Kraliçe Paksüt’ü takipte!

19 Mayıs 2008 13:08 tsi
Kraliçe 2. Elizabeth'in Türkiye ziyareti, Osman Paksüt'ün takip ediliyorum iddiası, Büyükanıt ile Erdoğan’ın Dolmabahçe’deki görüşmesine dair iddialar.... İyibilgi, tüm bunları birleştirerek okumak için Mahir Kaynak’la görüştü. Parçala

Kraliçe’nin ziyareti sonrasındaki ilk değerlendirmeleriniz, en temel analiziniz nedir?

Ben İngiltere’nin Ortadoğu’daki etkinliğini genişletmek için Türkiye’yi yanına almak istediğini düşünüyorum.

Amerika’nın yanından çekip alarak mı?

Biraz öyle… Hatta ABD’ ye karşı bir pazarlık kozu olarak kullanabiliyor.

20.yüzyıl boyunca İngiltere dış politikada aktör olarak geri plandaydı. Aksiyon anlamında ABD ön plandaydı daha ziyade. Şimdi bu tersine mi dönüyor o halde?

Böyle bir teşebbüsleri var. ABD’nin ekonomik anlamda geri problemleri nedeniyle giderek arka plana gidiyor ve İngiltere bunun yerini almak istiyor.

Ziyarette Gül’le oldukça yakın duruldu. Zaten onun davetlisiydi. Ve biliyoruz ki Gül de, Kayseri-yeni Anadolu burjuvazinin taşıdığı bir siyasi temsilci. ABD ise Türkiye’de İstanbul Burjuvazi ile daha yakın. Bu ziyareti bu sınıfsal-siyasi çatışmalar ekseninde okuyabilir miyiz?

Tabii söylenebilir. Gerçi İstanbul burjuvazisi köken itibariyle İngiltere’ye daha yakındır. İstanbul burjuvazisinin endişesi Anadolu burjuvazinsin onun yerini almasıdır.

Ve İngiltere onlara yakınlaştıkça İstanbul burjuvazisi de ABD’ye mi yakınlaşacak?

Evet… Bence darbeler de dahil Türkiye üzerindeki siyasi krizlerin temelinde İngiltere ile Amerika’nın rekabeti yatar…

Bursa’da Kraliçe başörtüsü taktı. Bu da ABD’nin İslamofobik, İslam dünyasıyla çatışıyor olmasına karşın İngiltere’nin İslam’la daha barışık duracağının mesajıydı... Bursa da Osmanlı'nın ilk başkentiydi. Yani Yeni bir Osmanlı mı?

Tabi. Yani diyor ki, Osmanlı olmanızdan biz rahatsız olmayız, yeter ki bizle birlikte olun…

Kraliçe’nin ziyareti, YAŞ kararları öncesi Dolmabahçe iddiası, Demirelle bir çok ülke büyükelçisinin görüşmesi, kapatma davası, Ergenekon, Rusya’nın gizli ziyareti, Cheney… Hepsini birlikte düşündüğümüzde Türkiye’yi bu küresel yeniden yapılanmada nasıl bir konumlanma bekliyor?

Türkiye için çeşitli alternatifler var. Türkiye AB adı altında İngiltere’ye yakınlaşıyor, esas itibariyle. Fransa ve Almanya bu yaklaşımı kabul etmiyor. Fransa referanduma bağlayarak şu mesajı verdi: İngiltere öncüliğindeki Türkiye üyeliğini kabul etmiyoruz. Türkiye’nin yerinin ABD-Rusya ekseni dışında olması için çabalar var… Bu ziyaretler, iç politikaya yansıyor ve manevralar yapılıyor.

Osman Paksüt'ün takip edildiği iddiasına gelirsek... Eğer amaç etkilemek olsaydı başka takip yolları vardır diye yazdınız dünkü yazınızda. Ve dediniz ki hükümeti töhmet altında bırakmak için. Kapatılacak bir parti niye töhmet altına alınmak istenir? Kapatılmayacağı için mi, yoksa kapatılmasını kolaylaştırmak için mi?

Kolaylaştırmak için, daha da meşru kılmak için. Daha doğrusu Anayasa Mahkemesi üyeleri üzerinde “sizi dinliyorlar intibasını” uyandırmak için...

YAŞ kararları öncesi Dolmabahçe iddialarının dolaşmasının, Başbuğ’a mesaj içerdiği iddiaları var. Başbuğ’dan ne gibi beklentiler var?

Türkiye’de bürokrasi ile siyaset barışırsa Türkiye üzerinde dış operasyonlar yapmak zorlaşır. Dolayısıyla ben bunu kişisel olarak değil, bürokrasi ile siyaset arasında gerginlik yaratmak olarak düşünüyorum. Bu herkesi etkiler. Yani “yediğimiz içtiğimiz, yaptığımız masraflara kadar giriyorlar, her şeyi biliyorlar, kendileri oysa neler yapmıyorlar” gibi bir hava oluşur.

www.iyibilgi.com özel İlhan Döğüş

Bu haber 2,331 defa okundu.