Üniversite fantezisinin sonu! | " /> Üniversite fantezisinin sonu! | "/>

En Sıcak Konular

Üniversite fantezisinin sonu!

16 Haziran 2008 17:23 tsi
Üniversite fantezisinin sonu! ÖSS aşağılanıyor, üniversite yüceltiliyor... Üniversitenin ülkemizde bu denli yüceltilmesi, onun gerçek hususiyetlerinden mi, yoksa ona dair kurulan fanteziden mi kaynaklanıyor? İşte Türkiye'nin kanayan yarasına farklı bir bakış!

Her yıl olduğu gibi bu yıl da ÖSS ve dershaneler hakkında bir sürü negatif haber yapıldı. Başbakan Erdoğan bile konu hakkında konuşurken ‘garabet’ türünden nitelemelerde bulundu...

ÖSS’yi eleştirmek noktasında var olan bu ittifak, ÖSS’ye çözüm getirmek noktasında da sürüyor: ‘Hiçbir lise mezununu açıkta bırakmayacak sayıda üniversitenin kurulması,’ hem ÖSS’ye karşı çıkanlar tarafından hem de toplumun eğitim seviyesinin yükseltilmesini müdafaa edenler tarafından neredeyse karşı konulamaz bir teklif olarak kabul görüyor.

Elbette ne ÖSS’nin ne de ‘dershane tezgâhının’ savunulacak hiçbir tarafı yoktur. Lakin 'demir' üniversitelerle yurdu dört baştan örmeyi, gençliğin işsizlik ve eğitimsizlik krizlerine karşı yegâne çare olarak görmek, hem gençliğin hem piyasanın hem de üniversite eğitiminin içinde bulundukları krizleri gözden kaçırmak anlamına gelir.

Asıl sorun okumamak!

Bugün gençliğin asıl sorunu, üniversiteye gidememek değil okumamaktır. Zira üniversiteye giden öğrencilerin bile çok ama çok büyük bir kısmı kitap falan okumamaktadır. Onun yerine, sınıfta hocanın ağzından her çıkanı kayda geçiren birkaç öğrencinin notlarını ezberleyip okullarını bitirmektedirler.

Neticede temelde pratikten ziyade teoriye yönelik olarak eğitim veren üniversitelerden teorinin kendisini de adam gibi hazmedememiş öğrenciler mezun oluyor. Ve iş görüşmeleri esnasında çok ciddi sarsıntılar geçiriyor öğrenciler.  Müracaat ettikleri işlerde, kendilerinden talep edilen kalifikasyonlarla kendilerinin üniversitede yarım yamalak öğrendikleri bilgiler arasında büyük bir uçurumun olduğunu fark ediyorlar.

Nereye geldim ben böyle?

Diğer taraftan üniversite öğrencilerinin çoğunda ‘nereye geldim ben böyle?’ sorgulaması bir kriz halinde ortaya çıkıyor.  

Hem Türkiye’nin en iyi üniversitelerinde lisans ve yüksek lisans eğitimi almış hem de bu üniversitelerin pek çoğunda geniş bir arkadaş çevresine sahip olmuş biri olarak söyleyebilirim ki en çok da bu türden üniversitelerde yüksek puanlı bölümlerinde okuyan öğrenciler böyle bir sorgulamayı daha fazla yapıyorlar.

Çünkü tercihler sadece bölümlerin reytingleri (puanları) esas alınarak yapılıyor; bu reytingler de bölüm sayesinde edinilecek mesleğin getireceği prestij ve para muhasebesine bağlı olarak ortaya çıkıyor. 

Dolayısıyla üniversiteyi hem meslek edinme hem de prestij ve para kazanma mekanı olarak tahayyül eden ve bu minvalde tercih yapan öğrenciler, hem ‘ben bu bölümde bu üniversitede okumak istiyor muyum’ sorgulamasını bir kenara bırakıyor ve sırf ‘reyting’ uğruna dört senelerini heba ediyorlar hem de meslek sahibi olmak için okumanın çok da gerekli olmadığını fark edip entelektüel anlamda kendilerine hiçbir şey katamadan odun gibi mezun oluyorlar üniversitelerinden.

Statükonun hizmetçisi!

Entelektüel bir birikime sahip olmamanın yani sormamanın, sorgulamamanın, araştırmamanın siyasi veçhesiyse tam bir felaket olarak tezahür ediyor. Düşünmek suretiyle özneleşen değil kafayı para ve prestije (üniversitede tadılabilecek olan pek çok süfli hazza) takmış olarak ancak tebaalaşan ‘vatandaşlar’ ortaya çıkıyor. Statüko daha da istikrarlı hale geliyor.

Zaten pek çok üniversite, devletin ideolojik aygıtı olarak işlev görüyorlarken buna bir de öğrencilerin entelektüel açıdan korkunç derecede fakir olmaları eklenince, işte o zaman üniversite ile kışla arasındaki fark git gide kapanır oluyor…  

Bütün öğrenciler sadece üniversiteye yönlendirildikleri için hakikaten bir mesleği, bir zanaati olan insan yetişmez hale geliyor. Liseyi bitirdikten sonra belli bir zanaat sahibi olmaya karar veren çocuklar da çok sıkıntı çekiyorlar çünkü herkesin malumu olduğu üzere ağaç yaşken eğiliyor. 

TÜSİAD bas bas bağırıyor ‘ara elemana ihtiyacımız var’ diye ama sistem ideolojik saçmalıklar, korkular yüzünden söylenenlere hiç kulak asmayıp meslek liselerinin önünü tıkamaya gayret ediyor. 

Hulasa üniversite bu memlekette tam anlamıyla bir fantezidir. Ve onun bu fantastik hali de pek çok gerçeğin üzerini örtmektedir.

Tamam, son kertede fantezi, gerçek karşısında yenilmektedir fakat mesele, duvara toslar gibi gerçeği öğrenmek değil fantezilerden uyanıp gerçeğe dolaysızca bakmaktır vesselam..

www.iyibilgi.com analiz Erkam Can



Bu haber 809 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,146 µs