Bay Obama’nın kafasındaki Ortadoğu

9 Haziran 2008 12:33 tsi
Dün ABD’de yapılan son anketlere göre, eğer bugün seçim yapılırsa, Barack Hüseyin Obama, yani Demokrat Parti adayı, Cumhuriyetçilerin adayı John McCain’in 6 puan önünde seçimi kazanacak ve Beyaz Saray’a oturacak.

Hillary Clinton’la giriştiği adaylık yarışı sırasında gerek ABD gerekse de dünyanın kimi ülkelerindeki sol eğilimli kişiler ve liberaller Obama’nın çok değişik bir dış politika uygulayacağı kanısına varmıştı..

Ancak geçen hafta başında, seçim kampanyasını başlatırken dış politikayla ilgili söylediklerinin Bush’tan pek de farklı olmadığını gördük.

Şimdi, Amerika’nın sözde liberal dış siyaset söylem ve eylemlerini İsrail’e yönelik politikalarıyla ölçebilirsiniz. Hillary Clinton’la yarışırken, ABD’de toplam sayısı 3.5 milyonu geçmeyen Musevileri dikkate almak zorunda olmadığını biliyordu Obama. Bu yüzden de, örneğin İran’la masaya oturup konuşmaktan, silah yerine diplomasiye başvurulması gereğinden ve Irak’tan büyük bir hızla askerleri geri çekmekten rahat rahat söz edebilmişti.

Ancak geçtiğimiz Pazartesi’den bu yana Obama, Bush’un söylemlerini yinelemeye başladı. Ahmedinejad’la buluşup görüşme konusunda şöyle dedi:

‘Gerekli İran yöneticisiyle, gerek gördüğüm zaman ve zeminde konuşabilirim... İran, ABD’nin çıkarları açısından çok tehlikelidir... Amerika’nın bütün gücünü kullanarak İran’a gerekli baskıyı uygulayacağız! İran’ın nükleer güce sahip olmaması için elimden gelen her şeyi ama her şeyi yapacağım!!’

Bu ‘her şey’ sözcüğünü biraz açmak gerekiyor. Obama her şey derken, yarın öğleden sonra İran’a bomba yağdırmaktan söz etmiyor. Ama İran’ın petrol ihracatına ambargo koymak gibi bir düşüncesi olduğunu bilmeyen yok. Bu da savaşın üvey kardeşi, gibi bir şey İran için! Yani adamın şah damarını kesmekle aynı anlama geliyor.

Bunu yaparken de gerek Avrupalı müttefikleri gerekse de Rusya’yla masaya oturacağının işaretlerini veriyor:

‘İran’ı yola getirmek için Avrupalı dostlarımız ve Rusya’yla, karşılıklı siyasi ve ekonomik çıkarlarımız çerçevesinde, İran sorununu masaya yatırmamız gerekiyor!’

Obama’nın bir haftalık bu çıkışları ve söylemleri İsrail’de de yankı buldu ve geçtiğimiz Cuma günü, İsrail Ulaştırma Bakanı Şaul Mofaz:

‘Eğer İran nükleer programını sürdürürse, savaştan başka çıkar yol gözükmüyor!’ dedi.

Mofaz ayrıca Ahmedinejad’ın ‘İsrail dünya haritasından silinecektir’ söylemine yanıt olarak da ‘bizden çok daha önce İran yok olacaktır!’ demecini patlattı..

İşin ilginç yanı Mofaz İran doğumlu; dahası Başbakan Yardımcısı ve eski Savunma Bakanı. Yani sözleri öyle kulak ardı edilecek türden değil...

Şimdi, böylesi bir ortamda, yangınların bacayı sarmasına çeyrek kala, Türkiye’nin durumu gerçekten içler acısı. İran, İsrail ve ABD’yle masaya oturup görüşebilecek, İsrail-Suriye arasında olduğunca, arabuluculuk görevini üstlenecek tek ülke Türkiye. Ama Başbakanı siyasi yasaklanma eşiğinde, iktidar partisi ha kapatıldı ha kapatılacak, senato tartışmalarıyla gündem oluşturmaya çalışan bir ülke konumundayız! Bir akrep gibi dönüp dolaşıp kendimizi sokuyoruz... Yazık ki ne yazık...
 
 
Star

Bu haber 415 defa okundu.