En Sıcak Konular

27 Mayıs darbesine övgüler yağdıran yazı

27 Mayıs 2008 11:31 tsi
27 Mayıs darbesine övgüler yağdıran yazı 27 Mayıs darbesinin yıldönümü olan bugün, darbeyi eleştiren pekçok yazı var. Ama darbeyi öven coşku dolu yazılar da var. İşte size bir örnek..

Bedri Baykam/Cumhuriyet

27 Mayıs Coşkusu

Bugün 27 Mayıs 2008. 1960 Devrimi’nin 48. yılını kutluyoruz. Ankara’daki 27 Mayıs Milli Demokratik Devrim Derneği Başkanı Sn. Hüseyin Avni Güler’in Anıtkabir’e çelenk bırakma davetine katılamadığım için çok üzgünüm. Bu akşam 1961 Anayasası Vakfı’nın da kutlama yemeği var. Bugün ve yarın saat 18.00’de Piramid Sanat’ta 68 kuşağının 27 Mayıs ve 12 Mart’la ilişkileri üzerine forumlar olacak. Yarınkinde ben de konuşmacıyım.

12 Eylül’ün başlattığı bir kampanyadır, 27 Mayıs’ı kötülemek… Evren’in ve özellikle Turgut Özal’ın senaryolarıdır. Ve ne yazık ki ikinci cumhuriyetçi yazarlar ve derinlikten yoksun demokratların gaflarıyla yayılabilmiştir bu tarih saptırması. Haydi konuyu hiç bilmeden “Her darbe kötüdür” diye öne atlayan gençleri geçelim. Peki her rüzgârla eğilen olgun selvi ağaçlarına ne demeli? “Darbeci” gözükmemek için susan ya da celallenip sahte gözyaşlarıyla “Demokrasiyi katlettiler” diyen sahtekârlardan söz ediyorum. 27 Mayıs demokrasiye yön veren, ivme kazandıran, tüm başarılarıyla o kadar “lök gibi” ortada duruyor ki, ben sevgili gazetemin, amacı 27 Mayıs’ın doğrusunu anlatmak bile olsa, koyduğu “27 Mayıs Öldü mü” başlığı yerine özellikle bu başlığı seçtim!

***

Günümüzün iletişim imkânlarıyla, AKP medyası, artı ikinci cumhuriyetçiler, artı saf demokratlar ve rüzgâr güllerinin oluşturduğu ortamda, 27 Mayıs Devrimi konusunda 20-50 yaş arası insanlarımızın çoğunluğunun beyni, yalan yanlış bilgi ve yorumlarla dolduruldu. Ama hiçbir gün aklıma şu gelmedi: “Aman 27 Mayıs’ı savunup bu kitleye antipatik görünmeyelim, ne gerek var?” Hayatta hep İnönü’nün “Bu ülkede namuslu insanlar da en az namussuzlar kadar cesur olacaklar” sözünün önemini bildiğim için, bu oportünizme hiç düşmedim.

Şimdi doğruları birkaç cümleyle anlatalım: 27 Mayıs işleyen, hatta kötü bile olsa işleyen bir demokrasiye karşı değil, ağır bir baskıcı, faşist diktaya karşı yapılmıştır. Gazetecileri hapse attıran, basını sansür eden, yandaşı olmayanları fişleyen, kendisini desteklemeyen yargıç ve bürokratları “görülen lüzum üzerine” emekliye sevk eden, kendisine oy vermeyen yöreleri cezalandıran, üniversitelere hakaret eden, dini duyguları sömüren, ana rakibi CHP’yi kendi kurduğu “Tahkikat Komisyonu” ile kapatmaya çalışan, “Siz isterseniz hilafeti bile getirebilirsiniz” diyen cümlelerin sahibi, demokrasi düşmanı bir Başbakan, bugün “demokrasi şehidi” olarak halka yutturuluyor.

Tabii ki Menderes ve iki bakanı asılmamalıydı ve bu 27 Mayıs’ı gölgeleyen bir gaftı. Son gün Milli Birlik Komisyonu (MBK) toplantısında bir oy farkla bu karar çıkmasa, ordu içinde yeni bir darbe olabilirdi. İnönü son ana kadar uğraştı, ama idamları durduramadı. Bu yüzden şimdi “27 Mayıs” deyince, o muhteşem özgürlükçü ruh ve 1961 Anayasası yerine, o korkunç idamlar hatırlanıyor.

***

Yaşanmış dönem ve olaylara, geri vitese takılmış güdümlü füzelerle yeni kader rotaları belirlenip, alakasız yorum ve varsayımlarla geçmişe don biçmek, mantıkla da, tarihle de uyuşamaz. “Bunu yaparsanız, 1789 Fransız Devrimi’ne de ‘faşist darbe’ (!) demeniz gerekir” dediğim makalemi anımsatırım geçen aydan!

1990’da 27 Mayıs’ın 30. yılında, AKM’de, o yıllarda Özal’ın yaptığı tarihsel tahrifata karşı da çok etkili olan “555 K” sergisini açmıştım. Serginin yayını olan gazetede dönemin birçok etkin ismiyle röportajlar vardı. Bakın 27 Mayıs öncesi günlerde DP’nin hapse attırdığı “genç muhalif gazeteci” Hilmi Yavuz bana neler söylemişti: “27 Mayıs, askeri görünümlü bir sivil darbeydi” dedikten ve o günlerde içinden taşan sevinci anlattıktan sonra: “Doğulu entelektüel 20 tane beyaz kuğu görürse, ‘bütün kuğular beyazdır’ der. Halbuki Batı kafası bir tek siyah kuğunun peşindedir. Eğer onu bulursa ‘bütün kuğular beyaz değil’ demektir amacı. 12 Mart ve 12 Eylül’le 27 Mayıs’ı bir tutmak, böyle bir Doğulu genelleyici anlayışın sonucudur.”

Ne güzel özetlemiş Hilmi Bey, bugün 27 Mayıs’ın hangi tutarsızlıklarla linç edilmeye çalışıldığını… Umarım bugünlerde bu konuda yeni gazetesi Zaman’da da güzel bir yazı patlatır, en özgürlükçü insanlara darbeci, en faşistlere de demokrat denilen bu komik ortamı analiz eder!



Bu haber 620 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,239 µs