Babacan neyin pazarlığını yapıyor?

4 Haziran 2008 09:53 tsi
Babacan'ın Washington ziyaretinin arkasındaki asıl sebep ne olabilir? İçinde Rice ve Cheney'nin yanında Hazine ve Enerji bakanlarının da bulunduğu kalabalık bir grubun Babacan'ı karşılamasını, bu denli ilgi göstermesini nasıl okumalıyız? Hasan Köni cev

Babacan'ın Washington ziyaretinin arkasında AK Parti‘nin kapatılmasını müzakere etmek olabilir mi? Çünkü orada onu çok ciddi bir grup karşılayacakmış. Sadece Rice değil, Cheney, Hazine ve Enerji Bakanları da var grupta.

Tahmin etmiyorum çünkü elçiliklerle burada her türlü konuşma yapıldı. Orada aynı şeyler konuşulmayacak bence. Orada değişik bir noktadan yaklaşacaklarını sanmıyorum.

Peki Babacan’a bu kadar ilgi göstermelerinin sebebi nedir?

Bir başka konu olabilir. Ortadoğu, İsrail-Suriye görüşmeleri gibi konularda Türkiye’nin nasıl bir tavır alması gerektiği konuşulabilir.

Şöyle bir şey söyleniyor:  Washington'da bir tarafta Cheney gibi AK Parti’den İran’a yakın gördükleri için şüphe edenler, diğer tarafta da AKP hükümtenine güvenenler var. Babacan acaba İran değil ABD’nin yanında yer alınacağını ikrar etmek için mi gidiyor?

İşte o dediğime geliyor. Ortadoğu’daki gelişmeleri soruyorlardı. Ağustos ayında İran’a karşı operasyon yapılacak haberi bazı Asya gazetelerinde çıktı. Bu mesele konuşuluyor olabilir.

İsrail’in reel-politik itibariyle Türkiye’yi desteklediği söyleniyor. Peki, ABD niçin Babacan’dan tekrar belli konularda taahhüt alma ihtiyacı duyuyor?

Nasıl yapacağını bilmiyor ki Türkiye… Yeni durumlar var. Suriye ile İsrail arasında Türkiye’nin iyi niyetli çabaladığını ama bir sonuç çıkartacak güçte olmadığını da biliyorlar. Nasıl yapılabilir, hangi politikalar izlenebilir ve İran’a karşı durumları söylüyorlardır. Petrol fiyatları hayli yüksek, bir de İran’ı vururlarsa altıdan kalkılmaz. Dikkat ederseniz Eneri Bakanları var o toplantıda. O konular önemli. Enerji, savaşmadan Türkiye’yi bitirecek bir konu. Bunlar konuşuluyor. AK Parti’nin kapatılıp kapatılmaması değil. Aylar önce konuşmuşlardır o konuyu.

O konuda ne tür bir sonuç çıkmıştır sizce?

“Bu konu sizin iç işlerinizdir. Demokratik bir yapının oluşmasını temenni ediyoruz. hepimiz için hayırlı olsun” demişlerdir.

Murat Yetkin bugünkü yazısında “ABD de AB de kapatma olsa bile ilişkilerinin düzeyini koruyacaklar, tahammül edecekler” diyordu.

Aldırmazlar. Ahmet gidiyor, Mehmet geliyor; fark etmez onlar için…

Muhtemel bir 'kapatma'nın, bütün bu Ortadoğu senaryosu içinde bir etkisi olmaz mı?

Yok, ABD karşıtı bir politika yürütenlerin hükümette kaldığı görülmemiştir. Sadece İslami politikalardan bir rahatsızlıkları vardır belki…

ABD’nin seküler bir hükümeti tercih ettiğini biliyoruz. Babacan Washington'a sekülerizme bağlı olduklarını, bir sorunları olmadığını anlatmak için mi gitti?

Hayır. O mesajın kendisine yapılan uyarılardan, bir takım olaylardan algılanması lazım. Direk olarak söylenmez bu tür şeyler. Öyle olması gerektiği anlaşılır ve ona göre tavır değiştirilir. Direk olarak “sen İslamcısın, seküler ol!” denmez…

Peki, alttan alta böyle bir hikaye dönüyor mudur?

Ona göre gerek yok. Ekonomiyi kıstıklarında herhangi bir hükümet ayakta kalamaz zaten.

Kraliçe Elizabeth’in Türkiye ziyaretinden sonra İngiltere’nin küresel planda öne çıkmak istediği dillendiriliyor. Öte yandan Almanya Konsolosluğu’ndan Ergenekon soruşturmasını yürüten Savcı Zekeriya Öz’ün tehdit edildiği haberi çıktı. Bu İngiltere ile Almanya arasında Türkiye üzerinden bir çekişmenin ifadesi olarak okunabilir mi?

İngiltere bir kere Türkiye’yi destekliyor. AB konusunda ümitsizliğe kapılıp Almanya ve Fransa nedeniyle uzaklaşırsa çok büyük bir darbe olacağını biliyor. ABD ve İngiltere’nin politikaları küreseldir. AB’nin politikası ise bölgeseldir, Avrupa-merkezlidir. Afganistan, Pakistan gitmiş; bir de Türkiye giderse… Türkiye'nin Anglo-Saksonların elinden çıkmasına izin vermezler. Onun için İngiltere Türkiye'yi AB konusunda destekledi, cesaret verdi. Bu İngiltere’nin büyük politikasının parçası.

www.iyibilgi.com özel Erkam Can

Bu haber 1,740 defa okundu.