En Sıcak Konular

'Anayasa vahiylerden üstün tutuluyor'

10 Haziran 2008 18:37 tsi
DTP Genel Başkanvekili Emine Ayna, partisinin Meclis grup toplantısında yaşanan son siyasi gelişmeleri değerlendirdi.

Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararın ardından Türkiye’nin yeni bir kriz daha yaşadığını belirten Ayna, Türkiye Cumhuriyeti devletinin artık krizler devleti olarak anıldığını söyledi. Ayna, “AKP hükümetinin basiretsizliği, yönetimdeki zafiyeti ve bununla birlikte kriz yaratma konusundaki başarısı nedeniyle Türkiye yeni bir kaosla karşı karşıya kalmıştır. İktidara geldiği günden bu yana Türkiye’nin temel hiçbir sorununa kalıcı çözüm getirme başarısı gösteremeyen hükümet, bırakalım çözüm gücü olmayı, ülke açısından AKP hükümetinin kendisi büyük bir sorun haline gelmiştir. Kürt Sorunu, laiklik, insan hakları ve demokratikleşme sorunları, ekonomik sorunlar gibi Türkiye’nin temel problem alanlarını kangren haline dönüştürme konusundaki başarısı nedeniyle AKP’yi ve sayın Erdoğan’ı kutlamak gerekir” dedi.

Türkiye’nin anti-demokratik ve anti-laik bir ülke olduğunu öne süren Emine Ayna, artık doğru laiklik anlayışının geliştirilmesi gerektiğini kaydederek, “Herkesin dini, etnik, kültürel, siyasi ve benzeri her türlü kimliğini tanıyıp, gözeten bir zihniyet ve onun anayasası, yani özgürlükçü ve demokratik bir anayasa meclislerin, hükümetlerin kimin neyi nasıl giyeceği ile aylarca uğraşmak yerine –öyle ki bir kadının ne giyeceğine ve nasıl giyeceğine meclis olarak karar veriyoruz ve bunun adına da özgürlük diyoruz. Ülkenin temel sorunlarını örneğin Tuzla cinayetlerini tartışır ve çözmeye çalışır” diye konuştu.

“TUZLA’DA İŞÇİ KATLİAMI VAR”

Hükümeti, Tuzla tersanelerindeki işçi ölümlerine karşı “üç maymunu” oynamakla suçlayan Ayna, iki gün önce bir işçinin daha yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Hükümet bu iş cinayetlerini geçiştirmeye devam ediyor. Protestoları bölücü olarak, dış mihrakların işi olarak değerlendirmeye kadar varıp, ilgili herkese bu ölümler karşısında ‘görmedim, duymadım, bilmiyorum’ tavrı sergiletmeye çalışıyor. Kürt sorununa yaklaştığı gibi bu soruna da hak taleplerini terörize etme politikası üzerinden yaklaşıyor ve ölümleri meşrulaştırıyor. AKP hükümeti işçi katliamı yapıyor” diye konuştu. Ayna, DTP olarak Limter İş Sendikası’nın 16 Haziran’daki grevine destek olacaklarını bildirdi.

AKP iktidarı daha bir yılını doldurmadan memur, esnaf, emekçi, gençler ve Kürtlerin meydana indiğini kaydeden Ayna, şunları söyledi:
“Burada AKP hükümeti oturup düşünmelidir. Bana oy veren bu insanlar nasıl oldu da bir anda bana karşı bir toplumsal muhalefet alanına dönüştü sorusunu kendine sormalıdır. Bu sorulara kısaca vereceğimiz cevap şudur; neden AKP’nin cesaretsiz-korkak duruşu ve dar-sığ grup çıkarlarını öne alıp, halkın geniş kesimlerinin demokrasi özlemlerini öteleyerek iki yüzlü siyaset yapma geleneğidir. Dün, bu gün, yarın ve daha sonra yaşanacak krizlerin temel nedeni AKP’nin demokrasi konusundaki çıkarcı yaklaşımı, ikiyüzlü tutumudur. Sadece kendine demokrat olanların gelebileceği yer buraya kadardır.”

