En Sıcak Konular

Büyük Britanya'nın dönüşü!

20 Mayıs 2008 16:55 tsi
Büyük Britanya'nın dönüşü! Dış polikitada sessizlik Londra siyasetinin belkemiğidir. Körfez Savaşı’nda ABD’nin ortağı İngiltere’ye yönelik eleştirilerin sınırlı kalmasının sebebi de bu. Ama Birleşik Krallık şimdi konuşuyor. Hem de konuşma! Tabi duyana. Ama asıl me

Londra genel kabul olarak hep ABD’nin iz düşümü olarak algılanır Türkiye’de. Bu kısmen doğru. Yani İngiltere, İsrail ile birlikte ABD’nin en öndeki stratejik ortağıdır.

Yine de bu değerlendirme oldukça eksik. Çünkü İngiltere aynı zamanda ABD’nin rakibidir de. Kimi zaman rakip kimi zaman müttefik. Ama hep dost. Bu önemli. Çok kaba bir tarifle “beraberce” işlerini yürütürler.

İngiltere dış politikasının şekli şartlarından biri “sessizliktir”. Bu “sezdirilmeme” politikası, İngiltere’ye “üzerinde imparatorluk batmayan imparatorluk” geleniğidir.

Yüzyıl başlarında Ortadoğu’nun tamamında. İlerleyen dönemde de Soğuk Savaş yıllarında hakkıyla uygulanmıştır. Günümüzde ise modern İngiliz diplomasisi bu konuda farklı bir yöntem izlemiyor.

Her iki Körfez Savaşı sırasında ve yanıp kavrulan Ortadoğu’da önemli ve fiili rol oynamısına rağmen, örneğin ABD’nin uğradığı ağır eleştirilerden kendini korumuştur.

Şöyle de söylenebilir. ABD’nin politikaları yüzünden dünyada olduğu gibi Türkiye’de de itibarı düşmüştür. Ancak bu nedenle İngiltere Büyükelçiliği’ne konulan protesto çelenki yok gibidir.

“Biz de varız!”

Ama şimdi İngiltere konuşuyor. Konuşması özellikle Ortadoğu ve Avrupa üzerinde ağırlıklı bir role soyunmak olarak okunabilir. Fakat tek bu değil. İngiltere bir tür “güç gösterisi” sayılabilecek her konuda konuşmaya başladı.

Örneğin “uzaylılar” konusunun ana fenomeni sayılan UFO’larla ilgili Savunma Bakanlığı’nın bilgilerini göstermeye başladı. Zamanlama açısından da Vatikan’dan destek aldı.

Genetik, embriyo, DNA teknolojileri konusunda “yarı insan yarı hayvan” gibi bir ucu karanlık tarihin bilinmeyen noktalarına bir ucu “geleceğin” sırlarına uzanan bilimsel buluşları dökmeye başladı.

Ancak bu örnekler konumuz değil. İyibilgi bu netameli-esrarengi dosyaları irdeleyen bir çalışmayı çok kısa bir süre içinde okurlarına sunacak. Ama biz şimdi küresel dengelere dönelim.

Sahibinin sesi ama kendi de ısırır!

İngiltere’ye ilişkin en büyük şüphe ABD’nin sesi, uydusu olarak küresel oyunda yer aldığı, bu manada dengeleri zorladığı kanaatidir demiştik.

Bu zeminin iki konusu var. Ortadoğu ve Avrupa. Avrupa’ya kısaca değinip, sınır yakınlarımıza dönelim. Avrupa’da sorun ABD açısından Almanya ve Fransa’ydı.

Başkan Bush ikinci kez göreve seçildikten kısa süre sonra bu iki merkezi Avrupa ülkesini “eski ülkeler” olarak yaftaladı. Bush’un kast ettiği elbette tarihleri değil kafalarıydı. ABD, yeni üyelerin AB’ye katılımından NATO’ya Rusya ile dengelerden kritik enerji konusuna kadar bir çok meselede bu iki ülkenin can sıktığını imâ ediyordu.

Doğal olarak İngiltere de aynı noktaydı. Ancak Fransa’da iktidar değişikliği yaşanması, Sarkozy’nin göreve gelmesinden sonra Paris ağır ağır yönünü değiştirmeye başladı.

Bir yandan ABD’ye bir yandan Ortadoğu’ya girmeye başladı. Temel düsturu “para ve enerji”ydi ama siyaseten de oyunda bulunmaya başladı. ABD bu durumdan kararsızlıkla memnuniyet arasında gidip gelse de İngiltere bakışını pek değiştirmedi.

Bunun en yakın ve somut örneği, Kraliçe’nin Türkiye ziyaretinde gözlerden kaçan İngiliz Dışişleri Bakanı’nın muhatapları ile görüşmesinde, AB konusunda Fransa’nın tutumu masaya geldiğinde, “siz fazla takmayın onları” minvalli söylemidir.

