yolları ayrılıyor mu? | " /> yolları ayrılıyor mu? | "/>

En Sıcak Konular

Erdoğan ve Gül'ün yolları ayrılıyor mu?

15 Mayıs 2008 14:40 tsi
Erdoğan ve Gül'ün yolları ayrılıyor mu? Kapatma davası süreciyle birlikte, Erdoğan ile Gül’ün yollarının ayrılacağına dair senaryolar, AKP’nin bu nedenle bölüneceğine ilişkin spekülasyonlar artmış durumda. Böyle bir gelişmeye yüzde kaç ihtimal verilir? İsmail Küçükkaya yazıyor...

İsmail Küçükkaya / Akşam


Olası bir kapatma kararından sonra meydana gelebilecek siyasal dengeleri ele almaya devam edelim.

Burada, başka pek çok faktörün yanı sıra, “Erdoğan-Gül ekseni” üzerindeki oynamalar belirleyici olacaktır. Anayasa Mahkemesi’nden kapatma dışında bir karar çıkarsa, mevcut denge devam edecektir. Böyle bir senaryo, “Gül’ün Köşk’teki görev süresi sona erene dek” Cumhurbaşkanlığı-Başbakanlık arasında ciddi bir sorun ve önemli bir kırılma ihtimalini yok saymayı gerektirir.

Cumhurbaşkanlığı seçimiyle birlikte, aktörler arasında zımni bir anlaşmayla kabul edilmiş ve benimsenmiş görünen denge, olası bir kapatma kararından sonra, “en kritik test seviyesine” ulaşacaktır.

Bu satırların yazarı, Erdoğan ile Gül arasında “siyaset yapma biçimi, kadro seçimi, karakter özellikleri ve hatta hayata bakış açısı” bakımından ciddi farklılıklar olmasına rağmen, temelde, ikili arasında bir rekabetin yaşandığına hiçbir şekilde inanmadığını değişik vesilelerle kaleme aldı.

Kapatma davası süreciyle birlikte, Erdoğan ile Gül’ün yollarının ayrılacağına dair senaryolar, AKP’nin bu nedenle bölüneceğine ilişkin spekülasyonlar artmış durumda. Böyle bir gelişmeye yüzde kaç ihtimal verilir, şahsen “yüzde bir olmaz, belki bir milyonda bir” cevabını verebilirim.

Gül’ün Cumhurbaşkanı adayı olmasına Erdoğan kırılmış olabilir, bunu kabul ederim. Bence de “Erdoğan, Gül’ün kendiliğinden adaylıktan vazgeçmesini bekliyordu; olmadı.”

Anayasadaki türban düzenlemelerini, Erdoğan’ın gündeme getirişini, zamanlama ve metodoloji olarak Gül’ün yanlış bulduğuna da itirazım olmaz. Gül, “türban sorunu çok daha yumuşak bir geçişle çözülebilirdi” düşüncesini taşıyor inancındayım.

Çok konuşulduğu için değinmeden geçemem, “Emine Erdoğan ve Hayrünnisa Gül arasında soğuk rüzgarlar esiyor” da olabilir. Ama bu son kertede iki aileyi ilgilendirir ve davetlerde eşler bir araya gelmeyiverirler, olur biter. Büyük işadamlarının ortaklıklarında eşlerin sorun yaratma riskini benzer şekilde “minimum birliktelik” formülüyle çözdüklerini biliriz. Burada, iş yapmanın rasyonalitesi ile özel ilişkilerdeki duygusallığın çatışmasının önlenmesi söz konusu.

Kapatma çıkarsa kim belirleyici olur?

Ama bütün bunlarla birlikte, şu anda AKP’nin ve Türkiye’nin içinde bulunduğu durumdan çıkış yolu aranıyorsa, “bu noktada Gül ve Erdoğan’ın ortaklaşa davrandıklarını” kabul etmeliyiz. “Fikir ve eylem birliği yaptıklarını ve rol paylaşımına uygun davrandıklarını” görmeliyiz. Biliyorum, aksini düşünenler ve ona uygun siyaset mühendisliği yapanlar var; yanılıyorlar. AKP, bu halkadan bölünmez, mümkün değil.

Eğer Anayasa Mahkemesi AKP’yi kapatır ve Erdoğan’a siyasi yasak getirirse hiç kuşkusuz ibre Gül’den yana olacaktır. Erdoğan’ın -en azından bir süre- siyasi oyun sahası dışına çıkacağı göz önüne alınırsa, her koşulda Köşk’te görevine devam edecek olan Gül’ün belirleyiciliği artacaktır. Yine de bu durum, hiçbir şekilde “Erdoğan-Gül” rekabeti çerçevesinde ele alınamaz. Hemen her gün çeşitli vesilelerle karşılaştığımız onca siyasi olayın bizde uyandırdığı izlenim, “Gül ve Erdoğan kafa kafaya verir, emanetçiyi ve AKP sonrası dönemi beraber yönlendirirler” şeklinde bir sonuç ortaya çıkarıyor. İnce matematiksel hesapları beraber yapacaklardır.

Batılı insanlar çok sık sorarlar ya, “rakip miyiz ortak mı?” o hesap. Erdoğan’la Gül sizce “birbirlerine rakipler mi, ortaklar mı?”

Bakınız, Andre Comte Sponville’nin, “Büyük Erdemler Risalesi” kitabının “sadakat” bölümünde ne diyor:

“Geleceğin belleği olan kaygı, kendini bize yeterince anımsatır. Onun doğasıdır bu, daha doğrusu bizim doğamızdır. Bir geleceği olduğunu -bilgeler ya da deliler hariç- kim unutabilir? Ve kötüler dışında kim yalnızca kendi geleceğinden kaygı duyar? İnsanlar bencildir, elbette, ama çoğu zaman sanıldığından kesinlikle daha az bencildirler.”



Bu haber 1,037 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,757 µs