En Sıcak Konular

Baykal'ın sözleri özür kabul edilir mi?

5 Haziran 2008 17:48 tsi
Baykal'ın sözleri özür kabul edilir mi? Önder Sav'ın Hz. Muhammed'le ilgili sözlerine bugüne kadar değinmeyen Baykal özür dilemedi ama, 'Kimse dine hakaret edemez dedi. Baykal'ın bu yaklaşımı nasıl yorumlanır?

Tarım Kurultayı kapsamında Güneydoğu turuna çıkan ve önce Şanlıurfa’da sonra da Diyarbakır’da, Önder Sav’ın Hz. Muhammed ve hac ibadetiyle ilgili sözleri için protesto edilen CHP lideri Deniz Baykal konuyla ilgili çok açık konuştu… Sav’ın yaklaşık bir ay önce Ankara Elmadağ’da CHP’li bir partiliyle konuşurken söylediği sözleri daha önce konuşmayan Baykal bugün, “Kimse kimsenin kutsalına saldıramaz. Kimse düşünce özürlüğü diyerek hakaret edemez... Kimse kimsenin kutsalına saygısızlık etme hakkına sahip değildir.” dedi… Kamuoyunun ısrarla özür beklediği Genel Sekreteri Önder Sav’a üstü kapalı olarak mesajlar yollayan Baykal CHP adına, “Bu noktada 'kimsenin aklında soru işareti' kalmasın... Herkesin dinine, inancına, peygamberini saygı gösteriyoruz.” derken, gelen tepkileri de siyasi nemalanma olarak yorumladı… Gelen tepkilerin ‘organize’ olmasını CHP’nin güçlenmesine bağlayan Baykal’ın, Güneydoğu’nun problemlerine gösterdiği yaklaşım ise çok tartışılacak gibi.

Bugünkü yazısında hakaret olarak kabul edilen sözlerinden dolayı Önder Sav’ın neden istifa etmeyeceğine değinen ve "CHP tabanın yönlendirdiği bir kitle partisi değildir. CHP korkular üzerine oynayan bir devlet partisidir." diyen Sabah’ın Genel Yayın Yönetmeni Ergun Bahan Baykal’ın sözlerini Haber 7'ye yorumladı…

Babahan’a göre Baykal’ın sözleri hasarı tamir etme çabası ve Kürt meselesi ve inanca saygı konusundaki sözleri oldukça önemli.

Önder Sav’ın Hz. Muhammed ve Hac ibadeti ile ilgili sözlerinden sonra gelen tepkilere Deniz Baykal Diyarbakır’dan cevap verdi. Kimse dine ve kutsallara hakaret edemez diyerek bir anlamda Sav’a mesaj gönderirdi. Baykal’ın bu sözleri bir anlamda CHP’den beklenen özür olarak yorumlanabilir mi?

Bir hasarı tamir çabası olarak görülebilir aslında. Yani onun kişisel pozisyonuyla partinin duruşu asarında bir çizgi çizme çabası olarak görülebilir…

“Kimse dine ve kutsallara hakaret edemez” sözleri ile Önder Sav’a üstü kapalı mesaj veren Deniz Baykal gelen tepkileri de siyasi linç olarak, rakiplerinin durumdan nemalanması gibi değerlendirdi…

Onun nemalanması için ortada bir eylem olmaması gerekir. Bir eyleme karşı gösterilen tepki var. İnsanların her türlü inanç özgürlüğüne sahip olmasından yanayım…

Siz parti olarak halktan oy istiyorsanız ve muhafazakârlığın arttığı bir dönemdeyiz üstelik. İnançlar konusunda parti yöneticilerinin daha dikkatli davranması gerekir. Bu açık piyasada rekabet gibi… Bir firmanın yöneticisi bir gaf yaparsa rakibi onu da kullanır. Doğaldır bunlar. Siyasette de rekabet var. Dolayısı ile ben suçun ondan nemalanmaya çalışanda değil, ‘kamusalda alan da sözlerine çok dikkat etmeyen’ parti yöneticilerinde aranması gerektiğini düşünüyorum…

Baykal’ın bugünkü sözleri çok geç kalınmış bir açıklama değil mi?

Tabii… Çok geç kalınmış hem de. Başbakan da “Askerlik yan gelip yatma yeri değildir” ve “Ananı da al git” dediği zamanda çok tepki aldı. Burada siyasette söz söylerseniz onun karşılığı hemen geliyor. Zaten siyaset dediğin bunun üzerine dönüyor. Anında bir tepki gösterip kendilerine tepki koymaları iyi olurdu…

Gelinen süreçte Baykal’ın Kürt sorunu ve inançlara olan yaklaşımı CHP açısından olumlu karşılanabilir mi?

Kürt meselesi ve inanca saygı konusundaki sözleri oldukça önemli. Türkiye’de kendini laik seküler olarak niteleyen kesimin kaygıları, endişeleri haklı veya haksız olarak var. Haklı veya haksız meselesine girmiyorum ama inanan kesimin de kendine göre çekinceleri var. İki taraf birbirine yaklaştıkça burası yaşanılır ülke olur. Yoksa sürekli karşıtlıklar okşanıp sivrildikçe, bir arada yaşama kültürü çok zayıflar. Bu yüzden iki tarafın da ortak bir dilde yaklaşması çok önemli…

Baykal’ın bölgenin başlıca sorunu olan PKK meselesi için ‘diyalog’ ve hatta ‘eve dönüş’ çağrılarında bulunması da dikkat çekici bir diğer nokta... Erdoğan’dan sonra Baykal’ın da aynı dilde konuşmasını “bölge için umut verici bir gelişme” diye yorumlayabilir miyiz? 

Türkiye’de sorun; politikacıların, Güneydoğu’da farklı, Ankara’da farklı, yurt dışında farklı Ankara’da farklı konuşması sorunudur. Sorun oradan çıkıyor ama benim temennim bu dilin devamının gelmesi… Bu sırf Baykal’a özgü bir şey değil ama. Bunu bütün siyaset âleminin içselleştirmesi ve bir konudaki bir fikrinin sonuna kadar takip ettirmesi gerekiyor. Türkiye’de maalesef bu daha olamadı…

Haber 7



Bu haber 438 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,278 µs