"CHP % 95, AK Parti % 4, normal mi?"

21 Mayıs 2008 17:52 tsi
Vakit gazetesi yazarı Ali İhsan Karahasanoğlu, Fatih Altaylı’nın Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ı ihbar niteliğindeki yazısının ardından Anayasa Mahkemesi üyelerini yazdı.

Karahasanoğlu, atanan bir üyenin köyünde, CHP’nin yüzde 95, AK Parti’nin ise yüzde 4 oy aldığını yazdı.

İşte Karahasanoğlu’nun yazısı…

“Iğdır’dan arayan bir okurum Anayasa Mahkemesi raportörü Osman Can’ın kuzeninin Iğdır’da AKP ilçe başkanlığı yaptığını ‘İhbar’ etti. Doğrusu bu yaklaşımı da komik buluyorum. İnsanlar kuzenleriyle bırakın fikri yakınlık içinde olma mecburiyetini tanışmıyor bile olabilirler. Bu nevi yakıştırmalar son derece yakışıksızdır. Ayrıca Anayasa Mahkemesi, raportörün görüşüne uymak zorunda da değildir.”
Hayır yukarıdaki cümleler bana ait değil.. Fatih Altaylı’nın Habertürk’teki yazısından alıntıladım size..
Osman Can’ın raporu bağlayıcı olmadığına göre, Altaylı gibi çaktırmadan dokundurmalarla değil, iddiaları “abes” bulduğumu samimice belirtiyorum.
Bir insan, “yakışıksız” bulduğunu söylediği bilgiye, “ihbar” nitelemesi yapar mı? Bence amaçlanan; Raportörün söylediklerinin değil, kimliğinin tartışılması.. Altaylı da bu amaçla o yazıyı kaleme almıştır. Ve amaçlanan tartışmayı başlatmıştır.
Ve bu tartışma çerçevesinde, ben “yakışıksız” veya “çok güzel” değerlendirmesi yapmadan, bana gelen bir “ihbar”ı değil, araştırarak tespit ettiğim bir “bilgi”yi sizinle paylaşacağım. üstelik benim paylaşacağım bilgi, görüşleri bağlayıcı olmayan raportör ile ilgili değil, Anayasa Mahkemesi’nin 11 üyesinden birisi ile ilgili!
Anayasa Mahkemesi üyeliğine yakın tarihte seçilen bir kişinin köyünde, Türkiye genelinde % 46 oy alan AK Parti, % 4 oy alabilmiş. (Onların da, her yerde bulunan, bir-iki kişilik muhalif insanlar olduğunu tahmin edebilirsiniz artık). Ve bir çarpıcı bilgi daha: Köyün % 95’i, Türkiye genelinde % 21 oy alan CHP’ye oy vermiş!.
Şimdi soruyorum Necdet Sezer’e..
Tüm duyarlı insanlara..
Objektif düşündüğünü, olaylara bilimsel açıdan baktıklarını söyleyen herkese..
Türkiye ortalamasında % 46 oy alan bir partinin hemen hemen sıfır oy aldığı, Türkiye genelinde % 21 oy alan bir partinin ise hemen hemen tüm oyları topladığı bir köyde doğup büyüyen insan nasıl objektif olabilir?
Türkiye ortalamasını altüst eden bir görüntü veren o köyün insanı, Anayasa Mahkemesi üyeliğine nasıl seçilebilir?
Kimse bana, “Hukukçular, anne-babasının görüşlerine, köyündeki insanların siyasi bakış açılarına, şahsi düşüncelerine göre değil, hukuk kurallarına göre karar verirler” demesin..
Anayasa Mahkemesi’nin kararının, neredeyse; kaç üyenin, hangi yönde karar vereceği ayrıntısına kadar tahmin edilebilir olması, üyelerin hukuk kurallarına göre karar verdiklerini mi gösterir size?
Yoksa; daha önceki görüşleri, yetiştiği çevre, akrabalarının siyasi görüşleri çerçevesinde oy kullandıklarını mı gösterir?
Hayır, hiç kimsenin özelini araştırmaya niyetim yok. Hiç kimsenin köyünün oy dağılımını aktararak, bu yönde tartışma oluşturmaya niyetim yok.
Fatih Altaylı yazmasaydı, ben de elimdeki somut bilgilere rağmen, bildiğim gerçekleri yazmayacaktım. Hassas bir konunun, yanlış yorumlanabilecek yansımalarını, tüm haksız sonuçlarına rağmen görmezden gelecektim.
Benim hiç üslûbum olmamasına rağmen, üstü kapalı olarak verdiğim bir üye hakkındaki bu bilginin, aslında ulaştığım bilgilerin kırıntısı olduğunu da söylemek zorundayım..
28 Şubat sürecinde, asker içinde bir yapılanmadan bahsediliyordu.
Hangi yapılanma olduğunun ayrıntısına girmiyorum. Siz tahmin ediyorsunuzdur!..
Ama Necdet Sezer tarafından belli makamlara getirilenlerin büyük çoğunluğunun; çok net, çok somut bir siyasi görüşün temsilcileri olduğunu, önceki hayatları ile çevreleri ile, sergiledikleri tutumları ile net olarak görebildiğimizi söyleyebilirim.
Netameli bilgileri, her şeye rağmen ben kendime saklayacağım. Ama kamuoyuna yansıyan bilgileri hatırlatayım isterseniz size..
Sezer’in Anayasa Mahkemesi üyeliğine seçtiği isimlerden, son iki haftadır sürekli gündemde olan isim, uzun yıllar CHP milletvekilliği ve bu partiden bakanlık yapan birisinin oğlu değil mi?
İnsaf yani..
Sezer’in seçtiği üyelerden bir diğeri, CHP’nin ikizi DSP’den siyaset yapmış birisi değil mi?
İnsaf yani..
Sezer’in seçtiği; ama kamuoyunun baskısı sonrasında istifa etmek zorunda kalan bir başka isim de, seçildiği tarih itibariyle CHP üyesi değil miydi?
İnsaf ki ne insaf!
Anayasa Mahkemesi’ne üye mi seçiyoruz, CHP’lilerin toplanacağı bir dernek mi kuruyoruz?
Anayasa Mahkemesi kararlarına saygı talep edenler, buyursun açıklasınlar!
 

Bu haber 728 defa okundu.