En Sıcak Konular

Seçim kazandıracak en çarpıcı vaat

11 Haziran 2008 10:12 tsi
Osman Özsoy / Haber 7

Önümüzdeki ilk genel seçimde seçim kazandırabilecek en çarpıcı vaadin ne olabileceği konusuna geçmeden önce bazı istatistikî veriler aktarmak istiyorum.

Propaganda ve Kamuoyu Oluşturma adlı kitabımda Hitler’in yükselişinden söz ederken, 5 Mart 1933 günü yapılan seçimlerde oyların yüzde 44’ünü alan Nazi partisinin en çarpıcı seçim sloganları arasında, evde kalmış kızlara ve dul kadınlara koca vaadinin de yer aldığı bilgisine yer vermiştim.

10 yıl önce bu örneği kitabıma koyarken, “bu kadar da değildir” diye düşünmüş olsam da, şimdilerde yaşadıklarımızı görünce, Hitler’in seçim vaadinin yabana atılmayacak bir sosyolojik gerçekliğe işaret ettiğini daha iyi anlıyorum.

Flash TV’de başlayıp bir salgın gibi diğer kanallara da sıçrayan evlilik programlarına günde 8 bin başvuru yapılıyormuş. Büyük rakam…

Ekranları dolduran yarışma programlarına katılmak için sıra bekleyen izleyici sayısı ise 5 milyonu aşmış. Gerek evlilik, gerekse de yarışma programlarına yapılan başvuruların aile bireylerini de etkilediği düşünüldüğünde ortaya çıkan rakamı hesap edin.

Fakat burada asıl anlatmak istediğimiz konu bunlar değil…

Kumarbaz ülke…

Türkiye’de devlet eliyle kumar oynayanların sayısı son 5 yılda tam 3 kata yakın artmış. Oynanan para ise 20 milyar YTL’ye (eski hesapla 20 katrilyona) dayanmış.

Pazartesi On Numara, Çarşamba Şans Topu, Perşembe Süper Loto 6/54, Cumartesi Sayısal Loto 6/49, Pazar Spor-Toto, Skor-Toto, Süper-Toto, Spor-Loto, Gol 7 oynanıyor.

İddaa, Kazı-Kazan her gün oynanıyor.

Her ayın 9, 19 ve 29’unda Milli Piyango çekilişi var… Milli Piyango İdaresi, geçtiğimiz yılbaşı özel çekilişi için 240 milyon YTL değerinde 36 milyon 400 bin adet bilet bastırmıştı.

Ülkede her 2 kişiden birine 1 bilet düşüyor demek bu...

At yarışları her gün var. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ya da Urfa’da yarışlar düzenleniyor. 2008 yılında 487 yarış günü var. Talep fazla olunca gece yarışları da başladı. Meraklıları için atlar gece gündüz mesai yapıyor.

Hükümetin, salı gününe de bir talih oyunu koyma çalışması yaptığı söyleniyor. Cuma mübarek gün… Şimdilik o güne özel bir oyun düşünülmüyormuş.

Aman Allah’ım ne büyük hassasiyet. İnsanın gözleri yaşarıyor. Kim der ki bu ülke din diyanetle sorunlu diye (!)… Şu duyarlılığa bakar mısınız (!)?

Devletten sonra televizyonlar da reytingin sırrının kumar olduğunu keşfetti. Yarışma programlarının bollaşması ondan.

Borç batağı…

Küçük banka şubeleri şimdilerde daha çok ihtiyaç veya tüketici kredisi veriyor. İşyerlerinin kredi alacak durumları yok. İşyerleri sahipleri bile tüketici kredisi ve kart borcuyla işlerini çevirmeye çalışıyor. Halkın tüketici kredisi ve kredi kartı borçları 130 milyar YTL’ye dayandı. Bu tür kredilerin toplamında 2007 yılında yüzde 38 artış oldu.

2008 yılının ilk 3 ayında kredi kartı borcundaki artış 1.4 milyar YTL.

Ferdi kredi kullanarak borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 2006 yılında 17.885 iken, 2007 yılında 54.251 oldu. 2007 yılının ocak ayında bu rakam 8.584 iken, 2008 yılının aynı döneminde 25.420 oldu. Kredi kartı borcunu ödeyemeyenlerin sayısı 2006 yılında 166.653 iken, 2007 yılında 266.472‘ye yükseldi.

         Son 4 yılda ailelerin borçlarının harcanabilir gelirlerine oranı yüzde 7.5’ten yüzde 29.5’e çıktı. Ailelerin borçlarıyla birlikte, faize ödenen para miktarı da arttı. Faiz oranlarındaki düşüşe rağmen, sadece 2007 yılında 15.6 milyar YTL faize ödendi. Faiz ödemeleri ise ailelerinin harcamalarının yüzde 4.6’sını oluşturdu. Son beş yılda ailelerin borcu Türkiye’nin milli gelirinden de daha yüksek oranda arttı. 2002 yılında yüzde 1.9 olan ailelerin borcunun milli gelire oranı beş yılda yüzde 11.7’ye ulaştı.

Kamu İktisadi Teşebbüsleri (KİT) ve özelleştirme programındaki kuruluşların stok borçlarını saymıyorum bile. 2002 sonundan bu yana borç artışı yüzde 94’e dayanırken, iç borçlardaki artış yüzde 202’yi aştı. 2008’in ilk çeyreğinde, geçen yılın aynı dönemine göre, iç borç artışı yüzde 29,6, dış borç artışı yüzde 3,8 oranında gerçekleşti.

Kim sıfırlamayı vaat ederse…

Olası bir krizde ödenememe riski taşıyan konut kredisi konusunu ve tarım kesiminin içinde bulunduğu borç batağı meselesini açmıyorum bile…

Sözü uzatmaya gerek yok. Gırtlağına kadar borç batağına saplanan vatandaşlar bir mucize peşinde koşturuyorlar. Şans oyunlarına rağbetin artması bundan… Televizyonlarda yayınlanan programlara beleş para umuduyla yüklenilmesinin bir nedeni de bu…

İnsanlar gerçekleşmesi milyonda bir olmayan umutların peşinde koşturup duruyorlar. Fakat borçlar katlanarak artıyor. Durum her geçen gün daha vahim bir hal alıyor. Geçtiğimiz günlerde sosyolog bir arkadaşım, artık evlenilmesi düşünülen kızlara “ismin ne” sorusundan önce “baban ne iş yapıyor” sorusu yöneltilmeye başlandığını ifade etti. Bu manzara ülkeyi giderek artan oranda daha maddeci bir anlayışa sevk etmeye başladı. Öncelikler değişti. Değerler aşındı.

Süleyman Demirel 1991 de seçimleri kazanma uğruna, devletin batışını göze alma pahasına erken emeklilik ve bedava sağlık hizmeti demek olan yeşil kart vaat etmişti. Devletin hali ortada…

Nerede ise 2 kişiden birinin çevrilemeyecek bir borç batağına sürüklenmeye yüz tuttuğu ülkede nasıl seçim kazanabiliriz diye kara kara düşünmeye gerek yok.

Seçmenin hali ortada…

Fakat şunun altını çizelim. Hangi siyasetçi yukarıdaki manzaraya bakıp kendisini başbakanlığa çıkarma uğruna devletin batmasına neden olacak bir popülizm anlayışıyla hareket ederse, bu defa ülke bunu kaldıramayabilir.

Ülkeyi bu hale getirenler utansın demeden önce, herkes bir posta kendine baksın.

Balığın kokmayan yeri kaldı mı?



Bu haber 775 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,491 µs