Koalisyonlar dönemine Hoşgeldiniz! | " /> Koalisyonlar dönemine Hoşgeldiniz! | "/>

En Sıcak Konular

Koalisyonlar dönemine Hoşgeldiniz!

20 Mayıs 2008 17:28 tsi
Koalisyonlar dönemine Hoşgeldiniz! İyibilgi, okuyucularından gelen yorumları, analizleri değerlendirmeye devam ediyor. 'Söz Sizde' köşemizde bugün okuyucularımızdan Eşref Kamil'in kapatma davasının siyasi sonuçları üzerine analizini sunuyoruz. Kamil'e göre verimsiz 90'lı yıllara geri

Eşref Kamil

Kapatma davası açılınca ‘öyle gibi’ görünür: Keramet Yargıtay'da!

AK Parti’ye kapatma davası açılması, Türk siyasetindeki bütün dengeleri yerinden oynattı. Siyasi ikbal beklentisi içinde olan herkes bir şekilde “piyasaya” çıkmaya başladı, ittifaklar konuşulmaya, projeler havada uçmaya, bitpazarına nur yağmaya başladı. Uzun süredir kutuplaşma ekseninde oluşan siyasi atmosferde kıpırdanmalar olmaya, siyasetin alanı ve muhalefetin dili değişmeye başladı.

22 Temmuz seçimleri öncesinde DYP-ANAP birleşmesinin suya düşmesi üzerine PR’ı yapılan ve hemen hemen bütün “eski tüfek”lerden destek toplayan CHP-MHP olası koalisyonu hedefi bile muhalefetin dilini değiştirememişti oysa... Özellikle 2006 yılı sonlarından itibaren “AKP’nin laikliğe karşı olduğu, ülkeyi sattığı, devleti böldüğü, açıkça İslamcılık yaptığı, toplumda İslami bir terörün oluşmaya başladığı (mahalle baskısı)” gibi tezler üzerinden bir dil geliştiren muhalefetin bu tek tipliği yavaş yavaş bozuluyor gibi...

Buna en göz önünde örnek olarak Ertuğrul Özkök’ün yazıları gösterilebilir. İki yıldır amansız bir şahin üslubuyla toplum mühendisliğinin zirvesine çıkan Özkök, son zamanlarda CHP’nin AB hedefini üstlenmesi gerektiğine ilişkin yazılar yazıyor. Türkiye’de muhalefetin dilini ve yönünü belirleyen CHP’nin, Özkök’ün öngördüğü bir politikaya kayması, Türkiye’deki muhalefetin pozisyonunu da değiştirebilme potansiyeli taşımaktadır.

Bugünlerde doğum sancıları görünen siyasetteki yeni pozisyonlanmaların arka planında elbette “kapatma davası” yatmaktadır. Merkez sağ genişledi, hayır merkez sol genişledi, hayır ikisi de genişledi, demek işte bu yüzden mümkün değil... Kapatma davası açıldığı için “öyle gibi” görünüyor... Yani, keramet Yargıtay’da!

Türk siyasetinin uzun süredir devam eden kabızlığı ve iki kutuptan birine ait olma mecburiyeti artık yavaş yavaş ortadan kalkıyor gibi... Ayrıca, bu süreçle atbaşı giden başka bir süreç de medyada yaşanan gelişmeler. Hangisi hangisini besliyor, tam olarak kestirmek zor. Ancak iki mecrada da kırılmalar ve bölünmeler var. İki mecrada da genişleme istidadı mevcut, çeşitlenme de denebilir buna...

Medyaya büyük hamlelerle giren Çalık ve Koza gruplarının nasıl bir pozisyon alacağı, Ciner grubunun nerede konumlanacağı, Dinç Bilgin ve Erol Aksoy’un “potansiyel” olarak şimdilik kenarda “oyunu izlemesi”, Karamehmet ve Doğan grubunun ne tür ataklar yapacağı gibi konular merakla bekleniyor. Bu denklemden bir şey çıkacak, ama ne çıkacak orası tam belli değil.

Ancak şurası kesin: Türk siyaseti ve Türk medyasında önümüzdeki dönemde “çeşitlilik” önem kazanacak. Keskin kutuplaşmalar, ölümüne taarruzlar, amansız dezenformasyonlar dönemi kapanacak gibi. Herkes büyük resimde nerede olduğuna bakmaksızın küçük köşelerde yerini alacağa benziyor.

Bu, şu demek: 90’lı yıllardan 2002’ye dek süren çok parçalı ve “çok” partili sistem, koalisyonlar, kısa ömürlü hükümetler dönemi geri gelecek. Hükümetlerin ömürleri ile bir kavram olarak “istikrar” arasında, en azından bu topraklarda doğrudan bir ilişki olduğu düşünüldüğünde, bu olası yeni dönemin “istikrarsızlık” olarak adlandırılması muhtemel.

İkili kutuplaşma üzerinden yeterince yıpratılan devlet kurumları ve siyaset, çok parçalı bu yeni yapıya geçildiğinde daha da yıpranırsa, bundan kim kazançlı çıkar?

Böyle bir ülkede direksiyon kimin elinde olur? Rotayı kim tespit eder?

Türkiye’nin konsantrasyon eksikliği sebebiyle kritik konularda kilit kararlar vermekte zorlanması, bölge ve dünya dengelerinin şekillenmeye başladığı bu dönemde kime ne tür bir fayda sağlar?

Kraliçe’nin ziyaretinin dış politika bağlamında ne tür anlamlar ifade ettiği Türk medyasında hiç sorgulanmadı. Aynı şekilde Dick Cheney’in ziyareti hakkında da herhangi bir bilgi sahibi olamadık.

Oysa bu iki ziyaretin şifreleri, Türkiye üzerinde yürütülen operasyon hakkında “yeterince” bilgi ve işaret taşıyor.

Görebilene!

www.iyibilgi.com söz sizin



Bu haber 421 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,289 µs