Çiçek: 'Bürokratik oligarşi ile milletin kavgası var' | " /> Çiçek: 'Bürokratik oligarşi ile milletin kavgası var' | "/>

En Sıcak Konular

Çiçek: 'Bürokratik oligarşi ile milletin kavgası var'

26 Mayıs 2008 11:13 tsi
Çiçek: 'Bürokratik oligarşi ile milletin kavgası var' Demokrasi kültürünün yeterince yerleşmediğinden yakınan Cemil Çiçek yargının Türkiye tarihindeki darbelerle olan ilişkisine dikkat çekti.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş'ın hazırlayıp sunduğu 'Basın Kulübü'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı. 
  
Yargı ile hükümet arasındaki gerilimle ilgili oldukça çarpıcı yanıtlar veren Çiçek, Yargının Türkiye tarihi içindeki rolü için darbe dönemlerini hatırlatma gereğini duydu, Çiçek şöyle konuştu:

"Türkiye'de biz demokrasiyi yeteri kadar kültür zeminine oturtamadık. Tartışma üslubunu geliştiremedik. Muhalefeti vurmak, kırmak, iktidar ne derse tam tersini savunmak olarak gördük. Bunları öğreneceğiz ama. Demokrasi bir iç talep olarak aşağıdan gelmedi. Yukarıdan geldi. Ama sonradan yukarı dediğimiz kesimle vatandaş arasında bazı farklılıklar oldu. 1950'de seçime giderken Türkiye'nin bir sürü sorunu vardı. Ama Demokrat Parti'nin sloganı 'Yeter Söz Milletin' oldu. 'Yeter' aslında iş burama kadar geldi demektir. Neden biz böyle bir sloganla çok partili hayata geçtik? Demek ki o günden itibaren milletle bürokrasi arasında bir çatışma olmuş. Milleti yok farzedeni millete hesap vermeyen. Memurun maaşını millet verir ama adı devlet memurudur. Dolayısıyla biz o günden bu güne belli mesafeleri aldık. Ama olağanüstü dönemler bizi yeni baştan bulunduğumuz noktaya getirdi. Düşe kalka biz belli noktaya geliyoruz ama her 10 senede bir yeni baştan başa dönüyoruz. Şu anki kavga da bence böyle bir kavgadır. Milletle bürokratik oligarşinin kavgasıdır. Siyasi iktidarla bürokratik oligarşi karşı karşıyadır. Yargı da zaman zaman bu yapının bu işin içindedir. Olağanüstü dönemlerde yargının hangi rolleri oynadığı biliniyor. Örneğin Yassıada mahkemesi en başta gelir. Sonra zaman zaman DGM'lerle ne çıktı. 1950'den itibaren vatandaş bürokrasinin istediği şekilde oy kullanmadı. Bürokrasi başka bir iktidar istedi ama vatandaş tam tersini yaptı.

'ÜSLUP TARİF ETSİNLER ONA GÖRE KONUŞALIM!'

Soru: Adalet Bakanı M.Ali Şahin'in hakimlere ve savcılara yüzde 40 zam yapıldığını açıklamasını nasıl değerlendiriyorsunuz?

"Bizim yargıya ne kadar önem verdiğimizi belirtmek anlamında söyledi onu. Öyle bir noktaya geldik ki icraatımızı bile anlatmaya kalksak bundan nem kapıyorlar.

Ben 18 Kasım 2002'de Adalet Bakanı oldum. Bölge toplantıları yaptık. Samsun'da bir toplantı yaptık. Bir Başsavcı arkadaş geldi. Dedi ki 'Benim zabıt katibim yok. İddianame yazdırmak için belediyeden ödünç eleman alıyorum' dedi. Antalya'da toplantı yapıyoruz. Bir bayan hakim arkadaş geldi. 'Oturacak masam yok. Acaba 3 milyar gönderebilir misiniz oturacak masa sandalye alalım' dedi. 34 milyar liralık akaryakıt ödeneği gönderilemediği için önemli bir ilimizdeki cezaevindeki tutuklular duruşmaya çıkarılamadı. O günkü şartlara bakın bugünkü şartlara bakın. Bugün bilgisayarı olmayan hakim ve savcı yok. Biz hizmet yaptık. Bunu kendileri de ifade ediyorlar. Biz bunu övünmek için yapmıyoruz. Ankara'da yargı adına büyük laflar edildi ama küçük işler bile yapılamadı, bir zabit katibine muhtaç hale getirildi. 3 milyar liralık ödenek gönderilemediği için hakim ve savcı oturacak masa sandalye bulamadı. Birçok yerde bodrum katlarda, kahveden bozma yerlerde mahkeme vardı. Bugün her yerde Adalet Sarayı var. Benim kendi bakanlığım döneminde 2 katrilyon 631 trilyon Adliye projelerine yatırım yaptık. Şimdi bir bildiri yedik diye bunları söylemeyelim mi? Biz yargıya gerçekten önem veriyoruz.

