3 çocuk yetmez! 5 lazım!

15 Mayıs 2008 13:14 tsi
Bir kere şu konularda anlaşalım. Bir, nüfus stratejik değerdir. İki, ‘milli güvenlik’ sorunudur. Az olursa da problemdir çok olursa da! Peki, biz 30 yıl sonra az mı olacağız çok mu? Dünyanın nüfusu azalırken tek bizim nüfusumuz artıyorsa? İşte

Siyasi liderlerin toplumlarına çok çocuk yapmayı önermeleri her zaman “riskli” konulardandır. Hele gelişmekte olan ülkelerde, işsizi ve eğitimsizi bol ülkelerde başbakan çıkıp “3 isterim” derse…

O zaman sadece muhalefetin değil, tüm toplum kesimlerinin ağır bombardımanına tabi tutulur. Hasılı, “siyaset tekniği” açısından pek akil değildir.

Bu işin bir tarafı. Yani Başbakan Erdoğan’ın dediğini şimdilik unutalım. Gelelim Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin baş ekonomi danışmanı Jacques Attali’nin söylediklerine.

Diyebilirsiniz ki, “neden elin adamını” dinleyeceğiz şimdi. İki sebebi var. Attali, günümüz Avrupası’nın sözü ve gelecek perspektifleri en dinlenen aydınlarından. Sarkozy göreve gelmeden önce geleceğin Fransa’sı için yapılacaklar listesini ona hazırlattı.

Ama hazırladıklarını tüm Avrupa ilgiyle izliyor ve not ediyor. İkincisi ise, esasen Türkiye’nin resmi istatistikleri de aynı şeyi söylüyor. Söylüyor ama bu “3 çocuk” meselesinde kimse çıkıp, “yahu bizim nüfusumuz azalıyor mu çoğalıyor mu, Başbakan bunu niye söyledi, karşı çıkanlar niye itiras ediyor, bakalım şu rakamlara demedi.”

Bakın Attali ne diyor; “İleride dünyada 9 milyar kişinin yaşayacak. AB de bu nüfusun 400 milyonuna sahip 35 ülkeden oluşacak. Rusya, Türkiye, Almanya ve Fransa’nın Avrupa’nın geleceği için birlikte çalışması gerektiğini düşünüyorum. Avrupa’nın küresel liderliği dediğimizde bu dört ana ulus bizim için çok önemli”.

Devam edelim; “Dünya önümüzdeki yıllarda büyük demografik değişimler yaşayacak. Avrupa’nın dünya nüfusundaki payı azalırken bu kıtada nüfusun artacağı tek ülke Türkiye olacak. Şu anda 150 milyon kişi doğdukları ülkeden başka bir ülkede yaşıyor. 30 yıl içinde bu rakamın 1.5 milyara ulaşması bekleniyor. Artık insanlar daha uzun yaşıyor. Başta Avrupa olmak üzere bazı ülkelerde doğurganlık çok düşük. Şu anda 2.5 milyar kişi yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Bu rakam 20 yıl içinde 3.4 milyara, 2045’te ise 4.5 milyara çıkacak. Bu tüm dünyada olduğu gibi Türkiye için de önemli sorunlara kaynaklık edecek."

Bitmiyor; “Genç nüfuslu bir ülkenin yaşlı nüfusun daha yoğun olduğu bir ülkeden çok daha iyi durumda olacaktır. Ben de ailelerin en az iki çocuk sahibi olması taraftarıyım.  Ancak, eğer ülkenin kaynağı yoksa fazla nüfus büyük bir tehlikeye de dönüşebilir. O nedenle bir ülkenin böyle bir nüfus patlamasından önce kaynaklarını göz önünde tutması gerekir".

İşte eğrisi doğrusu bu! Ekonomisi iyi ve sağlam gelişen, kaynakları iyi kullanılan bir ülkede çok çocuk gelecek için açık biçimde stratejik değere dönüşebilecek. Attali, “eğer”li bölümü de söylüyor.

Bu da doğru. Ancak anlaşılıyor ki gelecek tasarımı yaparken nüfusu önemsemek gerekiyor. Putin öncesi ve Putin’in ilk yıllarında Rusya’nın nüfusu hızla eriyordu. Moskova bunu ciddi bir milli güvenlik sorunu olarak algıladı ve çok çocuğu teşvik etmeye başladı.

Şu an bile Rusya ancak “başabaş” gelebiliyor. Çok çocuk fikrine karşı çıkanlara da hak verilmeli. Çünkü uzun zaman dünya “doğum kontrolü” üzerine yoğunlaştı ve buradan ciddi bir tutuculuk oluştu.

Ama şunu görmek gerekiyor, doğru tasarlanmış bir nüfus artışı geleceğin dünyasında gerçek bir silaha dönüşebilir.

Bu haber 594 defa okundu.