Acemi ve telaşlı bir savunma hamlesi | " /> Acemi ve telaşlı bir savunma hamlesi | "/>

En Sıcak Konular

Acemi ve telaşlı bir savunma hamlesi

16 Haziran 2008 16:34 tsi
Acemi ve telaşlı bir savunma hamlesi Taraf gazetesi Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ile Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Başbuğ'un gizli görüşmesini ortaya çıkarınca MERKEZ medya, "acemi bir psikolojik savaş" ifadesini kullandı. Taraf gazetesinden Emre Uslu da bu medyanın tavrın

Emre Uslu/Taraf

Acemi ve telaşlı bir savunma hamlesi

12 haziran günü, Vakit gazetesi Kara Kuvvetleri Komutanı İlker Başbuğ’un Ağlama Duvarı’ndaki fotoğrafını yayınladı. 13 haziran’da Taraf’ın duyurduğu Anayasa Mahkemesi Başkan Vekili Osman Paksüt ile İlker Başbuğ görüşmesi gündemi sarstı.

Hemen belirmeliyim ki Vakit’in yaptığı düpedüz ayıp ve etik sınırlarını çok ama çok zorlayan bir gazetecilik örneği. Hepimiz gittiğimiz ülkelerde tarihî mekânları ziyaret eder oralarda yapılan ritüellerin insanı nasıl bir duygunun içine soktuğunu birinci elden hissetmeye çalışırız. Muhtemelen Gen. Başbuğ da benzeri bir deneyim için ağlama duvarında dua etmiştir. Bunda yadırganacak, ayıplanacak hiç bir durum yoktur.

Vakit’in ayıbının altını kalın çizgilerle çizdikten sonra merkez medyadaki acemi ve telaşlı savunma hamlesini de değerlendirmek gerekiyor. Taraf’ın Başbuğ-Paksüt görüşmesi haberinin ardından 14 haziran günü merkez medyanın embedded (yamanmış/yamak) yazarları bir savunma hamlesi içinde görülüyor.

Şöyle başlayalım: Vakit’in “Ağlama Duvarı’nda bir bürokrat” başlığıyla verdiği ayıp haber 12 haziran günü yayınlandı. 13 haziran günkü gazetelerde, haberde fotoğrafı yayınlanan bürokratın kim olduğuna ilişkin bir kelime bile haber ya da yorum yok. Ne zaman ki Taraf’ın haberi gündemi sarstı, embedded gazeteciler devreye girdi.

Ertuğrul Özkök bizzat devreye girerek “Yer Göztepe, zarf beyaz” başlığını attığı yazısında Atabeyler Operasyonu sonrasında yaşananlarla paralellik kurup Başbuğ-Paksüt görüşmesini bağlamından koparmaya çalışıyor. Hoş, Atabeyler Operasyonu’nda da yamanmış gazeteciler tam bir karartma stratejisi izlemişti ya neyse. Özkök, yazısında benim de genel olarak katıldığım bir takım normatif değerlere değinirken Ağlama Duvarı’nda dua eden bürokratın İlker Başbuğ olduğunu belirtiyor ve fotoğrafın Hürriyet’e de gönderildiğini açıklıyor. Aynı yazıda Başbuğ’un Mescid-i Aksa’ya da gittiğini ve orada da fotoğrafı çekildiğini açıklıyor. Benzer içerikteki bilgiler Akşam’dan İsmail Küçükkaya’nın yazısında da mevcut. Küçükkaya Mescid-i Aksa’da çekilen fotoğrafın Ağlama Duvarı’ndakinden 15 dakika sonra çekildiğini belirtiyor.

Buraya kadar anlatılanları kritik bir okumayla okumazsanız son derece haklı bulabilirsiniz. Ancak, durum o kadar basit değil. 14 haziran günü benzer içerikli yazılar yazan yazarların cevaplaması gereken temel sorular şunlar: Madem o bürokratın İlker Başbuğ olduğunu biliyordunuz ve madem Vakit’in bu ahlaksız yayınına karşısınız bunu neden Vakit’in haberinin ertesi günü, yani 13 haziranda yazmadınız? Neden bir gün daha bekleme ihtiyacı hissettiniz? Taraf’ın 13 haziran tarihli Başbuğ-Paksüt görüşmesi haberi olmasaydı, Vakit’te yayınlanan fotoğrafın Başbuğ’a ait olduğunu açıklayacak mıydınız? Fotoğraftaki kişinin Başbuğ olduğunu açıklayarak ve tüm kamuoyuna yayarak Vakit’in ayıbına dahil olmadınız mı? Bundan amacınız Taraf’ın haberinin içeriğini tartışmayı engelleme girişimi olmasın?

Madem o fotoğrafın Başbuğ’a ait olduğunu açıkladınız, madem Vakit’in ayıbına itiraz ediyorsunuz ve madem o fotoğraftan ayrı, bir de Mescid-i Aksa’da çekilmiş fotoğraflar olduğunu biliyorsunuz, eğer amacınız Paksüt-Başbuğ görüşmesini örtmek değil ve Başbuğ’a yapılan ahlâksız saldırıyı boşa çıkarmaksa, Mescid-i Aksa’da çekilmiş fotoğraflarını yayınlayın böylece Başbuğ’un yıpratılması engellenmiş olur.

Paksüt-Başbuğ görüşmesini anlamsızlaştırma çabaları yazıların içeriğinde de görülüyor. Örneğin Özkök, yazısında Paksüt-Başbuğ görüşmesine hiç değinmemiş. Küçükkaya ise Paksüt-Başbuğ görüşmesini “(Paksüt’ün) ...takip edildiği iddiaları henüz sıcaklığını korurken, dün İlker Başbuğ ile Osman Paksüt arasındaki görüşme yer-saat-plaka gibi tüm bilgiler verilerek duyuruluyor” şeklinde vererek görüşmenin siyasi yönünü anlamsızlaştırıyor.

Bu gazetecilerin arasında en ilginç yazıyı Radikal’den Murat Yetkin yazıyor. “Bir acemi psikolojik savaş” başlığını koyduğu yazıda Özkök ve Küçükkaya’nın yazdığı bilgileri benzer perspektifle verdikten sonra, Star gazetesinde yayınlanan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Ergin Saygun’un tedavisi ile ilgili haberi konu ediniyor ve şöyle diyor: “...bu düzeydeki insanlar bu tür tıbbi işlemleri kendi isimleriyle yaptırmaz. Örneğin, Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Ömer Çelik’in zamanında müdahalesiyle çok daha kötü bir akıbetten kurtulduğu rahatsızlığında Güven Hastanesi’ndeki dosyası kendi adına mı açılmıştı? Sığlık, intikam duygusuyla, insanların zekâsına hakaret edecek düzeyde temelsizlikten kaynaklanıyor.”

Oysa bizzat Genelkurmay Başkanlığı’nın açıklaması Yetkin’in yaklaşımının temelsizliğini ortaya koyuyor: “Açıklanması suç teşkil eden kişisel sağlık bilgileri, yasal olmayan yollarla elde edilerek gazete manşetlerine taşınmaktadır.” Embedded gazetecilerinki bir acemi savunma hamlesi gibi görünüyor...
Sanırım sorun, hangi koşulda olursa olsun kişileri ve kurumları mı yoksa demokrasi ve değerleri mi savunacağımız konusunda belirgin bir seçim yapma(ma) noktasında düğümleniyor... 



Bu haber 867 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,354 µs