İlk maça benzemesin…

11 Haziran 2008 12:08 tsi
Türkiye bugün ilk maçtaki hatalarını ve kötü oyunun telafi etmek için 21.45’te Basel’de St. Jakop Park’ta ev sahibi İsviçre ile karşılaşıyor. Üç yıl önce Dünya Kupası Elemeleri’nde olaylı maçlar sonun da elendiğimiz İsviçre maçını

En son sekiz yıl önce katıldığımız ve elde ettiğimiz çeyrek final başarısıyla büyük gurur yaşadığımız UEFA’nın Avrupa’da uluslar düzeyindeki en önemli turnuvası Avrupa Futbol Şampiyonası’nda bugün kader maçımıza çıkıyoruz. Peki, ilk maçta Portekiz’e karşı mahkum bir oyun oynayarak tüm Türkiye’yi kahreden Milli Takım, İsviçre maçına nasıl bir taktik anlayış ve hangi oyuncular ile başlamalı? Karşınızda zorlu mücadelenin ayrıntıları:

Herkes kendi yerinde güzel
Öncelikle takımda bütün taşlar ‘ait olduğu’ yer oturmalı. Fatih Terim, artık Hamit’ten sağ bek yaratma sevdasından ve Mevlüt’ü oynatarak ‘ben buldum’ egosundan vazgeçmeli. ‘Ben hücum oynatırım. Rakipler bizden korksun’ deyip Portekiz maçında mahkum oynamamıza neden olan taktik anlayış da Çek Cumhuriyeti maçını sadece prestij mücadelesi haline getirecektir. Bu nedenle artık kendi saldırgan hücum oyunumuzu sahaya yansıtmanın vakti geldi. Çünkü Türk futbolcusu rakipten çekinip ne kadar geriye çekilirse aynı oranda başarısız oluyor. Dolayısıyla bu maçta sadece ‘en iyi savunma hücumdur’ taktiği rakibin direncini kıracaktır.

Oyuncu tercihleri çok önemli
İsviçre maçında galibiyet için doğru taktiği doğru oyuncularla uygulamalıyız. Savunmanın solunda bu kez Uğur Boral’ın oynaması gerekiyor. Zira Uğur savunması biraz eksik olsa da hücuma yeterli desteği verebilen bir oyuncu. Gole ihtiyacımız olan bir maçta sol beke park eden bir Hakan Balta’dansa Uğur daha etkili olacaktır. Yine savunmanın sağında Uğur ile aşağı yukarı aynı oyun karakterine sahip olan Sabri oynamalı. Savunmanın göbeğinde sakatlıklar maç saatinde belli olacağından tahmin yürütmek oldukça güçleşiyor. Orta alanda tek ön liberolu sistemde Aurelio en iyi tercih olarak göze çarparken, onun önünde Ayhan’ın oynaması daha bu alanı daha efektif kullanmamızı sağlayacaktır. Emre’nin sakatlanması sonrasında Ayhan’ın üstleneceği hücum organizasyonunu sağ tarafında Hamit, sol tarafında ise Arda oynamalı. Çünkü kanatlardan orta açmak kadar içeri kat edilmesi İsviçre savunmasının daha tedirgin olmasına neden olacaktır. Bu arada sizler Emre ile Gökhan’ın sakatlanmasına şaşırdınız mı? Ben hiç yadırgamadım.

Yıldıray evde olmasaydı işimiz daha kolaydı
Hücum hattındaysa hava toplarında etkili bir forvetin eksikliğini hissediyoruz. Bu nedenle gol kralı Semih’e  tecrübesi az da olsa güvenmek gerekiyor. Yanında oynayacak olan isimse biraz daha hareketli olmalı. Bu mevkinin diğer elemanı için de aklımdan Tuncay geçiyor olsa da son performansı biraz kafamı karıştırıyor. Her ne kadar Nihat iyi bir sezon geçirse de İsviçre Semih ile uyumlu bir oyun yapısına sahip olmadığından verimli olamıyor. Bu nedenle ileri ucun diğer elemanını orta sahaya da yardım edeceğini düşünerek Gökdeniz diyorum (Aslında buraya en uygun adam Yıldıray ama o da malum şu anda şampiyonayı Terim yüzünden evinde seyrediyor).

İsviçre maçında galibiyetin bir diğer önemli noktasıysa toplu savunma-toplu hücum disiplini. Çünkü İsviçre’ye oyun kurması için ne kadar çok alan verirsek o kadar cesaretlenerek üzerimize gelmesine neden oluruz. Bu nedenle orta alanda rakibi yarı sahamıza girdiği andan itibaren presle boğmalıyız. Her ne kadar Terim ‘Ders almayan, ders veren’ biri olsa da umuyoruz ki Portekiz maçındaki hatalardan bir şeyler çıkarmıştır.

www.iyibilgi.com Özel Murat Uludağ

Bu haber 286 defa okundu.