En Sıcak Konular

Hıncal Terim'i yine topa tuttu

17 Haziran 2008 12:08 tsi
Hıncal Terim'i yine topa tuttu "Milli Takım yarı finalde" demem gerekirdi ama çekiniyorum. İsviçre ve Çek maçlarını nasıl kazandığımızı gördük! Fatih Terim'e inanamıyorum..." diyen Hıncal Uluç, galibiyete rağmen eleştiriyor. Haklı mı, haksız mı diye karar vermek için yazısını okuma

Hıncal Uluç/Fotomaç

Şans yanımızda

İsviçre'nin, Çekler'in kaçırdığı golleri hatırlayın. İki maç da dönüşü olmayan bir noktaya gelebilirdi. Gelmemesi bizim için büyük şans Hırvatlar'dan hiç korkmamam, "Milli Takım yarı finalde" demem gerekirdi ama çekiniyorum. İsviçre ve Çek maçlarını nasıl kazandığımızı gördük!.... Biz bu grubun en iyisiyiz. 1. olarak çıkabilirdik. Ama şimdi yarı final için yeni mucizelere ihtiyacımız var. İşlerin bu hale gelmesine üzülüyorum

Milliler geriye düşmesine karşılık İsviçre'nin ardından Çekleri de mağlup etti. Portekiz karşılaşması öncesi ve sonrasında Terim ve takımı büyük eleştiri alıyordu ama zoru başarıp çeyrek finale çıktılar. İki maç için neler söyleyeceksiniz?

Özellikle ikinci maç tam bir mucize. İsviçre maçında skor 1-0'ken kaçırdıkları golleri hatırlayın; ikinci maçta skor 2-0'ken Çekler'in kaçırdığı golleri hatırlayın. Yani iki maç da dönüşü olmayan noktaya gelebilirdi. Bir defa o noktaya gelmemesi bizim şansımız. Ayrıca Çekler ile oynadığımız maçta, Brückner 'biz kazanalım' diye elinden geleni yaptı.

Sen bütün savunma güvenliğini bırakmış, her türlü riski göze almışken, adam durmadan takımını geriye çekti. Geriye çekmekle yetinmedi kontratak yapacağı adamları oyundan alıp yerine savunma adamları koydu. En evvel değiştirmesi gereken Koller'i de 'savunma yapıyor' diye oyunun sonuna kadar maçta tuttu. Duran toplarda Türkiye tehlike yaratabilir, o duran toplarda uzun boylu Koller'i 3. bir stoper gibi kullandı. Oyunun 2. yarısında Koller bir santrfor gibi değil, bir santraf gibiydi. Sırf savunma üstünlüğünden dolayı Koller'i oyunda tuttu. Bu da bizim ekmeğimize yağ sürdü. "Mucize" diyorum ama öteki taraftan biz bu gruptan, 1. olarak çıkardık. Bu düşüncem hiç değişmiş değil. Fatih Terim doğru takım seçseydi, Portekiz maçından başlayarak sahaya doğru 11'i çıkarsaydı ve kenardan doğru yönetseydi biz bugün 9 puanla grup 1.'si olurduk. Biz çünkü bu grubun en iyisiyiz. Türkiye olarak. 'Seçilen 23 kişi olarak' demiyorum. Türkiye olarak. Bu turnuvanın da favorilerinden biriydik. Ama şimdi hâlâ yeni mucizelere ihtiyacımız var yarı finale çıkmak için. İşlerin bu hale gelmesine bir yandan da üzülüyorum. Çeyrek final coşkusunu yaşarken bir yandan da üzülüyorum. Şu Hırvatlar'dan hiç korkmamam, 'Milli Takım yarı finalde' demem gerekirdi ama çekiniyorum. Çünkü İsviçre maçını da, Çekler ile oynadığımız maçı da nasıl kazandığımızı gördük!..

