Ermenileri, Avrupalılar isyana teşvik etmiş !

22 Mayıs 2008 15:54 tsi
Türk Tarih Kurumu (TTK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Halaçoğlu, Osmanlı döneminde 1830'lu yıllarda açılan yabancı okullarının Ermenileri isyana teşvik ettiklerini söyledi.

Milliyetçilik akımının da etkisiyle Ermenilerin Osmanlı'nın son döneminde mezalimler gerçekleştirdiğinin Alman, Rus İngiliz arşivleriyle belgelendiğini belirten Halaçoğlu, ''Boston'daki Taşnak arşivinin açılması için 20 milyon dolarlık tasnif ücreti ödeme teklifinde bulundum. Ancak hiçbir cevap alamadık'' dedi.

Erciyes Üniversitesi tarafından bu yıl ikincisi düzenlenen Uluslararası Sosyal Araştırmalar Sempozyumu (EUSAS II) başladı. '19. Yüzyılda Ermeni Milliyetçiliğinin Doğuşu ve Büyük Devletlerin Politikaları' konulu sempozyuma yurtiçinden akademisyenler, bürokratlar ve araştırmacılar katıldı.

Geçen yıl gerçekleştirilen bilgi şöleninde Ermeni-Türk ilişkileri paydaşlık ekseninde masaya yatırılırken, bu yıl Ermeni sorununun altında yatan siyasi nedenler tartışmaya açıldı. Ermeni sorununu Osmanlı dönemindeki milliyetçilik akımlarıyla birlikte değerlendiren katılımcılar, Ermeni sorununun ortaya çıkmasında Fransa, ABD, İngiltere ve özellikle Rusya'nın etkili olduğu konusunda birleşti. Ermenileri isyana teşvik eden olgunun Avrupa'daki milliyetçilik akımı olduğu konusunda aynı kanaate sahip olan akademisyenler, millet-i sadıkanın isyanında yabancı okulların önayak olduğu konusunda hemfikir.

Sempozyumda konuşan TTK Başkanı Prof. Dr. Halaçoğlu, Ermeni sorununun çift taraflı değil çok yönlü uluslararası bir sorun olarak değerlendirilmesi gerektiğini ifade etti. Osmanlı döneminde açılan Amerikan misyoner okullarının Ermeni sorununa zemin hazırladığını savunan Prof. Dr. Hallaçoğlu, bu okulların ilk etapta Müslümanları Hristiyanlaştırmak için değil, Protestan kiliselerini Ortodoks ve Katolikleştirmek için faaliyet gösterdiğini bildirdi. 1914 öncesi Osmanlı topraklarında 1544 yabancı okulunun bulunduğunu belirten Halaçoğlu, ''Misyoner okulları Ermeni'lerin Osmanlı yönetiminden soğumasında önayak olmuştur. Ermeni sorununu anlamak için iki tarafında arşivlerini açması gerekir. Biz arşivlerimiz sonuna kadar açtık. Ancak Ermeniler tüm taleplerimizi cevapsız bıraktı. Son olarak bir teklifte bulundum. Boston'daki Taşnak arşivlerinin açılmasını istedim. Tasnif ücreti olarak da 20 milyon dolar ödeme teklifinde bulundum. Öncelikle Taşnak arşivlerinin niye Boston'da olduğunu iyi değerlendirmemiz lazım. Bütün Batı dünyası Osmanlı arşivlerinin açılması için baskılar yaptılar. Bizim hiçbir korkumuz yok, bütün Osmanlı arşivlerini açtık. Osmanlı arşivi, bugün dünyanın en rahat çalışılabilen arşivlerinden biridir. Peki niye kimse Taşnak arşivlerinin açılmasını istemiyor. Ermenistan'daki, Kudüs'teki arşivler hala kapalı. Bilim adamları olarak bir araştırma yapacaksak, objektif bir sonuca ulaşmak istiyorsak bütün arşivleri görmek zorundayız'' diye konuştu.

Sempozyum Tertip Heyeti Başkanı Prof. Dr. Metin Hülagü de Ermeni sorununun tarihi değil siyasi bir sorun olduğunu, bu sorunu ortaya çıkaran batılı devletlerin sorunun sürmesi için gayret gösterdiğini iddia etti. ODTÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Turan ise Ermenilerin tarih boyunca istismar edildiğini dile getirdi.

Emekli Büyükelçi Ömer Lütem de Ermeni'lerin Türkiye'ye karşı kullanıldığını dile getirdi. Ermeni sorununun Lozan antlaşmasıyla hukuken bittiğini belirten Emekli Büyükelçi Lütem, bazı devletlerin desteğiyle 50 yıl sonra baskı unsuru olarak yine Türkiye'ye karşı kullanılmak üzere sözde Ermeni soykırımı yalanının ortaya atıldığını söyledi. Lütem, "Ermeni'ler yıllarca Avrupa'nın güçlü devletleri tarafından kullanılmıştır. Ermeni sorunu hukuken Lozan'da bitmiştir. Ancak 1975'de yeniden dillendirilmeye başlamıştır. 50 yıl sonra yani. Güçlü devletler Türkiye'ye karşı baskı unsuru olarak Ermeni sorununu kullanmaktadır. Bu bugünde böyledir geçmişte de böyleydi" dedi.

Emekli Büyükelçi Nüzhet Kandemir de Ermeni diasporasının güçlü medya desteği ile var olmayan bir sorunu oluşturma girişimi içerisinde olduğunu anlattı. Nüzhet Kandemir, "Ermenistan'da yaşayan halkla diaspora birbirinden farklı çizgilerde siyaset izlemektedir. Türk düşmanlıkları farklıdır. Günümüzde üçüncü ülkelerde ileri teknoloji sayesinde medya organlarıyla sorun oluşturmaya çalışmaktadır. Değişmeyen tek olgu geçmiş tarihlerde olduğu gibi kendilerini destekleyen ülkelerdir" şeklinde konuştu.
 
zaman

Bu haber 573 defa okundu.