Gizemli yemeğin şifresi!

12 Haziran 2008 08:00 tsi
Faruk Loğoğlu'nun evinde gerçekleşen esrarengiz 'aile' yemeğinin detayları ortaya çıktı.

Eski Cumhurbaşkanı Sezer ve Kanadoğlu liderliğindeki buluşmada Anayasa Mahkemesi'nin son kararı 'ailece' değerlendirildi.Türkiye'nin eski Washington Büyükelçisi ve Avrasya Stratejik Araştırmalar Merkezi Başkanı Faruk Loğoğlu'nun evinde önceki akşam düzenlenen yemek, katılımcılarının kimliği sebebiyle büyük tartışma konusu oldu. Anayasa Mahkemesi'nin üniversitelerde başörtüsüyle ilgili anayasa değişikliğini iptal etmesiyle başlayan tartışma sürerken gerçekleşen buluşma Ankara'yı hareketlendirdi. Kulislerde "Bu yemekte bir iş var" yorumlarına yol açan organizasyonun katılımcıları, yemeğin "rutin" olduğunu iddia ederken, bu isimleri bir araya getiren bağlar konusunda ise birçok iddia ortaya atıldı.

Amaç bir araya gelmek

Loğoğlu'nun evindeki yemeğe eski Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, Yargıtay eski Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu ve eşi Bilge Kanadoğlu, TBMM eski Başkanı Hikmet Çetin, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Nusret Aras, Hacettepe Üniversitesi eski Rektörü Prof. Tunçalp Özgen ile İsmet İnönü'nün kızı Özden Toker katıldı. AK Parti'ye kapatma davası, Anayasa Mahkemesi'nin başörtüsü kararı gibi sıcak gündemlerle boğuşan Ankara'da kritik isimleri bir araya getiren Loğoğlu, davetin sadece bir araya gelmek amacıyla düzenlendiğini açıkladı.

Sıradan konuları konuşmuşlar!

Davete katılan misafirler de eski Büyükelçi'nin sözlerini doğruladı. Davetin ilgi çeken isimlerinden Kanadoğlu, yemeğin özel bir aile yemeği olduğunu, konuşulan konuların da özel konular olduğunu söyledi. Kanadoğlu, "Faruk Bey, Sayın Cumhurbaşkanımız Ahmet Necdet Sezer'in onuruna bir yemek vermiştir. Üzerinde durulması gereken bir olay değil. Spekülasyon yapmayı gerektirecek bir durum yok" diye konuştu. Çetin de, "Faruk Bey zaman zaman böyle yemekler düzenliyor. Bu defa basın olunca gündeme geldi. Farklı şekilde algılandı. Özel bir gündemi anlamı yok. Futbol, gündelik konular falan konuşuldu. Kimi zaman dışarıda kimi zaman evde sürekli yaptığımız bir görüşmeydi" dedi. Özgen ise yemeği Loğoğlu'nun dostlarına bir jesti olarak değerlendirirken, "Fatih Terim'den Milli Takım'dan, futboldan konuştuk" demekle yetindi.

Kanadoğlu'dan Sezer'e övgü

Katılımcıların "rutin" diye değerlendirdiği yemekte kulislere yansıyan bilgiye göre AK Partiye açılan kapatma davası ve dava sonrası süreç de konuşuldu. Yemekte, Kanadoğlu'nun Sezer'e, "Anayasa Mahkemesi üyelerini çok doğru atamışsınız. Ne kadar doğru atamalar yaptığınız ortada. Rejimin geleceğini kurtarıyorlar" dediği de kulislere yansıdı. Kanadoğlu'nun ayrıca Başbakan Erdoğan'ın grup konuşmasına atıf yaparak, "Başbakan 148. maddeyi yanlış yorumluyor. Böyle değil" değerlendirmesinde bulunduğu da gelen bilgiler arasında.

Hangi ailenin parçası

Yemeğin katılımcısı isimlerin tamamının Türkiye'nin yaşadığı sürece bir yerlerinden girip çıkmaları, ülkenin kaderini yakından etkileyecek bazı kararlar ve eylemlerin altında imzalarının bulunması, yemeğin kulislerde farklı algılanmasına ve değerlendirilmesine yol açtı. Her ne kadar "aile yemeği" dense de bu isimlerin nasıl bir ailenin parçası oldukları, bu isimleri bir araya getiren bağların ne olduğu soruları ortaya atıldı. Yemeğin rutin bir aile yemeğinden çok "Türkiye'nin geleceğine dair bazı planların yapıldığı" bir organizasyon gibi algılandığına dikkat çeken kaynaklar, özellikle başörtüsü ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararının hemen sonrasında bu yemeğin düzenlendiğine dikkat çektiler.

AiLENiN ORTAK NOKTASI

Eski Cumhurbaşkanı Sezer, özellikle AK Parti iktidarına karşı sert tutumu ve birçok yasa ve atamaya karşı çıkmasıyla hafızalarda yer etti. Sabih Kanadoğlu 367 tartışmasını başlatan isim olurken, Tunçalp Özgen ve Nusret Aras, üniversite camiasının iktidara karşı tavrının belirgin iki temsilcisi olarak biliniyor. Hikmet Çetin ise kritik dönemlerde ismi gündeme gelen önemli bir sima.

bugün

***

Bu haberin ortaya çıkmasının ardından Eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu mevzubahis yemeğin speküle edilmemesi çağrısında bulundu. Bu çağrıya uyan Ahmet Kekeç, ‘gel beni speküle et’ diye bağırsa da, konuyu speküle etmeyeceğini söyleyerek sadece katılımcıların kimliğini speküle etti...

