En Sıcak Konular

Türkler tarihi nasıl yaptı, nasıl yazdı

16 Haziran 2008 14:30 tsi
Türkler tarihi nasıl yaptı, nasıl yazdı İlber Ortaylı, Tarih yapan milletlerden biri olarak Türklerin tarih bilincine ne derece sahip olduğunu sorgularken, tarihin günümüzü etkileyen çetrefilli konularını da yorumluyor..

"Milletlerin ortak hafızası, tarih dediğimiz zaman kesiti içinde oluşur. Bizim dışımızda gibi görünen birtakım olaylar, savaşlar, istilalar, göçler kimliğimizin oluşumunda son derece messirdir" diyen Prof. Dr. İlber Ortaylı, bir tarihçi olarak, "Bu mülahazalara baktığımızda gerçek bir kimlik bilincine ulaşabilmek için, vazgeçilmez unsuru olan tarihi iyi bilmemiz gerektiğini görüyoruz" teşhisinde bulunuyor son kitabının önsözünde.

Tarihi konuların eskisine nazaran daha yoğun ilgi gördüğünü belirten İlber Ortaylı "Bilmesek ve dikkate almasak da tarih bize kendisini dayatıyor" diye sesleniyor okurlarına...

Prof. Dr. İlber Ortaylı Timaş yayınlarından neşredilen Tarihimiz ve Biz adlı son kitabında "Tarih yapan milletlerden biri olarak biz Türkler tarih bilincine ne derece sahibiz? Geçmiş belgelerimize ne kadar yakın, ne ölçüde uzağız?" sorularına yanıt ararken derin vukufiyeti ve benzersiz üslubuyla okurları tarihimizle tanıştırıp, yüzleştirmeyi amaçlıyor...

İlber Ortaylı'nın konuşmalarından derlenmiş konulardan oluşan Tarimiz ve Biz, Osmanlı’nın klasik dönemini, XVIII ve XIX. asırlardaki toplumsal ve siyasî panoramayı, bugünkü Avrupa’yı var eden koşulları, Türk, Rus ve Japon modernleşme yolculuklarını, kısacası dünya medeniyetinin kökenlerini gözler önüne seriyor.

Anadolu’da Osmanlı Hâkimiyeti, Bir Balkan İmparatorluğu Olarak Osmanlı, Viyana Kuşatması: Yeni Bir Osmanlı’ya Doğru… Osmanlı Modernleşmesi, Doğu ve Batı Ayrımları, Avrupa Nedir, Nereleri Kapsar? Batı’da Türk İmajı, Yabancıların Gözüyle Osmanlı:, Seyahatnameler, Türkiye’nin Oluşumu, Romalılık, Osmanlılık, Türkiyelilik
Osmanlı Zamanında Sanat, Katolik-Ortodoks Dünyası Ermeni ‘Soykırımı’ İddiaları Üzerine görüşleri kitabın ana eksenini oluşturan başlıklar.

TARİH KESİNTİYE UĞRAMAZ

Tarihin kesintiye uğramayan bir süreç olduğuna dikkat çeken İlben Ortaylı, kitabına tarih bilincinin ne olduğunu sorgulayarak başlamayı tercih ediyor ve daha sonra tarih yapmak ve tarih yazma konusuna değiniyor ve Türklerin tarihi yapanlar olduğunun altını özellikle çizdikten sonra tarihin nasıl yazıldığını ve yazılması gerektiğine dair fikirlerini açıklıyor..

Daha sonra Türkiye'nin oluşunu, Türkiyelilik, Türklük kavramlarının doğuşunu izah ederek, Osmanlı tarihini enine boyuna sorguluyor. Bu sorgulamalar tarihin statik konularından çok, uzantıları günümüzü etkilen çetrefilli meseleler etrafında yoğunlaşıyor...

Haber 7 Kitap Dünyası olarak bu ilginç kitaptan altını çizdiğimiz bazı önemli saptalamaları aktaralım istedik. İşte kitaptan sizler için cimbizladığımız bir kaç ilginç konu:

İşte Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya göre tarihi bazı ilginç soruların ilginç yanıtları:

"Türkiyeli” tabiri nereden çıktı?

Türkiye tabiri hâkim etnik gruba göre, ülkemize başkalarının verdiği bir isimdir. Şimdi bir de Türkiyeli tabiri yaratmanın mantıkla bağdaşır bir yanı olamaz. Kaldı ki, bu gibi mantık çıkmazlarını önlemenin önemli bir yolu tercüme etmekten geçer. Bir çevirin bakalım, Türkiyeli'yi hangi gümrükten nasıl çevirip geçeceğiz? Size kimlik soruyorlar, kimliğinizi açık söyleyin. Türkiyeli bir üst kimlik olamaz. Başkaları da başka bir kelimeyi üst kimlik olarak kullanmaya kalkarsa ne dersiniz?

