Alper Görmüş yalnız mı? | " /> Alper Görmüş yalnız mı? | "/>

En Sıcak Konular

Alper Görmüş yalnız mı?

6 Haziran 2008 14:47 tsi
Alper Görmüş yalnız mı? Nokta dergisinde yaptığı haber ve hemen akabinden açılan dava neticesinde darbe karşıtlığının sembolü haline geldi Alper Gömüş. Fakat kendisini bu denlibüyük bir tehlikenin içine atmış olan Görmüş'ün hakkettiği desteği görebildiğini söyleyebilir miyiz? K

Türkiye’de ‘darbe karşıtlığının’ bir sembolü haline geldiniz. Sizi destekleyen çok sayıda insan var gibi görünüyor. Siz de böyle yalnız olmadığınızı hakikaten hissediyor musunuz?

Beklediğim kadar bir şey olmuyor… yani sonuca ulaşmıyor. Ama sonuçta ben elimden geleni yapmakla yeteri kadar mutlu oluyorum. Dolayısıyla yalnız hareket etmeyi seven biri olarak psikolojik açıdan kötü etkilenmediğimi söyleyebilirim.


Bu meselenin kişisel yanını bir tarafa bırakırsak, bunun kamusal olarak çok önemli bir mesele olduğunu hatırda tutmak gerekiyor. İlk defa neredeyse açığa çıkmış bir darbe girişimi. Burada artık bu ülkenin yargısı böyle diyelim ama bunun yanında yürütmesi var, yasaması var. Ne bileyim?.. Bir komisyon kurulması mecliste elvermez miydi bu nedir diye? Bu dahi olmadı. Ufuk Uras bir girişimde bulunmuştu fakat sonuçsuz kaldı. Bunun sebebi bana şöyle izah edildi: Dava temyize gittiği için bu girişim durdurulmuş. Ben bir şey demedim onlara ama ne alakası var temyiz meclis komisyonun?

Yargı süreci devam ederken mecliste komisyon kurulmasına bir engel mi var? Susurluk komisyonu kurulduğunda mesele bir yandan da yargıda değil miydi?

Neyse... Genel olarak hissiyatım böyle. Moralsiz değilim. Ama bu kendi karakterimle ilgili bir şey herhalde. Eğer öyle olmasaydı muhtemelen baya bir keyfim kaçabilirdi.

Bizim insanımızın sindirilmişliğinden, bastırılmışlığından, korkaklığından hep bahsedilir. Nitekim bu tespit 6 darbe görmüş ve hiç gıkını çıkartmamış olan halkımız için çok da isabetsiz gözükmüyor. Sizin bu cesur çıkışınız bu korkaklık zırhının kırılmasına vesile olur mu?

Valla hiç o tarafıyla düşünmedim. Benim söylediğim esas olarak meselelere sorumluluk ahlakı çerçevesinde bakmak. Yani ben üzerime düşeni yapıyor muyum noktasından bakıyorum. Çok da fazla halkı yargılamak istemiyorum. Zaten bu tip şeyleri sorulmadığı sürece de söylemem… ben gereğini yapıyor muyum ona bakarım. Bu arada, gerçekten elinden geleni yapan, işini çok iyi yapan bir sürü insan var; onların da hakkını yemek istemem. Onları istisna tutarak demin söylediklerimi söylemiş olayım. Çünkü hakikaten iftihar duyduğum bir sürü de insan var.

Çok absürt bir soru gibi gözükebilir ama ben yine de sormak istiyorum. Neden hep dürüst olmayı seçiyorsunuz?

Bu belki de bencilce bir şeydir. Sonunda sen mutlu oluyorsun. Sen kendi kriterlerini belirliyorsun, kendi ahlakının çerçevesini çiziyorsun; o çerçevenin sınırları içinde kaldığında, ona ihanet etmediğinde, mutlu hissediyorsun. Bence işin en sağlam tarafı bu. Öbür türlü, daha büyük hedefler, idealler filan…. Onlar zaman içinde aşılabilir. Ama benim için asıl sağlam olan şey insanın kendi koyduğu kriterlere uyması, burada hep uyanık olması, hep kendisiyle cebelleşmesidir. Bunlar insan için en sağlam güvencelerdir. Ben böyle bakıyorum ve kişisel olarak da mutluyum böyle davrandığım için.

Geçtiğimiz davadan beraat etmeniz bütün o olumsuzluklar bir yana, Türkiye gibi bir yerde bir tür olumlu bir anlam da taşıyor gibi. Bundan sonra devam edecek gelişmelerin seyri ne yönde olacak sizce?

Şimdi savcının da mahkemeyi temyiz etmesiyle birlikte (biz de önümüzdeki hafta içinde temyiz dilekçemizi vereceğiz) yeni bir sayfa açılmış oldu. Ben en başından itibaren bunun basitçe bir hakaret ya da iftira davası olmadığını, kamusal önemi olduğunu söylüyorum. Dolayısıyla biz Nokta dergisi olarak bir iddi öne sürdük… sonuçta yaptığımız o haber bir iddiadır. Bunun için diyoruz ki bu iddiamızı ispat etme hakkımızı bize verin. Bunun önünü açın, bütün istediğimiz bu. En başta itibaren söylüyorum: Bu yayınladığımız belgelerin sahte olduğu, yanlış olduğu ortaya çıkarsa bedelini ödeyelim. Ama doğruysa da başkaları bedelini ödesin! Ve gereği yapılsın! Dolaysıyla bu çerçeveden bakıldığında o beraat kararı, benim hiç mutlu etmemişti biliyorsunuz. Çünkü beraat gerekçesi hakaret ve iftiranın unsurları oluşmamıştır gibi klişe bir şeydi. Halbuki ben şunu diyorum: Ben bu gerekçeyi kabul etmiyorum. ‘Bu haberin doğru olduğu tespit edilmiştir, dolayısıyla da hakaret ve iftira yoktur’ sonucunu almadıkça beraattan dolayı benim sevincim ve mutluluğum tam olamaz.

Savcının ‘sanığa ispat hakkı sağlanmalıdır’ gerekçesiyle bu kararı temyiz etmesini ben çok değerli buluyorum. Bu benim yapacağım temyizden daha önemli.       

www.iyibilgi.com özel Erkam Can



Bu haber 870 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,794 µs