En Sıcak Konular

Devlet Bahçeli huzursuz

3 Haziran 2008 12:14 tsi
Bahçeli Kürt sorununu için hükümetin gündeme getridiği çözümleri birer taviz olarak görüyor.


 
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TRT'nin bir kanalının Kürtçe başta olmak üzere ana dillerde yayına açılacak olmasını eleştirdi. Bunun bölücülere verilmiş bir taviz olduğunu savunan Bahçeli, verilen tavizlerin bununla da son bulmayacağını, önümüzdeki dönemde ana dilde eğitime ve oradan da ayrı dil konuşanların, ayrı devlet kurmak için ayrılma taleplerine kadar gideceğini savundu.  
 
MHP Grup toplantısında konuşan Devlet bahçeli, AK Parti'nin kapatılması için açılan davadan sonra çok ağır bir yönetim zaafına düşen ve tehlikeli yollara sapan AK Parti hükümeti'nin gerginlikten beslenen, korku salmayı, baskı ve tehdidi mübah gören bir çatışma sürecini benimsediğini iddia etti.

ALİ BABACAN'IN SÖZLERİ

Konuşmasında Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın, AB Komiserleri önünde hesap verir gibi konuşup Türkiye'de müslüman çoğunluğun da dini özgürlük sorunu bulunduğunu söylediğini savunan Devlet Bahçeli, bu durumun, manevi değerlerin AK Parti tarafından siyaset piyasasına yeniden sürüldüğünü gösterdiğini öne sürdü.

Ali Babacan'ın bu çıkışına Başbakan Erdoğan'ın hemen destek vererek sahip çıkmasının AK Parti'nin inançlar üzerinden siyaset yapma alışkanlığının tedavi kabul etmez bir marazi hastalık halini aldığının ikrarı ve delili olduğunu savunan Bahçeli, şöyle konuştu:

"Bugüne kadar bu konuyu iç siyaset malzemesi ve rant aracı olarak kullanan AKP, şimdi bu istismar siyasetini Avrupa'nın gündemine taşınmış ve bu konuda yeni bir dış cephe açma arayışına girmiştir.Laiklik ilkesine aykırı fiillerin odağı olmaktan aleyhine kapatma davası açılan AKP'nin, manevi değerler üzerinden istismar ticaretine bu şekilde yeniden sarılması, kendileri açısından çok vahim bir siyasi basiretsizliktir.Söyledikleri sözlerin ne anlama geldiğini ve nereye gideceğini düşünmek AKP yöneticilerini ilgilendiren bir meseledir. Ancak, bu sözleri söyleyen Bakan ve bunlara sahip çıkan Başbakan, şimdi Türk milletinin karşısına çıkıp Müslüman çoğunluğun dini özgürlük alanındaki sorunlarının neler olduğunu, altı yıla yaklaşan iktidarları döneminde bu konuların çözümü için ne yaptıklarını dürüst ve namuslu bir şekilde açıklamak durumundadır."

"DEMOKRASİLERDE KİMSE VAZGEÇİLMEZ DEĞİLDİR"

Devlet Bahçeli, kapatma davasından sonra Türkiye'yi taşımaya kabiliyeti olmadığı ortaya çıkan AK Parti zihniyetinin 'yola devam' diyerek hızlandırdığı fren tutmayan siyasetinin, nerede devrileceği, hangi duvara toslayacağı ve kimleri de altına alacağının belli olmadığını savundu.

MHP olarak bu zihniyetin, kendisiyle birlikte, sarsıntı yaşayan Türkiye'ye, bunalan millete ve zedelenen siyasete daha fazla zarar vermeden bu maceranın bir an önce sona ermesini temenni ettiklerini vurgulayan Bahçeli, "Demokrasilerde hiç kimse ve hiçbir siyasi parti vazgeçilmez değildir. Siyaset kendi kulvarında mutlaka çözümü bulacak, seçmen sağduyusu demokrasinin taşlarını yerine oturtacaktır. Ümidimiz bu yöndedir. Bu bulanık ortamda, Türkiye mutlaka demokrasi içinde ve sandıkta bir çözüme ulaşacak, yıllardır süren aldatmaya bir son verecektir. Türkiye sahipsiz değildir" şeklinde konuştu.