SABRİ VE HAMİT'İ AYIRDI

İsviçre ve Çek Cumhuriyeti maçlarında çok iyi bir direnç gösterdik ama Portekiz karşısında varlık gösteremedik. Milliler, Portekiz maçını kaybedilmiş olarak mı gördüler? Hayır; Terim, Portekiz'den çok korktu. 'Onlar bizi ezer geçer. Onları oynatmayacak bir takımla durdurmaya çalışayım' dedi. Oynamayı katiyen düşünmedi. Portekiz maçı böyle ziyan oldu gitti. Ama öbür maçlarda da oynayacak takım kalmadı geriye. Emre Belözoğlu arkadan da Tümer sakatlandı. Yani Fatih Terim'in güvendiği bütün dağlara kar yağınca takım oyun kurucusuz kaldı. Bir takım oyun kurucusuz nasıl top oynar? Çek maçının sonunda konuşan Van Hooijdonk, "20 dakika kala Arda sazı eline aldı" dedi. Bu çok önemli. Oyun kurucusu olmayan takımda, forvetine top gitmeyen takımda Arda, 20 dakika kala sazı eline alınca oyun değişti. Oyun kurmaya başladık. Orada tabii bir ayrıntı daha var. Ben bu turnuvada Fatih Terim'e inanamıyorum. 2006 Dünya Kupası seçmelerinden, yani 2004 yılından başlayarak, biz bir şeyi çok iyi gözledik. Hamit ile Sabri arka arkaya oynadıkları zaman Türk takımının sağ kanadı çok önemli bir güce ulaşıyor ve rakibin sol kanadını paçavra ediyor. Orada Hamit ile Sabri, kendi fiziksel durumlarına, yorgunluklarına göre ileri ya da geri yer değiştirerek ve de birlikte hücuma çıkarak, birbirlerini kaçırarak, harikalar yaratıyorlar. Bunu görmeyen, bilmeyen yok. Sokaktaki 10 yaşındaki çocuklar görüyor. Bu ikiliyi bozdu. Sabri'den önceki Hamit'e bak oyunda yok. Portekiz maçında da İsviçre maçında da Çek maçında da oyunda yok. Ne zaman Sabri oyuna girdi, Hamit atağa geçti. Rakip savunmayı dağıtıyorlar. Aralarında garip bir frekans var, bir uyum var, bir anlaşma var. Senin böyle bir sağ kanat gücün var, sol kanatta her zaman harikalar yaratmaya hazır bir Arda var; ama pivot santrforun yok. Fenerbahçe'nin yedeği Semih bir şey yapmadığı görüldüğü için oyundan alınınca 23 kişilik kadronun içinde dışında bir tane santrfor yok. Peki bu kanat akınlarını kime yapacaksın?

MAÇIN ADAMI ARDA

Hamit'in o ortasına Cech ile beraber kafaya çıkan ve vuran Hakan mı etkili olur, ya da Cech gibi dünyaca ünlü bir kalecinin topu elinden kaçırması için bekleyen Nihat mı? Hangisini düşünür bir teknik direktör? Kanat akını düşünen bir teknik direktör, hangisini umar, hangisine göre takım yapar? 'Sen civarda dolaş da Semih kardeşim, Nihat kardeşim kaleci elinden kaçırırsa içeri atarsın!..' Böyle bir oyun düşüncesi olur mu? Bu kadar güzel kanat akını yapabilecek bir takımın harika bir pivot santrforunun olması lazım, bu da elinde var. Hadi onu çağırmıyorsun. Yedeği var: Ümit Karan; çağırmıyorsun... Hadi onu çağırmıyorsun yedeği var; Fatih Tekke, çağırmıyorsun. Hadi onu çağırmıyorsun yedeği var Mehmet Yıldız; onu da çağırmıyorsun. Fenerbahçe'nin santrforu Semih'in dışında takımda santrfor yok. İnanılacak gibi değil. Ama işte böyle olduğu için de biz mucizelerle çeyrek finale kalabiliyoruz. Yoksa bu Türkiye, bu turnuvada finale kadar çok rahat gider.

UEFA maçın adamı olarak Nihat'ı gösterdi. Size göre maçın adamı kim: Nihat mı, Arda mı?
Arda. Nihat ne yaptı: 2 tane gol attı. Nihat'ın attığı 2. gol muhteşem ama Nihat, Nihat olsa o maç o hale gelir miydi? O maçı biz daha baştan alırdık. Nihat ile Tuncay oyunda yok. 9 kişi oynuyor takım, bu nedenle Çekler 2-0 galip duruma geçiyor.



Bu haber 300 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    6,323 µs