeyip darbeyi engellemesi, şeriat söylemlerine kanmaması, demokrasiden yana tavır alması vs. sadece Alevilik felsefesinin gereği değil; açıkçası Alevilerin güvenliği için de gerekli...

Çünkü bu otoriter sistem demokratikleşmedikçe, yüzleşmedikçe geçmişin tekrarlanmaması, bu tür yeni 'yatırımların' önünün kesilmesi imkansız...

www.iyibilgi.com analiz İlhan Döğüş

Dizinin öncekileri için tıklayınız:

Şimdi Alevi açılımının tam zamanı

Darbeye direnişin kalesi: Aleviler- 1

Darbeye direnişin kalesi: Aleviler- 2

Bu haber 2,502 defa okundu.