KÜRTÇE TELEVİZYONA ELEŞTİRİ

Başbakan Erdoğan'ın geçtiğimiz hafta açıkladığı GAP Eylem Planı'nı değerlendiren Devlet Bahçeli, "Bizler hükümetin bu bölgemizi beş buçuk yıl sonra hatırlamış olmasına rağmen, başlattığımız ekonomik yatırımları sürdürmesinden memnuniyet duyacağımızı, vatandaşımıza ulaşması halinde sağlanacak refahı ve huzuru can-ı gönülden temenni ettiğimizi belirtmek istiyorum. Beklentimiz adı bile AKP'nin siyasi tarihinden çok önce konmuş ve başlatılmış GAP projesinin kalkınmaya ve refaha vesile olmasıdır" diye konuştu.

Başbakan'ın bu projeyi, ülkeyi terör belasından kurtaracak bir sihirli formül olarak sunması ve 'sözde vatandaşı' terörün dil ve kültür tabanından kurtaracağı gerekçesiyle TRT'nin ana dillerde tam gün yayına geçeceğinı açıklamasını eleştiren Bahçeli, bunun MHP tarafından asla kabul edilemez bir durum olduğunu kaydetti.

Başbakan Erdoğan'ın, hiçbir yasal düzenlemeye ihtiyaç duymadan TRT bünyesinde 24 saat ana dilde yayın yapılacağını Diyarbakır'da ilan ettiğini dile getiren Bahçeli, şöyle devam etti: "TBMM ise bir dayatma ile karşı karşıya bırakılarak Başbakan'ın taahhüdü, emrindeki siyaset kadrosu tarafından derhal yerine getirilmiştir. Meclis komisyonlarında tartışılmadan, Anayasa ve diğer kanunlar karşısındaki durum gözetilmeden, adeta yangından mal kaçırırcasına Türkçe dışındaki bir dil resmileştirilmeye çalışılmıştır. Bu tavır 'önce devlet adım atsın' diyen PKK'nın dağ kadrolarına Başbakan tarafından yapılmış siyasi bir jesttir. Üstelik bu sözde tedbirin, terörü önleyeceğini düşünmek ise, yıllardan beri ülkeyi yöneten zihniyetin, hala PKK ve uzantılarının neyi istediklerini, ne için teröre başvurduklarını anlamamış olduğunu da ortaya çıkarmıştır."

Devlet Bahçeli, geçtiğimiz yıllarda Avrupa taleplerinin önünü açmak için verilen tavizlerle, sınırlı sürelerde ana dillerde yapılan yayınların, terörle mücadelede bir katkısı ve etkisinin görülüp görülmediğini sordu. Hükümete seslenen Bahçeli, "Ana dilde yayın ve eğitim talep eden siyasal bölücülüğün önü bu adımlarla kesilmiş, terörist saldırılarda bir azalma olmuş mudur? Şayet bunlardan bugüne kadar bir sonuç alınamamış ise, şimdi tam güne çıkarılacak ana dillerdeki yayın anlayışı ile bölücülük nasıl sona erdirilecektir? Türkçeden başka dillerde, TRT'den yapılacak tam gün yayın anlayışı, PKK terör örgütünün dağ kadrosunun silahlı baskısına ve şehirdeki uzantılarının ise siyasal taleplerine karşı tam bir teslimiyetin ifadesidir" şeklinde konuştu.

"TAVİZLER SON BULMAYACAK"

Verilen tavizlerin bununla da son bulmayacağını, önümüzdeki dönemde ana dilde eğitime ve oradan da ayrı dil konuşanların, ayrı devlet kurmak için ayrılma taleplerine kadar gideceğini ileri süren Devlet Bahçeli, "AK Parti'nin ardına kadar açtığı kapıdan çıkacak sonuç, maalesef böylesi bir bölünme ve ayrışmadan başka bir şey değildir. Hükümetin son GAP çıkışı ile ABD ile 5 Kasım Beyaz Saray görüşmesinin perde arkası da aydınlanmaya başlamıştır.Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ortaya koyduğu sözde açılımın sonucunda Türkçemiz anadil ve resmi dil olmaktan giderek uzaklaşıp yerel dil sayılmaya başlanacak, çok kimlikli, çok dilli, çok etnikli bir parçalanma alt yapısı, ne zaman patlayacağı, kimin basacağı belli olmayan bir mayın gibi milletimizin kucağına bırakılacaktır" dedi.
 
zaman



Bu haber 490 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,300 µs