Ahmet Kekeç / Star

Emekli Washington Büyükelçisi ve ASAM Başkanı Faruk Loğoğlu’nun evinde ‘çok güzel bir akşam yemeği’ yenmiş.

Gazete haberi...

Bu ‘çok güzel akşam yemeği’ne, Loğoğlu’yla birlikte 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer ve eşi Semra Sezer, eski Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ankara Üniversitesi Rektörü Nusret Aras, eski Dışişleri Bakanı Hikmet Çetin, İsmet İnönü’nün kızı Özden Toker katılmışlar.

Çıkışta gazetecilerin sorularını yanıtlayan Kanadoğlu, ‘Çok güzel bir akşam yemeğiydi, içeride aile ortamı vardı, lütfen speküle etmeyelim arkadaşlar’ demiş.

İnönü’nün kızı ve aynı zamanda CHP’ye ‘umut’ olarak pompalanan Gülsün Bilgehan Toker’in anası Özden Toker de, yemeğin ‘çok güzel bir akşam yemeği’ olduğunu, içeride maç konuşulduğunu söylemiş.

Sezer, her zaman olduğu gibi, sessiz kalmayı tercih etmiş.

Mutlaka ‘çok güzel bir akşam yemeği’dir, mutlaka içeride maç konuşulmuştur, ama, katılımcı profili, insanı, ister istemez, bu çok güzel akşam yemeğinin mahiyeti konusunda düşündürtüyor.

Hele de ‘ara rejim’ koşullarının hüküm sürdüğü şu netameli dönemde...

Hayır, konuyu speküle etmeyeceğim.

Bu çok güzel akşam yemeği, yine katılımcı profilini gözettiğimizde, ‘gel beni speküle et’ diye bağırsa da, Kanadoğlu’nun çağrısına uyacağım.

Sadece katılımcıların kimliğini speküle edeceğim.

Loğoğlu’nu tanımıyorum. Aslında tanıyorum da, en azından bu yazı çerçevesinde tanımamayı tercih ediyorum.

Hikmet Çetin, malum...

Bir dönem, sadece CHP’lilerin değil, Türkiye’nin, hatta (Afganistan’daki görevi hasebiyle) dünyanın ‘Hikmet abi’liğine de soyunmuştu ama, Hikmet Bey’deki ‘çap’ ve ‘donanım’ sorunu, ciddi bir sorunsal olarak duruyor orta yerde.

Karambolden bir Cumhurbaşkanlığı kapar mı, bilmiyorum.

Buna heves ettiğini duyuyorum, biliyorum ve kendisine ‘ışık içinde kalasın e mi’ diyorum.

Özden Toker konusunda yorum yapmayacağım.

Nusret Aras’ı ise, tarihe ve vicdanlara havale ediyorum. Tarih onu, Baskın Oran’a yaptıklarıyla hatırlayacak.

Kanadoğlu’nu ziyadesiyle tanıyorsunuz. ‘367’nin mucidi’ ve Anayasa Mahkemesi’nin yol göstericisi olarak son günlerde yıldızını iyice parlattı ve laik gönüllerde taht kurdu.

Emekli olmasına rağmen ‘müddei’ sıfatını terk etmeyen Kanadoğlu’nun bir de öngörüsü var: ‘Ergenekon soruşturması da Şemdinli gibi olmaya mahkum.’

Şemdinli olayını hatırlıyorsunuz. ‘Karıştırıcılık’ yapan iki adet devlet görevlisi bombalarıyla suçüstü yakalanmış, cezalandırılmaları beklenirken, kabak konuyu mahkemeye taşımak isteyen savcının başına patlamıştı.

Sezer için ayrı bir başlık açmak iktiza...

Hiç konuşmayan, hiç ortalarda görünmeyen Sezer, bir bakıyorsunuz hiç anlatmaması gereken şeyleri anlatıyor, hiç görünmemesi gereken yerlerde görünüyor.

Görevdeyken, küfürbaz televizyoncu Tuncay Özkan’ın ‘kuruluş gecesi’ne katılmış, orada hoşça vakitler geçirmişti.

Geçenlerde de, küfürbaz gazeteci Emin Çölaşan’a, Başbakan’la aralarında geçen bazı mahrem konuşmaları aktarmış.

Güya Başbakan, Sezer’in Milli Eğitim Bakanı olarak görmek istediği Köksal Toptan için, ‘O işe yaramaz bir adam’ diyesiymiş...

Dürüst gazeteci Çölaşan, ‘Sezer aynen bunları anlattı. Kendisi hayatta, gidin sorun’ diyor.

Devlete ait mahrem ve (anlatılması ayıp karşılanacak) kişisel bilgileri böyle uluorta pazarlayan Sezer, bu ‘çok güzel akşam yemeği’nde neler anlattı, ne tür sırlar paylaştı acaba?

Sadece maç yorumu mu yaptı?

Başka sorum yok.

Bu haber 1,110 defa okundu.