En Sıcak Konular

Kredi kartınızı kırıp atabilir misiniz?

30 Mayıs 2008 16:10 tsi
Kredi kartınızı kırıp atabilir misiniz? Kredi kartı olmadan yaşamak mümkün mü? Bu tartışma sorusu değil. Çünkü mümkün! Hiçbir sorun da çıkmaz. Peki bunca rezilliğin ve dramın sebebi olan kartınızı neden kesip atmıyorsunuz? Tam bu noktada, ‘kardeşim ayağınızı yorgana göre uzatın’ d

Kredi Kartı kullanıcılarını üçe ayırmak mümkün. Kartı ile yani parası ile sorunu olmayanlar, Kartı ile başı feci derecede belada olanlar, bırakmak isteyip bırakamayanlar.

Sanki bir tür “bağımlılıktan” söz eder gibiyiz değil mi? “Gibi”si fazla, KK’ları aslında bir tür bağımlılık. Ancak mesele bu değil.

Yıllardan bu yana KK kullanıcıları burada yazarak tarif edemeyeceğimiz acılar çekiyorlar. KK borçları yüzünden dağılan evliliklerin, mahkemelerde sürünenlerin, bir türlü bitmeyen ve faiz üstüne faiz binen borçlarını ödeyemeyenlerin ızdırapları dinecek gibi değil.

Bunun sömürüsünü yapmayacağız. Zaten fazla anlatmaya da gerek yok. Durumu herkes biliyor. Bankalar ise KK kullanımını ve hatta faizlerin düşürülmesine karşı. Kendilerine göre haklılar ama bu doğru oldukları anlamına gelmiyor.

Israrla ve birden çok vermeye çalıştıkları yüksek limitli kartları ve tüketme psikolojisini artık neredeyse körükleyen reklamları ile herkesi “henüz kazanılmamış bir parayı” harcamaya davet ediyorlar. Bunun üzerinde de çok durmayacağız.

Hükümet de birşeyler yapmaya çalışıyor ama neticede kesinleşliş borçlar için yapabilecekleri fazla bir şey de yok. Zamanında, borçların makul süre ve makul taksitlere bölünmesi konusunda bir uygulama yaptılar ama o kadar.

Şimdi soru şu: Kredi Kartı ile yaşamaya mecbur muyuz? KK ile sorunu olmayan kesimlerin, hani nasıl diyelim, biraz da tuzu kuru kesimlerin yukarıdan söylemlerinde de haklılık payı yok değil.

“Harcamasını bilseydiniz, ayağınızı yorganına göre uzatsaydınız, 3 tane kart senin neyine, hesap mı bilmiyorsun dayak mı yemedin” türünden yaklaşımlar, “damdan düşenin halinden anlamadıkları” karşılığını bulsa da aslında haklılık payları da var. Fakat bu sorun bu da değil.

KK dosyaları içinde çok ilginç vakalar var. Bir tanesini özetleyelim. Yıllardır üst-orta yöneticilik yapan ve yine üst-orta maaş alan bir kişi yıllar içinde birden çok kredi sahibi olmuş.

Ödeme sorunu da yok. Sonra aniden işten çıkarılıyor ve uzun süre iş bulamıyor. Tabii sonuç dramatik, ailesinin hayatını sürdürmek için harcadığı çaba kredi kartları üzerinde kendisine 10 milyarlarca lira olarak dönüyor.

Bu bilançonun ilginç tarafı süresi. Bunlar sadece 6 ayda oluyor. Yani düşünecek zamanı bile bulamıyor. Bu dosyaya yukarıdaki serzenişler ne ifade eder?

Asıl konumuza gelirsek. KK’ndan neden vazgeçemiyoruz? Neden bırakamıyoruz. Bir kere şuna kimsenin diyecek birşeyi yok. Olmayan daha doğrusu henüz kazanılmamış bir para harcanıyor.

Yani “geleceğinizi” rehin veriyorsunuz. 3 ay sonra ödeyeceğiniz KK taksidi 3 ay sonra alacağınız maaşa bağlı. Böyle bir iktisat mantığı var mı? Ama bunu gönülle yapıyoruz.

İkinci mesele kullanımda gösterdiğimiz “haris”lik! Sürekli alıyoruz. Nakit olmadığı için göze batmıyor. Alıyoruz. KK’nın mantığı da bu. İçinizdeki şeytanı uyandırıyor. Bunun suçlusu sadece KK’mı? Değil ama bu kişisel bir örnek değil ki!

Toplumsal olarak KK bize sunuluyor. Yani yerleşik sisteme ve hukuka uygun. O halde şeytanı kim durdurabilir? Burada yapmaya çalıştığımız sıradan bir kapitalizm eleştirisi getirmek değil.

Bunu neden bırakamadığımızı sorgulamak. Hem nalına hem mıhına. KK karşı çıkmanın politik bir riski de var. Bu faize karşı çıkmak gibi düşünülüyor.

Banker krizi sırasında aylık olarak yüzde 7-10 arasında geri ödeme yapılıyordu ve tüm iktisatçılar “bu imkansız” diye bağırıyorlardı.

Tabii sistem çöktü. Şimde de siz aşağı yukarı bu türden faizleri hem de bireysel gücünüzle ödemeye çalışıyorsunuz. Bir diğer konu KK ile yaşama alışmık olmak. Aslında sadece denemek için KK’nızı bir hafta evde bırakın, bakalım ne oluyor?

Hiçbirşeyin değişmedini, tersine ekonominize katkı yaptığınızı fark edeceksiniz. “Acil durumlar için” mazereti de uygun değil. Daha önce ne yapılıyordu? Yine de çok endişeliyseniz, birkaç KK ödediğiniz borç miktarını bankaya yatırıp tutun. Acil durumda kullanmak üzere.

Yine de KK bırakamıyoruz. O halde bağımlılığı kabul etmek zorundayız. Üstelik birden çok kez. Çünkü KK hizmeti sunan bankaların bir kısmı da yabancı sermayeye ait. Ödediğiniz paralar çocuklarınıza değil, yurt dışına gidiyor.

Gerçekten bırakmaya karar verseniz ve bu geniş bir katılım bulsa sistem izin verir mi? Bu da ilginç bir soru. Bunun devlet eliyle, kanunla uygulanması zor. Sadece bir kartını iptal ettirmek isteyenlerin bile bankaların nasıl oyaladığına ilişkin sayısız örnek var ama bu zaten “Serbest Piyasa Ekonomisi”nin temeline dinamit koymak gibi olur.

Peki bu ilerden birinci derecede ilgili ve sorumlu biri çıkıp, “aslında bıraksanız bir şey olmaz” derse ikna olur musunuz? Buna “evet” yanıtını verenler varsa bir iyilik yapalım.

İşte Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince’nin sözleri;  “"Şöyle kötü olur, böyle kötü olur diye düşünmeye hiç gerek yok, hiç bir şey olmaz. Yani dünyanın sonu olmaz. Kredi kartları Türkiye’de yasaklansa da hiç bir şey olmaz. Ticari sonuçları olur ama dünyanın sonu olmaz. Ama şu önemli bir problem olur, Türkiye Cumhuriyeti’nde serbest piyasa ekonomisiyle ilgili gerekli olmayan bir düzenleme yapılmış olur kaygısındayım. Ama onun gerekli olup olmadığına da benim kanaatim değil TBMM karar verir."

Siz ne dersiniz?



Bu haber 1,271 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,986 µs