adap dersi | " /> adap dersi | "/>

En Sıcak Konular

Diyanet'ten Sav'a adap dersi

26 Mayıs 2008 17:56 tsi
Diyanet'ten Sav'a adap dersi CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın hacca gitmek isteyen bir vatandaşa "Boş ver, Araplara para kaptırma. Bakarsın Muhammed seni bırakmaz" şeklindeki sözlerine tepkiler sürüyor. Halen "kayıp" olan Sav'a yönelik belki de en anlamlı tepki, Diyanet'ten ge

CHP Genel Sekreteri Önder Sav'ın hacca gitmek isteyen bir vatandaşa "Boş ver, Araplara para kaptırma. Bakarsın Muhammed seni bırakmaz." sözleri büyük tepki toplarken; akıllara din üzerine konuşma yapanları getirdi.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Mehmet Görmez, din üzerine konuşanlardan inkâr içinde iseler dahi doğru bilgi, saygılı dil ve üslûp beklediklerini söyledi.

Son dönemde dini konularda gelişi güzel yapılan açıklamalar tartışma konusu olurken; Diyanet Aylık Dergisi'nin mayıs sayısında "Din Üzerine Konuşmanın Adabı" konusu masaya yatırıldı.

Prof. Dr. Mehmet Görmez, konuya ilişkin dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Küresel bazda, siyasî, sosyal, kültürel, ekonomik bütün sorunların zaman zaman din merkezli imiş gibi takdim edilmesi; bölgesel çatışmaların din üzerinden izahı, dini çıkar amaçlı pek çok kavga ve çatışmanın odağı haline getirme çabalarının tereddütle karşılanması gerektiğini dile getiren Görmez, düşünülenin aksine dinin çağımızda da en çok yükselen değer olduğunu vurguladı.

Bir tek insan hakkında değerlendirme yapılırken dahi dikkatli olmak gerekirken; tarih boyunca yüz milyonlarca insanın en mukaddes değerlerini oluşturan din hakkında konuşurken, tartışırken, yargıda bulunurken çok daha dikkatli olunması gerektiğine dikkat çeken Görmez, şunları söyledi: "Bu, din üzerine konuşan kişinin o din ile ilişkisine bağlıdır. Eğer din üzerine konuşan kişi, o dine iman etmiyorsa, inkâr içinde ise biz o kişiden 2 şey isteriz. Bu bizim en tabii hakkımızdır. Doğru bilgi, saygılı dil ve üslûp. Doğru bilgi derken; sadece dinin sahih bilgi kaynaklarını ve on dört asırlık kültür mirasını kastetmiyorum. Müslümanların, söz konusu bilgi kaynaklarından yararlanmak için nasıl bir usul ve yöntem geliştirdiklerini, dinî metinlerin ve kadîm bilgilerin yaşadığımız çağ ile ilişkisi konusunda nasıl bir yorum/yahut yorumlar yöntemi veya yöntemleri geliştirdiklerini bilmek ve bu çerçevede konuşmak gerekir. Bu, konuşulan konuya göre değişebilir ama bir bütün olarak din üzerinde konuşabilmek için doğru bilgi sahibi olmak mecburiyeti vardır. Dinin sahih bilgi kaynaklarına, Kur'an ve hadis bilgisine, 14 asırlık kültür mirası bilgisine sahip olmak yetmez. Aynı zamanda söz konusu bilgi kaynaklarından yararlanma yöntemine, usûl bilgisine, kadîm bilginin çağdaş hayatla ilişkisi konusunda yorum yeteneğine sahip olmak da gerekir. Biz dinî metinleri anlama, yorumlama ve bilginin hayatla irtibatını kurma konusunda farklı metodolojiler geliştirmiş ve bunu diğer medeniyetlere takdim etmiş bir gelenekten geliyoruz. Din üzerine konuşan kimse, o dine iman etmiş bir ilim adamı ise, bunlara ilâveten İslâm, ondan bilgiye sadakat gereği sahih amel, ihlâs ve samimiyet isteyecektir. Ayrıca yüksek bir bilgi ahlâkına da sahip olmak gerekmektedir."

"Din konusunda her türlü bilgiye sahip olan kimsenin dahi, hem bu bilgiyi elde ederken, hem bu bilgiyi başkasına naklederken takınması gereken bir edep, hem de kullanması gereken nezih bir dil ve üslûp vardır." diyen Görmez, günümüzde bazen kişisel kapris ve şöhret-i kazibe adına sadece 14 asırlık birikimi değil, 50 yıllık ilâhiyat birikimini de bir çırpıda harcayanların çıkabildiğine işaret etti.

İslam'da ruhban sınıfı bulunmadığını ve hiç kimsenin de dinde otorite olmadığını anlatan Görmez, kimsenin Allah adına konuşma yetkisine sahip bulunmadığını kaydetti. Görmez, Fahreddin Râzi'nin din üzerine konuşanları 3 sınıfa ayırmasını örnek vererek "Bilenler ve bildiğini bilenler, yani hem bilgi sahibi olup bildiklerinin farkında olanlar. Ona göre bunlar gerçek bilginlerdir. Onlara uymak gerekir. Bilmeyenler ve bilmediğini bilenler, bilmediğinin farkında olanlar. Bunlar aydınlanmak isteyenlerdir. Aydınlatmak gerekir. Bilmeyenler ve bilmediğini bilmeyenler. Cahil olup cehaletinin farkında olmayanlar. Asıl kaçınılması gerekenler bu kategoride olanlardır."

Dindar olmanın, dinin herhangi bir simgesini taşımanın hiç kimseye din hakkında sorumsuzca konuşma yetkisi vermeyeceğini dile getiren Görmez, dindarlıklarıyla öne çıktığı halde; İslâm'ın kötü olarak nitelediği bir davranış sergileyenlerin, yanlış birtakım dinî referanslara müracaat ederek kendilerini savunmaya kalkışmalarının ise daha da kötü bir durum olduğuna dikkat çekti.

cihan



Bu haber 617 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,199 µs