“ANAYASA MAHKEMESİ YETKİSİNİ AŞTI”

Ayna, grup konuşmasında Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararı ve yeni anayasa tartışmalarını da değerlendirdi. Türkiye’nin karşı karşıya kaldığı krizin nedeninin yapısal sorun olduğuna işaret eden Ayna, 1924, 1960 ve 1982 Anayasaları ile özgürlüklerin aşama aşama budandığını belirterek, “Bugünkü tamamen halkı dışlayan, Türkiye halkı kapsayıcılığı yerine Türk milleti tekçiliğini dayatan, kendini her şeyin ve herkesin üstüne koyan, halkın her türlü talebini devlete karşıtlık sayan ve halkı devlete karşı düşman belleyen bir anayasa gerçeğimiz vardır” dedi. Anayasa Mahkemesi’nin verdiği kararla yetkisini aştığını, kararın hukuki değil siyasi bir boyut taşıdığını kaydeden Ayna, şöyle konuştu:

“Verilen karar öyle bir nitelik taşıyor ki, yasama organının bundan sonra yapacağı olası anayasa çalışmalarının bile şimdiden önü kesilmiştir. Bu yüzden çok ciddi olarak ele alınması ve değerlendirilmesi gereken bir durumdur. Şu anlaşılmalıdır; dünyada dini inançlar bakımından insanlar tarafından değiştirilemez olarak kabul edilen dini kurallar bile çağa uydurulmaya çalışılırken ve hatta değiştirilebilinirken; insanların yaptığı, onun da ötesinde askerlerin yaptığı cunta anayasasının dünyanın bulunduğu konuma, AB kriterlerine sosyal-kültürel-siyasal yaşama asla ama asla uymadığı biline biline mevcut anayasa değiştirilememektedir. Çünkü değiştirilemez ve değiştirilmesi asla teklif edilemez maddeler içermektedir. Yani anayasa vahiylerden ve dini kitaplardan üstün kılınmaktadır.”

“KÜRTLER KENDİNİ ANAYASADA GÖRMEK İSTİYOR”

Yeni bir anayasa ihtiyaç olduğunu, Kürtlerin anayasada kendilerini görmek istediğini kaydeden Ayna, yeni anayasada Türkiye milleti kavramının getirilmesinin bu ülkenin Kürtleri kendi vatandaşı olarak gördüğü konusunda güven yaratacağını savundu. Hükümetin yasama ve yürütmeyi tek elde toplayarak kendi hegemonyasına aldığını belirten Ayna, yaşanan krizi “Güçler ayrılığı yerine güçlerin birbirine karşı ittifakı ve devleti ele geçirme çabaları bu kaosun nedenidir. Bu gün devleti elinde bulunduran elit kesimler, AKP’nin devleti ele geçirme girişimine karşı savaş açmış durumdalar. Mesele bundan ibarettir. Bu kavgayı resmi ideolojiye karşı verilen bir kavga olarak görmek yanılgıdır. Bu resmi ideolojik devlete kimin sahip olacağı mücadelesidir. Ne AKP’nin, ne CHP’nin ne de MHP’nin devletin sistemin demokratikleştirilmesi diye bir derdi yoktur. İşte bunun adı iktidar savaşıdır. Bu kavgada biz DTP olarak bir şeyi savunacaksak o da demokrasidir” sözleriyle değerlendirdi.

