En Sıcak Konular

'Denizin mavi rengi mahkeme kararıyla kırmızıya dönmez'

11 Haziran 2008 18:42 tsi
'Denizin mavi rengi mahkeme kararıyla kırmızıya dönmez' "Hiçbir hakim toplumun değer yargılarına aykırı bir karar vermez. Kamu vicdanını rahatsız edecek hiçbir karara imza atmaz. Mahkemenin maşeri vicdanda inandırıcılığını yitirmesi kadar devlet için tehlikeli bir şey var mıdır?" Mehmet Kamış yazdı.

Mehmet Kamış/Zaman

Vicdan Mahkemesi

Bir sözü etkisizleştirmek için yapılacak en önemli şey ona isim takmaktır. Ötekileştirmek, klikleştirmektir. Bundan sonra her şey daha kolaydır; 'kıyının bu yanındakiler ya da karşı taraftakiler' diyerek yapılan her şeyi meşrulaştırmanız mümkündür.

Bir yerde cinayet işledikten sonra buna karşı çıkanlara 'karşı tarafın adamları' derseniz, onların her söylediğini vicdanınız daha kolay karşılayabilir. Anayasa Mahkemesi'nin Meclis'in yetkisine darbe yaptığı bir süreçte, bunları yeniden görmek mümkün oldu. Bazıları, 'bu cinayete ötekiler, falanlar karşı çıkıyor' diyerek olanları kendi vicdanlarında daha rahat karşılamayı tercih ediyor.

Avrupa Parlamentosu Sosyalist Grup Başkan Yardımcısı Swoboda, Zaman'daki röportajında; yargıyı, bürokrasiyi ve askeri Avrupa standartlarına yaklaştırmak lazım geldiğinden bahsederek şöyle diyordu: "Yargı bağımsızlığı sadece iktidardan değil, ordudan, bir partiden, bir topluluktan veya akrabalarından da bağımsız olmalıdır." Swoboda, müzakerelerin sürmesinin buna bağlı olduğunu söylüyor, daha da önemlisi halkın oylarının yok sayıldığı bir ülkenin AB üyesi olmayacağını vurguluyordu.

Bu kadar laf arasında karıştırdığımız bir konuyu yeniden hatırlamakta yarar var. 411 milletvekilinin oyu ile değiştirilen Anayasa'nın 42. maddesinin ilgili fıkrası iptal edilmeseydi şöyle olacaktı: ''Kanunda açıkça yazılı olmayan herhangi bir sebeple kimse yükseköğrenim hakkını kullanmaktan mahrum edilemez. Bu hakkın kullanımının sınırları kanunla belirlenir.'' Yani yapılmak istenen şey, laiklik ilkesinin değişmesine yönelik bir şey değil. Altı üstü bir insanın doğmasıyla elde etmesi gereken bir hakkın; eğitim ve öğretim hakkının Anayasa'da düzenlenmesi. Bununla rejim mi değişecek hayır, ülkeye şeriat mı gelecek tabiî ki hayır. Bunu destekleyenler de bu yasağı çıkaranlar da bunu biliyor.

Dünyanın bütün ileri ülkelerinde bir yargılama ahlakı vardır. Hiçbir mahkeme bu yargı ahlakına aykırı hareket edemez, etmez. Denizin mavi rengi mahkeme kararıyla kırmızıya dönmez. Hiçbir hakim toplumun değer yargılarına aykırı bir karar vermez. Kamu vicdanını rahatsız edecek hiçbir karara imza atmaz. Mahkemenin maşeri vicdanda inandırıcılığını yitirmesi kadar devlet için tehlikeli bir şey var mıdır?

Yargı, sosyal adalet anlayışına dayanarak, bir bakarsınız trafiğe müdahale edebilir. Türkiye'deki kartel medyasını sosyal adalet sistemine uyumlu bulmayabilir. Bu heyulanın nerede duracağını kimse garanti edemez. Hücre parçalanmaya başladığı zaman kanserin nerede duracağını kimse kestiremez. Yargıya olan inancın, güvenin bitmemesi için, geniş bir yargı reformuna ihtiyacımız var. Swoboda'nın dediği gibi, ideolojisi sadece hukuk olan, bağımsızlık kadar tarafsızlık ilkesini de öne çıkaran bir yargı sistemine ihtiyacımız var. Yani partizanlıktan uzak, bir topluluk ya da akrabalarından bağımsız bir yargıya...

Gerçekten niyetiniz ülkenin rejimini korumaksa demokrasinin herkesin iliklerine kadar işlemesine müsaade etmelisiniz. Toplum demokrasiyi ne kadar içselleştirirse, rejim o kadar iyi korunur. Olmayan yasalara dayanarak yasaklamalar yapabilirsiniz. Yetki alanınızı kendi kendinize genişletir, maşeri vicdanı yerle bir eden kararlar alabilirsiniz. Ve böylece kendi kafanızdaki rejimi korursunuz; ama geriye koruyacağınız başka hiçbir şey kalmaz.



Bu haber 508 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,057 µs