McCain'dan Bush'u aratacak ilk sinyal

3 Haziran 2008 09:28 tsi
ABD'de, Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adaylığını garantileyen Arizona Senatörü John McCain, Bush'u aratmayacağının ilk sinyalini verdi.

ABD'de, Cumhuriyetçi Parti'nin başkan adaylığını garantileyen Arizona Senatörü John McCain, Tahran yönetiminin nükleer silah elde etme arayışını sürdürmesinin kabul edilemez bir risk ve tehlike oluşturduğunu ve Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan'ın da nükleer silahlanma yarışına katılmasından endişe ettiğini söyledi.

John McCain, Amerika-İsrail Halkla İlişkiler Komitesi'nde (AIPAC) yaptığı konuşmada, ''Tahran'ın nükleer silah elde etme arayışını sürdürmesi kabul edilemez. Bu, izin veremeyeceğimiz bir risk ve tehlike oluşturuyor'' dedi.

McCain, ''Nükleer silahlarla cesaret bulan İran, düşman olarak algıladıklarına karşı terörist saldırılar düzenlenmesine sponsorluk etmekte kendini özgür hissedecektir. İran'ın, Nükleer Silahların Yayılmasını Engelleme Anlaşması'nın sınırlarını zorlaması, bu anlaşmayı anlamsız duruma getirecektir ve bu da Türkiye, Mısır, Suudi Arabistan ile diğerlerinin nükleer silah yarışına katılmasını tetikleyebilir'' diye konuştu.

İran'ın, nükleer silah elde etmesine izin verilmesi durumunda tüm dünyayı, Tahran'ın bu nükleer materyal ve silahları, ''yanında yer aldığı terörist ağlardan birine'' vermesi olasılığıyla yaşamak zorunda bırakacağını savunan McCain, buna izin verilemeyeceğini bildirdi.

Konuşması sık sık alkışlarla kesilen McCain, İsrail'e yapılan askeri yardımın artırılmasını kuvvetle destekleyenlerden biri olduğunu vurguladı ve ''İsrail'in güvenliğine yönelik tehditler büyük ve artıyor. ABD'nin kararlılığı da aynı biçimde artmalı'' dedi.

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ın, ''İsrail'in haritan silinmesi ve Yahudiler'in Avrupa'ya dönmesini savunduğunu'' hatırlatan McCain, İran'ın tutumunun genel olarak, İsrail ve ABD'nin güvenliğine tehdit olduğunu kaydetti.

İran'ın, Hamas ve Hizbullah'ı desteklediği, İsrail ve Ortadoğu barış sürecinin altını oymak için sürekli olarak şiddet kullandığı, Irak'ta ABD askerlerini öldüren aşırıları eğitimden geçirip finansman sağladığını belirten McCain, ''İran, dünyanın baş terörizm sponsoru olmayı sürdürüyor ve Basra'dan Beyrut'a tüm Ortadoğu'nun istikrarını bozmakla tehdit ediyor'' diye konuştu. McCain, İran'ın nükleer bombasının, ''İsrail halkına varoluşsal bir tehdit'' oluşturacağını kaydetti.

Geçmişte bir dizi ABD yönetiminin İran ile konuşmaya çalıştıklarını dile getiren McCain, özellikle ABD'nin eski başkanlarından Bill Clinton döneminde bu çabaların çok yoğun olduğuna işaret etti.

Clinton yönetiminin kimi yaptırımları kaldırdığını, dönemin Dışişleri Bakanı Madaleine Albright'ın, ABD'nin geçmişteki tutumu için İran'dan özür dilediğini, ancak tüm bu çabaların İran tarafından reddedildiğini belirten McCain, ''Sanki böyle bir çaba daha önce gösterilmemiş gibi, sanki bir yerden ani bir esin gelmiş gibi, İran liderliğiyle görüşmeye oturulmasından sözediliyor. Bunun ne getireceğini öngörmek güç'' dedi.

Demokrat Parti'de, partisinin başkan adaylığı için yarışan Barack Obama, gerekirse İran liderliğiyle görüşebileceği yönünde sözler söylemişti. Bu sözler, Obama ile McCain arasında tartışma konusu oldu. McCain, hiçbir biçimde İran liderliğiyle görüşmeyeceğini ifade ediyor.

Bölgede İran'ın eylemlerinden endişeli olanlara ve Avrupalı müttefiklere desteğin artırılması gerektiğini belirten McCain, ''Onlar da bu rejimin liderliğine ağır yük getirecek yaptırımlar uygulayarak, vize isteklerini geri çevirerek, mal varlıklarını dondurarak yardım da bulunabilirler'' diye konuştu.

İran'ın üzerindeki baskının artırılması için ABD'nin, İran Merkez Bankası'na finanssal yaptırım uygulaması gerektiğini belirten McCain, İran Devrimci Muhafız Birliği'nin terör örgütleri arasında sayılmasına ilişkin bir değişiklik önerisini destekleyenler arasında bulunduğunu, ancak Obama'nın buna, ''dünyaya ve bölgeye yanlış mesaj vereceği için'' destek vermediğini söyledi.

McCain, konuşmasında, Hamas'ın da Filistin halkının davasına zarar verdiğini, mart ayında İsrail'i ziyaretinde, Hamas'ın, Sederot kasabasındaki saldırıları sonucu binlerce İsrailli'nin bölgeden kaçmak zorunda kaldığını belirtirken, hiçbir ulusun saldırı altındayken buna kayıtsız kalmayacağını, İsrail'in de bir istisna olmadığını sözlerine ekledi.

Samanyolu haber

Bu haber 684 defa okundu.