AKP’nin statükocu güçlere “iktidarda kalmama izin verin, istediğinizi yapmaya hazırım” dediğini öne süren Ayna, AKP’nin Kürt sorununda izlediği “savaş politikası”nın da bu iktidar savaşının bir parçası olduğunu savundu. Ayna, “AKP, Kürt sorununun çözümünde askere; meclisten tezkereyi çıkarıp sınır ötesi operasyonlara vize vererek, savunma harcamalarının artmasını onaylayarak şirin görünmeye çalışmış, bunlara karşılık hasılatı başörtüsünde toplamak istemiş ancak, bu ucuz siyaset tutmamıştır. AKP’nin evdeki hesabı çarşıya uymamış, dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan da olmuştur.”dedi.

SENATO YERİNE DEMOKRATİK ÖZERKLİK ÖNERDİ

Bu aşamadan sonra senato ve benzeri önerileri tartışarak zaman kaybedilmemesi gerektiğini ifade eden Ayna, derhal yeni bir anayasa tartışmasının TBMM çatısı altında başlatılması gerektiğini söyledi. Ayna, senato gibi meclis üstü bir yapı oluşturmak yerine, DTP’nin ortaya koyduğu Demokratik Özerklik Projesi’si kapsamında bölgesel meclislerin oluşturulmasının tartışılması gerektiğini savundu.

“KÜRTLER MÜSLÜMANLIĞI SİZDEN ÖĞRENMEDİ”

AKP’nin “kapatılırsam Güneydoğu DTP’nin eline geçer” mesajı vererek kirli pazarlıklar kurmaya çalıştığını belirten Ayna, ”DTP’den bu kadar korkmayın. Doğruları savunduğunuz sürece DTP sizin yanınızda olur. Siz hala Kürtlerin sizin dağıttığınız pirinç, bulgur, makarna için ya da evlerde kurduğunuz mevlit, kuran okuma toplantıları için mi size oy verdi sanıyorsunuz? Kürtler Müslümanlığı sizden öğrenmedi. Kürt sorununu kullanıp da iktidarını kalıcılaştıran hiçbir siyasal hareket var mı? Geçmişte hepsi birer birer kullanılıp işi bitince de tasfiye edilmedi mi? Bu gün AKP de aynı süreci yaşıyor. Kullanıldı, işi bitmek üzere. Eğer bu yoldan dönmez, kapsamlı bir çözüm projesi geliştirmezsiniz, Kürt sorunu sizi de er geç tasfiye edecektir” dedi.

“KÜRTÇE KANAL YASADIŞI”

Ayna, konuşmasında TRT’nin Kürtçe yayın yapmasıyla ilgili düzenlemeyi de eleştirdi. Ayna, “Kürtçe kanal yasa dışıdır. Bugünkü anayasaya göre uygulanamaz. W, x, q harfleri yasak. Bu iş nasıl olacak? Kürtçe kanalı Newroz’u nasıl yazacak nasıl okuyacak? Anayasal düzenleme olmazsa seçimden sonra ‘anayasaya uygun değilmiş yapamıyoruz deyip seçim öncesi tanıdığınız bu hakkın geri alınmayacağının garantisini nasıl vereceksiniz?’ Yasalarla güvenceye alınmamış, kişilerin ve hükümetlerin keyfiyetlerine göre tanınan haklar hak değildir. Kürtleri böyle kandıramazsınız” diye konuştu.

“KÜRTLER ÖLÜMÜNE TÜRKLERLE YAŞAMA İRADESİ GÖSTERİYOR”

Bütün siyasi parti liderlerini Kürtlere karşı saygılı olmaya davet eden Ayna, “Kürtler ölümüne hem Türklerle yaşama iradesi gösteriyorlar hem özgürlük ve hak talebinde bulunuyorlar. Onların karşısına geçip hiçbir projeye dayandırmadan, hiçbir altyapıya kavuşturmadan, ‘herkes anadilini kullansın, herkes ne istiyorsa onu yapsın’ gibi bir dil kullanmak Kürtlere ne kadar basit ve sıradan yaklaşıldığının göstergesidir. Siyasi bir dil bile değildir.”dedi.

Vatan



Bu haber 571 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,377 µs