Çıkışlar her yerden: PKK sana güle güle!

16 Mayıs 2008 14:00 tsi
Terör örgütü PKK’nın tasfiye edileceğini son 3 ay içinde sıklıkla ve öncelikle yazanlardan biri de iyibilgi’ydi. İyibilgi bir anlamıyla ‘geleceği görürken’, günlük gelişmelerden ziyade küresel denklemler açısından örgütün bitmek üz

Nihayet anlaşılıyor ki Ahmet Türk’ün açıklamaları ile de terör örgütü bu sınıra dayanmıştır. Türk’ün Kuzey Irak’ta dillendirdiği ve özünde PKK’yı bir şekilde hedef alan, ikaz eden açıklamaları-sonradan bazı parti yetkilileri ağzından yalanlansa, bizzat Türk tarafından ‘tam öyle değil’ diyerek tashih edilmeye çalışılsa da-artık biliniyor ki “tam olarak” söylendi.

Konuyu yakından izleyen bir çok uzman için bu açılım sürpriz değil. Ve denebilir ki, bu süreç sonunda daha fazlası da söylenecek!

Ama Türk’ün açıklamaları ile gelen bu “yeni süreç” şu açıdan da önemli. Terör örgütünün bugün geldiği nokta tanımlanmalı. Belki de yıllardır söylenen “PKK can çekişiyor” minvalli açıklamalar bugün gerçeklik noktasına gelmiş durumda. 

Birincisi küresel aktörler açısından PKK’ya ihtiyaç bittiği gibi, “kıpırdaman durması” hali dahi sakıncalı algılanmaya başlamıştır. ABD, İran, Talabani ve nihayet Barzani için PKK, bir yandan bölgesel huzuru bozan bir yandan da bölgedeki kilit ülke Türkiye ile her türlüa açılımı zora sokan mahiyettedir.

Özü bu. PKK orada durdukça bölgenen huzur bulması imkansızdı. İkinci nokta, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Dağlıca olayından başlayarak “tam ve her saha” prensibi ile kombine ataklarıdır.

Şu an için terör örgütünün lider kadrosunun ne kadarının ayakta kaldığı, ne kadarının bölgeyi terk ettiği ne kadarının tasfiye edildiği bilinmediği gibi, örgüt içinde bu ağır baskının getirdiği stresin sonucu olarak ciddi bölünme vakaları yaşandığı biliniyor.

Ve “dağılma” süreci o hale gelmiştir ki, DTP’li yöneticiler ilk kez örgüt aleyhine konuşma rahatlığını hissetmiş durumdalar. Bu gelişmeyi, PKK’nın dağılma sürecenin gerçekliği konusunda bir sağlama olarak okumak mümkün.

DTP kendini kurtarabilir mi?

Peki DTP’nin geleceği ne olacak? PKK’nın tasfiyesinin DTP’yi kurtarabileceğini söylemek zor. DTP içinde de bir bölünme mevcut. Bu bölünmüşlüğün bir tarafı, “PKK’yı terör örgütü olarak tanımlama” konusunda israrla ketum davranan kesim.

Bu tutucu ve keskin yön partiye yönelik kapatma davası ile tasfiye edilebilir. Bu durumda, kapatma sonrası yeni “partiler”den bahsetmek mümkün olabilir. Biri eski çizgiyli sürdüren ve artık siyaseten yaşama şansı bulunmayan bu kesim ile, “realist” bakış açısını ortaya çıkarmaya çalışan partililerin kurduğu daha ılımlı bir yapı kurulabilir.

Doğaldır ki bu ılımlı mimari daha çok destek bulacaktır.  Kapatılmaması halinde de partinin çatlayacağını söylemek kehanet sayılmamalı. Şu an bile parti içi dengelerin artık kırılma noktasına geldiği, parti üst yönetiminin bir kanadının farklı, bir kanadının farklı uygulamalar izlediği gözlemleniyor.

Sonuç olarak şu veya bu şekilde DTP’nin terör örgütüne yakın kanadı tasfiye edilecek gibi durmakta. Bu önerme, bölgedeki gelişmeler ile küresel beklentileri de karşılıyor.  PKK’nın oyun dışına iteklendiği kabul edildiğinde, siyasi ağzının da tasfiye edilmesi eşyanın tabiatına uygun.

Bundan sonrası ise farklı bir okuma gerektiriyor. Törer örgütünün elendiği, DTP’nin parçalanarak makul kesiminin öne çıkmaya başladığı bir ortamda, Türkiye’nin diğer siyasi dengelerinin de yerine oturmasından sonra daha net bir perspektif yorumlanabilir. Önümüzdeki birkaç ay bu işaretlerini çoğunu verecek.

Bu haber 2,461 defa okundu.