En Sıcak Konular

The Economist Türkiye'yi anlamaya çalıştı!

13 Haziran 2008 22:02 tsi
The Economist Türkiye'yi anlamaya çalıştı! The Economist, son gelişmeleri, 'Laik ve dindarlar, öngörülemez sonuçları olan çatışmaya doğru gidiyor' ana fikriyle yorumladı...

TÜRKİYE... ÖRTÜDEN DE ÖTE

Dindar Anadolululara hitab eden sağ görüşlü siyasetçi Adnan Menderes, Türkiye'de 58 yıl önce yapılan ilk özgür parlamento seçimlerinin ardından iktidara geldikten birkaç hafta sonra bir grup subay askerî darbe planları yapmaya başlamıştı bile. On yıl sonra, laik aydınların ve siyasetçilerin de desteğiyle o sırada üçüncü dönem iktidarını sürdürmekte olan hükümeti devirdiler. Bundan bir yıl sonra da, Eylül 1961'de, Adnan Menderes asıldı.

Genç bir eylemci olan Genç Sivil Yıldıray Oğur, 1960 yılındaki darbe ile bugün Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) devrilmesi için Türkiye'nin generalleri ve hâkimlerinin başını çektiği kampanya arasında endişe verici paralellikler görüyor.

Türkiye, Anayasa Mahkemesinin, AKP'nin kapatılmasıyla aralarında Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül'ün de bulunduğu 71 partilinin siyasetten men edilmesi talebiyle, Yargıtay Başsavcısı'nın, şeriat yasasını getirmeye çalıştıkları yönünde pek de sağlam temelleri olmayan gerekçelerle açtığı davayı esastan görmeye başladığından bu yana karışıklık içinde.

Parlamentonun büyük çoğunluğu tarafından kabul edilen ve genç kadınların üniversitelerde İslami tarzda başörtüsü takmalarına izin veren yasayı Mahkemenin iptal ettiği 5 Haziran gününden sonra durum daha da ciddileşti. Mahkeme, bu yasayı 9'a karşı 2 oyla iptal ederek, AKP'yi kapatma kararı alacağı yönünde de açık bir sinyal vermiş oldu. Kapatma davası ile ilgili hükmün sonbaharda verilmesi bekleniyor.

Çoğu kişi açısından karar, yargısal bir darbe: Zenginliği ve sosyal alanı, AKP'nin simgelediği dindar Türklerden oluşan bir yükselen sınıfla paylaşmayı reddeden elit kesimin, iktidarı ele geçirmek için son girişimi. Bu, ayrıca Anayasa Mahkemesinin saygınlığını daha da düşürebilir. Yıldıray Oğur, davanın bütün bunların dışında, "son sözün seçilmiş siyasetçilere değil kendilerine ait olduğuna inanan bir orduyu" açığa çıkardığını söylüyor.

Meydan okuyan Erdoğan ise savaşacağını söylüyor. Bu hafta, Mecliste öfkesi burnunda, yaptığı konuşmasında, mahkemenin yetki alanını aştığını belirterek "halka bunu açıklamalı" dedi. Bir tarafta, hâkimlerin atanmaları ve siyasi partileri kapatma yetkilerinin sınırlanması için yasaların değiştirileceği söylentileri var; diğer tarafta AKP'li bazı yetkililer, milyonlarca taraftarı sokaklara dökmeyi hayal ediyor. Ancak, bu şekilde, açık bir askerî darbeye davetiye çıkarabileceklerini de biliyorlar. Bir AKP milletvekili, "Kurbanlık koyun gibiyiz. Bu kaderimizden artık bıktık" diye iç geçiriyor.

Bazıları da umutlarını Batı'nın desteğine bağlamış durumda. Avrupa Birliği, AKP'nin kapatılması hâlinde üyelik müzakerelerini askıya alacağını ima etti. Ancak, Fransa ve
Avusturya gibi ülkelerdeki Türkiye'nin üyeliğine karşı tırmanan muhalefet sayesinde zaten çok az sayıda Türk, AB'ye gireceklerine inanıyor. AB ile ilişkileri gözlemleyen Cengiz Aktar, "Havucu kalmayan AB, artık sopa da gösteremez" görüşünde.

AKP'nin devrilmesine karşı en büyük caydırıcı ise Türkiye'nin sallanan ekonomisi. Altı yıl süren istikrarlı büyümenin ardından ekonomi yavaşlamaya başladı, enflasyon çift haneli rakamlara geri döndü ve bu yılın cari işlemler açığının, GSYİH'nin yüzde 7'sine çıkması bekleniyor. Eski Hazine Müsteşarı ve muhalefet milletvekili Faik Öztrak, Türkiye'nin bu açığı kapatabilmek için en az 135 milyar dolar döviz akışına ihtiyacı olduğunu tahmin ediyor. Öztrak'ın da dokunaklı bir şekilde sorduğu gibi "Bu para nereden gelecek?"

