Daha karpuz kesecektik?

1 Haziran 2008 17:33 tsi
"Ne çabuk bitti rüya. Emin misiniz? Bir daha kontrol etsin isterseniz Telekom’cular. Numara doğru mu iyi baktınız mı, saat aynı saat mi son kez bir daha bakalım. Zaten bu Telekom’u da Araplar almamış mıydı? Yoksa yoksa..." Yıldıray Oğur tel

Yıldıray Oğur/Taraf

Sizi artık kim dinleyecek?

Hâlbuki Önder Sav’ın dinlendiği haberi bazı gazete ve televizyonların haber merkezlerinde nasıl da sevinç çığlıklarıyla karşılanmıştı. 1 Mayıs’ta polis şiddetinden sonra duyulan en güzel haberdi bu.
AKP bir yanlış daha yapmıştı. AKP’nin demokratlık maskesini düşürmek, onun peşine takılmış liberalleri, demokratları köşeye sıkıştırmak için çok iyi bir fırsat daha ele geçmişti. Daha kaç fırın ekmek çıkardı buradan. Bu malzemeyle AKP birkaç kez kapatılır, Tayyip Erdoğan Sibirya’ya sürgüne gönderilir, emniyette operasyon yapılır ve Ergenekon soruşturmasının önü kesilebilirdi.
Kötü günler bitmişti. Neydi o ya. Bize haddimizi bildirmeyen kalmamıştı. Burkina Faso Dışişleri Bakanı’nın bile parti kapatma davası için “Bizim için sürpriz oldu” demişti.
Şimdi kamuoyu desteği yerlerde sürünen “ağır çekim darbe” için halktan, entelektüel dünyadan, dış temsilciliklerden ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden rıza devşirme operasyonu altın bir fırsat yakalamıştı. Bu malzemeyle Fatih Çarşamba’da bile Cumhuriyet Mitingi yapılabilirdi.
Yalancı çoban “AKP diktatörlük kuruyor” diye bağırmaya çoktan başlamıştı bile.
Kâbus gibi günlerdi. Ergenekon yazılamıyordu, parti kapatma eleştirilemiyordu, Kürt sorunu zaten denilemiyordu. Yazı yazacak mevzu kalmamıştı. Şimdi bir yıllık köşe yazısı çıkardı bu bereketli malzemeden. Hatta yazılar kilo işi yıllık yazılıp, dünyanın en güzel darbe ülkesi Tayland’a tatile bile çıkabilirdi.
Of ya düşünmesi bile o kadar heyecan vericiydi ki. Şimdi bu dinleme skandalı alınıp 27 Mayıs’ın ana gerekçesi Tahkikat Komisyonu’na benzetilirdi bir güzel. Cümle aralarında da çaktırmadan darbe tehditleri, idamlar falan da sıkıştırılıverirdi. Yok olacağından değil, ibret-i âlem için.
Zorlama tarihî anolojiler yapılırdı. “İşte yerli Watergate skandalı” diye manşetler hazırlanmıştı bile. ABD’deki muhabirler Watergate Hotel’in önüne gönderilmiş, haberler hazırlanmış, en az üç Nixon kellesi gider diye hesaplar bile yapılmıştı.
Reklamcılara da haber salınmıştı “Tehlikenin Farkında mısınız-2” reklamları için en popüler dizilerin arasından reklam kuşakları bile satın alınmıştı.
Ergenekon’la fena halde köşeye sıkışmış köşe yazarları asistanlarına demokrasi manifestoları hazırlatmış, Amazon’dan Schumpeter, Dahl, Tocquveille kitapları sipariş edilmiş, “bu demokrasi de neyin nesiymiş” diye okunup tartışmalara hazırlanılmaya bile başlanmıştı. Nasıl 1 Mayıs’tan sonra sendikal mücadelenin, işçi haklarının dibine vurulduysa şimdi de hukuk devletinin, mahremiyetin, özel hayata saygının dibine vurulacak, insanlar kusana kadar bu değerlerin suyu çıkartılacaktı.
Bir taraftan uzmanlara AB müktesebatı da inceletilmiş, AİHM’in konuyla ilgili kararları ortaya dökülmüş, Olli Rehn’den, Lagendijk’den bu kez AKP’yi sıkıştıracak açıklamalar almak için en deneyimli diploması muhabirleri Brüksel’e gönderilmişti.Bu kez dışarının da içişlerimize karışmasına izin verilecekti.
Bir yıldır süren bu çetin demokrasi sınavında sınıfta kalmış demokratlar, solcular için de kırk yılda bir ele geçecek bir ikmal sınavı fırsatıydı bu. Hafta sonu eklerine yazılar döşenilmiş. Ne zaman kapatılacağı konuşulan AKP’nin demokratlık maskesi sevinçle bir kez daha düşürülmüştü.
Uzun zamandır başkalarına kaptırılmış demokratlık, hukuk devleti sopası şimdi yeniden ele alınacak, aynı sopadan yenilen dayakların intikamı en şiddetlisiyle karşı cenahtan alınacaktı.
Ve daha karpuz kesecektik?
Ne çabuk bitti rüya. Emin misiniz? Bir daha kontrol etsin isterseniz Telekom’cular. Numara doğru mu iyi baktınız mı, saat aynı saat mi son kez bir daha bakalım. Zaten bu Telekom’u da Araplar almamış mıydı?
Yoksa yoksa İlkokul öğretmenlerimiz bize yalan mı söylediler? Hani ilelebet yaşayacaktı bu düzen?

Bu haber 669 defa okundu.