'Kürt sorunu konuşmadan çözülmez’ | " /> 'Kürt sorunu konuşmadan çözülmez’ | "/>

En Sıcak Konular

'Kürt sorunu konuşmadan çözülmez’

19 Mayıs 2008 17:00 tsi
'Kürt sorunu konuşmadan çözülmez’ Kürt sorunu etrafındaki son gelişmeleri “Devlet Söyleminde Kürt Sorunu” “Müstakbel Türk'ten Sözde Vatandaşa” kitaplarının yazarı sosyolog Mesut Yeğen’le konuştuk. Konuştuk çünkü Yeğen’in de dediği gibi, bu sorun konuşa

Ahmet Türk’ün “PKK Kürtlere zarar veriyor” çıkışını temel olarak nasıl değerlendiriyorsunuz?

Ahmet Türk’ün iki farklı açıklaması oldu. Birincisi PKK’nın silahlı mücadelesinin Kürtlerin demokratik mücadelesine zarar verdiği şeklindeydi. İkincisi ise bir düzeltme içeriyordu. İlk açıklamayı olumlu buluyorum. Katılıyorum. İkinci açıklama ise Ahmet Türk’ün ilk açıklamasına dair DTP içerisinde genel uzlaşının olmadığını gösteriyor. Dolayısıyla, ilk açıklamanın DTP tabanında güçlü bir şekilde yankı uyandırmasını beklemek şu an için mümkün değil.

Öte yandan, Ahmet Türk’ün yaptığı bu çağrının bu kadar ilgiyle karşılanmasının tuhaf bir tarafı da var. Böyle bir çağrının DTP’nin başkanlığını yapmış biri tarafından yapılmış olması tabii ki önemli. Ancak benzer bir çağrıyı daha önce bir grup aydın da yapmıştı ve ne yazık ki hakettiği ilgiyi görmemişti.

Ayrıca Ahmet Türk “Kürtler, MHP’ye oy verir CHP’ye oy vermez” dedi. Bunu, Öcalan ve partinin önde gelenleri arasında Kemalizm’e kimi övgü ve ittifak arayışlarına dair söylemlere bir karşı duruş olarak okumak mümkün mü?

Bu açıklamadan haberim yok. Ancak DTP içerisinde, “Kemalizm’le ittifak meselesi” şeklinde özetlenebilecek bir konu etrafında bir tartışmanın olduğunu da biliyoruz. AKP’ye karşı laik hassasiyeti yüksek olan kesimlerle, partilerle, Kemalizm’le bir ittifak yapılıp yapılmayacağı tartışılıyor. Bu tartışmanın ardındaki güncel bir sebep elbette DTP’nin oy aldığı yerlerde AKP’nin de çok yüksek oy almış olmasıdır. Ancak, dediğim gibi, duymadığım bir açıklama hakkında spekülasyon yapmak istemem.

Kemalizm asimile eden otoriter bir bakış. Kürt Kemalizm’i de kendi içinde “kendi Kürt sorununu” doğurur mu? Doğurdu mu yoksa?

Bunun üzerine çok konuşmak istemem… Tarafları henüz belli olan bir tartışma değil bu. Bir Kürt Kemalizmi var mıdır, yok mudur bunu söyleyebilecek durumda olduğumuzu zannetmiyorum. 

PKK ile DTP arasındaki ilişki nasıl olmalıdır sizce? Öyle görünüyor ki PKK DTP’yi kendi stratejik hamleleri çerçevesinde değerlendiriyor. Sanki DTP özne olsa, yani orada da bir sivilleşme olsa, DTP daha önde olsa, barış imkanı daha kolay olacak?

Bunun çok daha önceden halledilmiş olması lazımdı. Çok geç kalındı. İşlerin nasıl yürütüleceğine dair karar alan aktörün elbette ki sivil ve yasal olması gerekir. DTP bu konuda çok sağlıklı bir performans gösteremedi. Bunda esas sorumlu DTP mi derseniz, bunu söylemek de mümkün değil, çünkü bir taraftan devlet tarafından bir taraftan PKK tarafından sıkıştırılıyor.

Kuzey Irak’la ilişkilerde bir ilerleme kaydedildi. Taraflar birbirlerine daha bir hoşgörüyle yaklaşır oldular. Bunun Kürt sorununun çözümüne bir katkısı olur mu, yoksa Kürt sorununu çözmeden bu ilişkileri iyileştirmenin bir kıymet-i harbiyesi var mı?

Kürt sorununun Türkiye’deki kısmına dair birebir olumlu etkisinin büyük olacağını sanmıyorum. Ancak Irak Kürtleriyle olan sorunun çözülmesi olumlu bir gelişmedir. Fakat Irak Kürtleriyle sorunları çözüp, kendi Kürtlerimizle hiçbir şey yapmamak pek akıllıca bir şey değil. Çünkü meselenin esas kaynağı burası… Kendi Kürtlerimizle meselemizi halletmemek bizi çok parlak olmayan bir yere götürüyor. Dolayısıyla, meselede dikkatimizi esas olarak bu tarafa vermemiz gerekir.

Meselede birincil derecede sorumluluğun devlete ait olduğu açık... Devletin hangi ilk adımı atması gerekiyor ki çözüm için bir zemin oluşabilsin?

Bana sorarsanız öncelikle, şöyle bir uzlaşmaya gidilmesi gerekir: Meselenin hükümet, güvenlik bürokrasisi, kamuoyu ve medya gibi esas aktörleri, Kürt meselesinin sadece güvenliğe indirgenecek bir asayiş meselesi olmadığına, gerçek ve hacimli bir toplumsal mesele olduğuna ikna olmalılar. Bir kez böyle bir uzlaşı gerçekleştikten sonra da mesele üzerine konuşmanın önünü açmak gerekiyor. Şunu bilelim: Bu tür meselelerin bilimsel bir çözümü yok. Çözüm siyasi olacaktır. Bunun içindir ki, mesele etrafında siyaset yapan aktörlerin hepsinin eteğindeki taşları dökmesine izin vermekle işe başlamak gerekir.

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş



Bu haber 933 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,527 µs