Yatırımcıların güveni, hükümetin IMF ile mayıs ayında vadesi dolan stand-by anlaşmasının uzatılması konusundaki kararsızlığı nedeniyle sarsıldı. IMF'nin Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni, "Mali piyasalarda belirsizlik sürerken Türkiye, politik hataları muhtemelen daha da pahalıya oturtacak gergin bir ipte yürüyor. Özellikle belediye bütçelerinde reform gibi belirlenmiş mali hedeflere ulaşılmasını engelleyecek bazı yeni girişimler, politikalar arasındaki dengeyi bozabilir ve bunlardan kaçınılması gerekir" diyerek hükümetin yerel yönetim harcamalarının artırılması planına atıfta bulunuyor.

Oysa İstanbul'daki birçok finansçı, pek de telaşa düşmüş görünmüyor. AKP kapatılsa dahi paniğe kapılmak için bir neden görmüyorlar. Savları, dersini aldıktan sonra aklını başına toplamış bir AKP'nin yeni bir isim altında tekrar örgütleneceği ve yola aynen devam edeceği şeklinde. Kuşkusuz, bir parti kapatıldığında (bu genellikle ya Kürt yanlısı ya da İslamcı bir parti oluyor) üyeleri genellikle yeni bir bayrak altında tekrar bir araya geliyor. Ancak, İslamcı partiler çoğu zaman daha güçlü bir şekilde dönüyor.

AKP, bizzat 2001'de kapatılan Fazilet Partisinin içinden çıkmıştı. Parti 2002'de iktidara gelmiş ve geçen yılki seçimlerde oylarını daha da artırarak ikinci bir dönem için iktidarı almıştı.

Parti kapatılsa dahi, AKP'nin Mecliste kalacak milletvekillerinin sayısı bir erken seçim kararı çıkarmak için yeterli olacak. Ancak, Batılı bir diplomatın ortaya koyduğu gibi "AKP'liler, bir yanda darbe olmak üzere sıkışmış durumda" ve asıl soru şu: "AKP'ye karşı bu stratejiyi izleyenler, onların daha güçlü bir şekilde dönmesine izin verecek mi?"

AKP'nin bu süreçten yara almadan çıkacağı konusunda herkes hemfikir değil. Kendi yandaşları dahi Erdoğan'ın, türban yasasını daha geniş kapsamlı bir anayasal reform paketine dahil ederek geçirmemekle stratejik bir hata yaptığını düşünüyor. Bunun yanında, laiklik yanlılarının endişelerini yatıştırmak yerine bazı AKP mensupları başörtüsünün yakında devlet dairelerinde de serbest bırakılacağını ifade ettiler. Birçoklarının düşüncesine göre, geçen Ağustos'ta Dışişleri Bakanlığından Cumhurbaşkanlığına çıkan Abdullah Gül'ün meydana getirdiği boşlukta da gene Erdoğan ve hatalarının rolü var.

Zira, parti içinde ikinci isim olan Gül, Erdoğan'ın birçok katı yönlerini törpüleyebiliyordu. Diğer yandan, geçen yıl Güneydoğu Anadolu'da Kürtlerden sağlanan destek, Başbakan Erdoğan'ın ordunun baskılarına boyun eğerek, PKK teröristlere karşı Kuzey Irak'ta sınır ötesi operasyon yetkisi verdiğinden beri zayıflıyor. Erdoğan, ayrıca Meclisteki Kürt kökenli DTP milletvekillerini muhatap olarak kabul etmiyor. Bunlara ilaveten, 1 Mayıs gösterilerinde İstanbul'da sergilenen polis şiddeti ve toplu gözaltılar da, Erdoğan'ın imajını olumsuz bir biçimde etkiledi.

Gene de, gerek kendisinin gerek partisinin yaptığı yanlışlara rağmen kamuoyu yoklamalarına göre AKP hâlâ rakiplerinin açık ara önünde gidiyor. AKP'nin Diyarbakırlı üyesi Abdurrahman Kurt "Bizi reformlar hakkında yavaş davranmak konusunda tenkit edebilirsiniz, ama gerçekte biz Türkiye'nin sindirebileceğinden çok daha fazla değişiklikler yaptık" diyor. AKP, dindar insanlara siyasi arenada söz hakkı vererek onların demokrasiye olan inancını da sağlamlaştırıyor.

Diyarbakır'daki Dicle Üniversitesinde sosyolog olarak görev yapan Mahzar Bağlı, "Anayasa Mahkemesi başörtüsü yasasını iptal ederek, radikal grupların illegal yollarla haklarını aramaları riskini doğurdu" diyor. Başka bir deyişle, laiklik yanlılarının AKP'ye saldırısı, radikal İslam tehdidini artırmış olabilir.

dunyabulteni



Bu haber 526 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,174 µs