Terimlerin nasıl oluştuğunu bilmek için çocukların lego oyunu gibi zihinsel idman yapmak yetmez. Kelimelerin arkasında uzun bir tarih, beklenmedik metaforlar ve değişimler yatar. Filoloji ve tarih bilgisinden yoksun olarak, masa başında ortaya konan bazı terimlerin hiç kimseye bir ufuk açacağına inanmıyoruz. Zaten işin garibi, bazı gayretkeşlerden başka kimse bu gibi zihin oyunları istemiyor. Türk aydınları, ta Ziya Gökalp'ten beri, üstünkörü sözlüklere bakarak ortalığa kendilerince büyük ve ufuk açıcı kavramlar atmakla meşguldür. Hepsi biraz ortalığı karıştırır, sonra da unutulur gider.

Türkiye’de aristokrasi var mı?

Türkiye’de bir aristokrasi bulamazsınız. Hele bu aristokrasiyi tasdik edecek, meşrulaştıracak bir kayıt sistemi suret-i katiyede mevzubahis değildir; çünkü Türkiye’de böyle bir şey yoktur.

Ekümeniklik tartışmalarının kaynağı nedir?

Romalılık modern çağlarda yaşaması mümkün olmayan bir emperyal kavramdır. Bahsettiğimiz dönemlerde kiliseye dahi Roma, yani Rum-Ortodoks kilisesi denilirdi. Bugün Batılılar bu kelimeyi Hellen Ortodoks anlamında Grek Ortodoks diye yanlış kullanıyorlar; kilise de Romalılık kavramının zaten bütün dünyayı kapsadığını unutmuş, ekümenik kavramı peşinde koşuyor.

Hukuk fakültelerine model olan medreseler..

XIX. yüzyılın bazı modern medreseleri vardır ki astronomi ve Fransızca gibi dersler verirler. II. Mahmut devrinde hukuk mektebi kurmuşuz, ama Romanist hukuk ekolüne bir türlü adım atamamışızdır. Eğitim o kadar zayıf kalmıştır ki, bir asır sonra gelen Fuat Köprülü gibi bir Türk dâhisi bile, hukuk mektebinde hiçbir şey öğrenemeyeceğini anlayıp, haklı olarak, mektebi terk eder. Oysa bazı medreselerin ders programlarına baktığınızda, hukuk mektebinden daha Batılı oldukları görülmektedir. Romanist hukuk sisteminin esaslarını kavramaya, öğrenmeye çalışmaktadırlar. Öyle bir şey ki, modern hukuk fakültelerimiz bile bu ders programını taklit etmiştir.

Türkiye’de azınlıklar ne durumda?

Lozan Anlaşması’yla teminat altına alınan azınlık okulları, maalesef talebe ve öğretmenlerin azaldığı yerlerdir. Bunların kültür hayatımızda yeniden daha etkili ve yararlı kurumlar olması için çalışılması gerekiyor.

Osmanlı İslam hukukuna ne derece bağlı idi?

Osmanlı 1858, yani 1274 Hicri tarihli Arazi Kanunnamesi ile kız evlada da erkek evlat gibi eşit pay veriyor. İslam hukukunun bilinen hükmü burada istisna ediliyor.

Katolik ve Ortodoks dünya neden ayrıldı? İstanbul bu ayrılıkta nasıl bir rol oynadı?

Katolik Ortodoks çatışmasının asıl sebebi, teolojik yorum farkları değil, Haçlı Seferleri sırasında Latinlerin yaptığı emsalsiz kıyımdır. Büyük kitle yorum farklılıklarıyla ilgilenmiyordu. Ne zamanki XI. asırda; bugünkü Galata’da bulunan bazı İtalyan kiliselerinin, Batı kiliselerinin, Roma’ya bağlı cemaatlerin konumları ve yaşayışları çatışma konusu oldu ve Bizans’taki Konstantinopol Patrikliği bu kiliselere müdahale etti,  kavga o zaman sokağa döküldü.

Roma’dan gelen bir kardinal, aforoz beratını Ayasofya’nın mihrabına dikti. Bununla “Sizi tanımıyoruz! Doğu Patrikliği, İstanbul Patrikliği uydurma bir makamdır. Bize itaat etmediğiniz ve bu davranışınızda devam ettiğiniz takdirde, sizinle uzlaşmamız mümkün değildir. Sizi aforoz ediyoruz” demekteydi. Mukabilinde de Doğu Kilisesi, yani İstanbul Patrikliği de aynı şekilde Roma’yı aforoz etti ve Konstantinopol Patriği mukabil aforoz beratını yolladı. Kiliseler düzeyindeki bu çatışma, maalesef 1204’te, Venediklilerin kışkırttığı Haçlı Seferleri’yle İstanbul’a yöneldi….

Birleşebilirler mi?

Birleşme durumu, 1950’lerde ve fiilen 1960’larda gündeme geldi. Papa’nın Türkiye’yi ve Fener Patrikhanesi’ni ziyaretiyle bu konu açıldı…"

(Haber 7)
 



Bu haber 441 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,335 µs