En Sıcak Konular

MÜSİAD: Ülke karanlığa mahkum edildi

6 Haziran 2008 16:46 tsi
MÜSİAD Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada; Güven ve yatırım ortamı karanlığa mahkûm edildi, dedi.

MÜSİAD "Anayasa Mahkemesi'nin aldığı son kararla derinleştirilen kilitlenme, belirsizlik ve kaos ortamı Türk ekonomisine derin ve büyük zararlar vermektedir. İşadamları önünü göremez hale getirilmiş, kalkınma ve gelişmenin vazgeçilmez unsuru olan güven ve yatırım ortamı yerli ve yabancı yatırımcılar açısından kararmıştır" dedi.


MÜSTAKİL SANAYİCİ VE İŞADAMLARI DERNEĞİ (MÜSİAD) Yönetim Kurulu yaptığı yazılı açıklamada Anayasa Mahkemesi'nce alınan son kararla ülkede yeni bir kilitlenmeyene neden olduğunu, işdünyasındaki tedirginliğin arttığını, güven ve istikrar ortamının büyük bir yara aldığını belirtti.
Anayasa Mahkemesi'nin, insan hak ve özgürlüklerinin genişletilmesine yönelik olarak yaptığı anayasa değişikliğini iptali etmesi kararı hakkında MÜSİAD Yönetim Kurulu adına yapılan yazılı açıklamada şunlar kaydedildi:

"Anayasa Mahkemesi, TBMM tarafından aralarında AK Parti, MHP ve DTP milletvekillerinin de bulunduğu 411 Milletvekilinin, bir başka deyişle TBMM'in yaklaşık %75'inin kabul oyuyla gerçekleşen anayasa değişikliğinin, anayasanın 148. maddesinin açık hükümlerine rağmen iptal edilmesi şaşırtıcı, hayret verici ve akıl almazdır. Kanunen Anayasa Mahkemesinin TBMM'nce yapılan anayasa değişikliğini sadece şeklen inceleme yetkisine sahip olmasına rağmen, esastan inceleyip, Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde vicdanları yaralayan 367 kararının etkisi henüz geçmemişken, yeni bir kilitlenmeye sebep olacak bir karara imza atmıştır. Bu karar hukuki değil, maalesef siyasi ve ideolojik bir karardır. Bu kararla Meclis iradesi yok sayılmıştır, dolayısıyla halk ve halkın iradesi yok sayılmıştır. TBMM'nin anayasadan kaynaklanan "anayasa değişikliği" yapma yetkisi elinden alınmıştır ve bu şekilde kuvvetler ayrılığı prensibi çiğnenmiştir. Yasa koyucu, yani halkın temsilcileri bundan sonra yapacakları her işlemde verilen bu kararla yasama, yürütme, yargı dengesi bozulduğundan vesayet makamı haline gelen Anayasa Mahkemesi'nin onayını almadan hiçbir işlem yapamayacak hale gelmiştir. Bundan sonra, TBMM'nin var oluş sebebine dair sorulacak sorulara cevap bulmak artık imkansız bir durum almıştır.

Ekonomik Kayıpların Hesabını Kim Verecek?
Anayasa Mahkemesi"nin 1 Mayıs 2007 tarihinde aldığı ve halen tartışılmakta olan 367 kararıyla başlayan, kapatma davasıyla sürdürülen ve son alınan bu kararla derinleştirilen kilitlenme, belirsizlik ve kaos ortamı Türk ekonomisine derin ve büyük zararlar vermektedir. AB'nin kriterlerini yakalamaya çalıştığımız bugünlerde, milli irade yok sayılarak, özgürlükler ve demokrasi alanında yapılmak istenen iyileştirmenin önü kesilmiş ve dünyaya ülkemizin kendi içine kapalı kalmak istediği, statükocu yapıyı değiştirmeyerek gelişmiş ülke demokrasilerine ulaşmak istemediği mesajı verilmiştir. İşadamları önünü göremez hale getirilmiş, kalkınma ve gelişmenin vazgeçilmez unsuru olan güven ve yatırım ortamı yerli ve yabancı yatırımcılar açısından kararmıştır. Bugün ülkemizde milyonlarca kişi, işini gücünü bırakmış ve bu kararı konuşur hale gelmiştir. Bu iş kaybının hesabını kim verecektir? Biz yargı kararlarıyla değil, işimizle uğraşmak istiyoruz. Ülkemizin, gelişmiş ülkeler seviyesine ulaşmasını istiyoruz. Hatta onları geçerek örnek alınması gereken bir ülke olmasını arzu ediyoruz. Ama bunu yapabilmek artık bu ortamda hayalden öteye geçmeyecek gibi gözüküyor.

TBMM sürece müdahale etmeli !

Anayasa Mahkemesinin bu tartışmalı ve bazı kimi hukukçulara göre yok hükmünde olan bu siyasi kararının telafisi yönünde TBMM'nde bulunan tüm partiler derhal harekete geçmeli, ülkemizi tekrar tartışmalara sürükleyecek bu durumu ortadan kaldırmalıdır. Anayasa mahkemesinin kararıyla kilitlenen parlamenter sistemin, kilitleri en kısa sürede açılmalıdır.

Bu noktada halkın emanetine sahip çıkmak tüm milletvekillerinin görevidir ve bu görevini yerine getirmeyen milletvekilleri ilk seçimlerde halkımız tarafından demokratik bir şekilde tasfiye edilecektir. Gün demokrasiye sahip çıkma günüdür, gün halkın iradesinin yerden kaldırılması günüdür. Parlamenter sistem olması gereken gücüne ve itibarına tekrar kavuşturulmalıdır.

Yeni Anayasa hemen, şimdi…

Bundan sonra ülkemizin çağdaş medeniyetlere ulaşabilmesi, hem ekonomik hem de sosyal açıdan önünün açılabilmesi için yargı reformu kaçınılmaz hale gelmiştir. Hatta artık yargı reformu bile tek başına bir anlam ifade etmeyecektir. Türkiye'de toplumsal krize sebep olan sorunları aşabilecek ve tüm halkımızın hak ve hürriyetlerini teminat altına alacak yeni ve sivil bir anayasa derhal gerçekleştirilmelidir."

Timetürk



Bu haber 462 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,169 µs