Bu bildiriyi yayınlasa da yayınlamasa da. Bizi övse de övmese de. Hakkı teslim etse de etmese de. Biz bunlara girmiyoruz. A şahsından B şahsından ayrı olarak yargı kurumu önemli bir kurumdur. Yargının yedeği yoktur. Biz buna inandık. Bunları biz yaparken hükümet olarak böyle bir anlayış içerisinde yaptık. Bu kadarını söylemekte ne mehsur var? Özlük hakları konusunda da; bunları hak ediyorlardı. Biz de bunları vermeye çalıştık. Bunları söylemekte sakınca yok. Buradan hemencecik bir başka olumsuz anlam çıkarılmaya çalışılıyor.

Ne kadar zor şartlar altında Türkiye'de siyaset yapıyoruz. Öyle söylersek bu anlama geliyor, böyle söylersek bu anlama geliyor. Peki neyi nsaıl söyleyelim biz? Bize birileri bir üslup tarif etsin. Desin ki; 'Bu kapatma davası bitene kadar arkadaş, ağızlarınızı bağlayın. Sizin ifade özgürlüğünüz olmayacak, konuşma özgürlüğünüz olmayacak. Kim ne söylerse söylesin, dava bitinceye kadar ağzınıza demir leblebi alacaksınız, ya sabır çekeceksiniz' Biz de onun için diyoruz ki dava bir an önce bitse de bu belirsizlik ortadan kalksa."

 'YARGITAY'DA BİLDİRİDEN RAHATSIZ OLANLAR VAR'

 SORU: "Milli irade ve demokrasi sadece AKP tarafından mı temsil ediliyor? Diğer kurumların milli yönü gözardı ediliyor. Başbakan'ın yaklaşımı ve söylemleri bu şekilde. Demokrasiyi AKP temsil ediyor. Yargı, ordu ve muhalefet demokrasi istemiyor. Darbe istiyor gibi düşünceler var. Böyle bir yorum karşısında yargının refleksi doğru karşılanabilir mi? Siz buna nasıl bakıyorsunuz?

Biz hukuki sürece karışmak istemedik. Ama siz daha program başlarken senaryolarla ilgili soru sordunuz. Herkes senaryo yazdı. Siz bunu milli iradenin neresine koyuyorsunuz. Bizim partimiz kendisiyle ilgili siyasi mesajlar verdi. Hukuki olarak spekülasyon yaratmadı ki. Sanki AK Parti öldü de şu parti kuruyor, 2'ye bölünüyor 3'e bölünüyor. Bir sürü senaryo. Biz muhalefet partisi değiliz ben hükümetim. Biz uluslararası alanda ülkeyi temsil ediyoruz. Bizi kim ciddiye alır böyle bir durumda?

Devletin 3 erki var. Yasama, yürütme, yargı. Bu güçler düşman değil. Birinin yaptığı işi diğeri yapamaz. Biz hep buna sadık kaldık.

Şimdi bu bildiri Yargıtay'ın lehine mi oldu? Yargıtay'ın içinden de bazıları bu bildiriden rahatsız. Biz bunu biliyoruz.

Ben yargıya hasasiyet göstereyim ama yargı da hassasiyet göstersin. Siyasi bir açıklama yapmak kendisini tartışma içine çekmektir. Bir söz vardır: Baba erik yerse çocuğun dişi kamaşır. Gelin bugün erik yemeyelim dişimiz kamaşmasın."

SORU: AB'nin kapatma davasıyla ilgili açıklamalarını nasıl değrelendiriyorsunuz?

"Hak ve özgürlükler konusunda yaşanan sıkıntılar artık ülkelerin bir iç meselesi değil. AB diyor ki; siz artık aday adayı değilsiniz. Dolayısıyla biz sizin birtakım hak ve özgürlük kriterlerinizi inceleyeceğiz. Kapatma davası da bu yönde değerlendiriliyor. Türkiye'de çok fazla kapatma davası var. AB ile ilgili değerlendirme yapmadan bunları göz önünde bulundurmak gerekir. Ön yargılara göre değerlendirme yapılıyor. Yargıya müdahale. Daha 2 sene evvel, 5 sene evvel de adamlar gelip mahkemelere katılıyordu AP'den. Basın toplantıları düzenliyordu. O zaman neden tek satır bildiri yazılmadı."

SADECE AKP SUÇLANIYOR:

"18 Kasım 2002'den beri yargı zaman zaman çeşitli bildiriler yayınladı. Ama biz bunlara cevap vermedik. Sadece 1 kez cevap verdik. Önemli günlerde çeşitli konuşmalar yaptılar. Biz cevap vermedik. En son 2007'de çok sert bir açıklama yaptılar. Ben de Adalet Bakanı olarak dedim ki; Biz söylenecek sözümüz olmadığından değil, Türkiye'nin huzuru için susuyoruz. Ama burada durum farklı. Sizinle ilgili bir dava açılmış. Eğer böyle bir bildiri olmasaydı da genel bir değerlendirme olsaydı biz de üstümüze almazdık. Sadece iddianameyle kalsaydı, biz zaten buna cevap verdik. Ama her yönden çalışmalar yapıldı. Medya, çeşitli paneller, konuşmalar. Bunların tamamına yönelik bir bildiri değil bu. Sadece AKP suçlanıyor."

Habertürk



Bu haber 305 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,291 µs