Avrupa özelinde ikinci konu ise Rusya denklemidir. Almanya ve Rusya, doğalgaz hatları yüzünden Rusya’ya bağımlı bulunduklarından, Moskova’yı rahatsız edecek gelişmelere dirsek gösterirken, Londra biraz oyun dışı kalmıştır. İngiltere bundan da rahatsızdır.

Konu petrolse ‘Kraliçeyi’ tanımaz!

Ortadoğu’da ise problem daha derin. Fransa’nın İngiltere’ye bu coğrafya da rakip olması biraz zor. Fakat “Genişletilmiş Ortadoğu”da durum biraz farklı. ABD, bölgeyi “Fas’tan Afganistan’a” olarak çizdiğinden, Paris önemli bir aktöre Kuzey Afrika ülkelerinde pozisyonu nedeniyle daha sert giriyor.

Mısır, Libya, Fas örneği bunun sağlıklı örneklerinden. Sarkozy’nin piramitlerin arasında yeni eşiyle gezinti görüntüleri henüz hafızalarda!

Londra içinse Ortadoğu, “ben kitabını yazarım” kıvamındadır. Bilindiği gibi sadece kitabını yazmakla kalmamış, yüzyıl başında Ortadoğu ülkelerinin sınırlarını da çizmiş bir ülke.

Ancak ABD başat konumda bulunduğundan şu ana kadar çekinik kalmış görünüyor. Politik beklentilere de uygun düştüğünden Washington’un başrol oynamasına ses çıkarmamıştır.

Ama artık “eski usta” oyana dönüyor denebilir. İngiltere’nin Türkiye çıkarması bunun sadece bir ayağı. Fakat İngiltere’yi asıl kaygılandıran, Ortadoğu’ya dönmesini hızlandıran ana konu, ABD’nin bölgeden çekilme ihtimali gözükmekte.

Doğal olarak bu şüpheyi uyandıran gelişme ise Kasım ayında ABD’nin yeni Başkanı’nı seçecek olması. Taze yönetimin Amerikan kamuoyuna kulak vererek bölgeden çekilmesi durumunda İngiltere’nin “stratejik kazanımlarını” yitimesi riski.

İşte bu mantıktan türeyen soru, İngiltere’nin kendi başına mı yoksa ABD’nin yönünde mi hareket ettiğini yanıtlayabilir. İngiltere ABD seçimlerinde kime yakın? Obama’ya mı? McCain’e mi? Şimdilik bu önemli tartışmayı erteleyelim.

Ortadoğu ve Avrupa için eski düşman!

İngiltere’nin, Avrupa ve öncelikle Ortadoğu’ya ilişkin tavrı bu nedenle “bir ön alma” olarak analiz edilebilir. Ama henüz tam şekillenmediği söylenebilir. Bu boşluk anı için İngiltere’ye lazım destek ise eski düşman ama yeni bir dosttan, Rusya’dan gelebilir.

Rusya bu iki coğrafyada ana oyunculardan biri. Fransa ile rekabette Avrupa dengelerini İngiltere lehine geliştirebileceği gibi, yine İngiltere’nin Ortadoğu’ya dönüşünü kolaylaştırabilir.

Kremlin’in de bu konuda ön yargılı olduğu söylenemez. NATO ve füze kalkanı nedeniyle Avrupa’da, İran yüzünden Ortadoğu’da ABD ile çekiştiğinden, İngiltere’ye şu sıralar daha sıcak davranabilir.

Esasen somut ama minik bir örneği de kısa süre önce yaşandı. Rusya, Moskova’da Manchester United ile  Chelsea arasında oynanacak Şampiyonlar Ligi Final Maçı için her zaman sorunlu olmuş vizeleri serbest bıraktı. Bu küçük ama önemli jest Londra’da sempatiyle karşılandı.

Bir yere İngiltere girerse…

İngiltere’nin Ortadoğu’ya dönüş girişimi sadece ticari ve petrol bağları ile açıklanamaz. Bunlar başat ve vazgeçilemezdir ama İngiltere bir bölgeye girdiğinde siyaseten de rol ister.

Bu yüzden bölenin tüm aktörleri ile yeter dengeleri kurmak çok önemlidir Downing Street 10 numara açısından. Türkiye ziyareti öncesi, iki ülke arasında imzalanan stratejik ortaklık anlaşması ile Türkiye-Mısır arasında bir başka stratejik anlaşma aslında Avrupa’da ve Ortadoğu’daki dengeleri betimliyor.

Ek olarak yine bölgenen asal oyuncusu İsrail’in kuruluş sürecinde 1940’lı yılların sonunda İngiltere’nin oynadığı rol de etkili olacak. Keza, Irak, Suudi Arabistan ama dana önemlisi İran ile ilişkileri, bu bağlamda Şii-Sünni denkleminde tercih edeceği taraf da kritik olacak ve hem bölge hem de küresel dengeleri değişime zorlayacak.

Yine de İngiltere açısından tüm taşların yerine oturması için zaman gerekiyor. Ama çok zaman değil. En azından Türkiye’ye bakışını artık biliyoruz!



Bu haber 1,654 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,857 µs