Ahlâksız Çevrecilik | " /> Ahlâksız Çevrecilik | "/>

En Sıcak Konular

Ahlâksız Çevrecilik

14 Mayıs 2008 16:25 tsi
Ahlâksız Çevrecilik Çevrecilik artık küresel bir çıkar alanıdır. "Çevremizi kirlettik, biz ne yaptık arkadaş" cinsinden günah çıkarmalar da bu çıkarı gölgelemeye matuf hikayeler haline gelir.

Bugünlerde CNN'e, BBC'ye bakıyorum. Çin üzerine, Hindistan üzerine pek çok belgeseller, filmler, yorumlar almış başını gidiyor. Çevrecilik büyük bir siyasi söylem artık.

1980'lerin sonundan, özellikle Çernobil faciasından beri Batı kökenli çevreci akım çok güçlendi.

Çernobil kazası, dünyanın her köşesindeki olayların diğer devletlerin de müdahalesine açık olması gerektiği fikrini içeren küreselleşme söyleminin ana simgelerinden… Aynı zamanda Sovyetler'in de sonunun sembollerinden. Yani ABD'nin en büyük rakibinin tasfiyesinin.

Bir söylem, bir konu gündemde böylesine yer işgal ediyorsa, ben şahsen siyasi bir arkaplanı olduğunu anlarım. Konu olimpiyat olmuş, çevre felaketleri olmuş, enerji olmuş farketmez. Komploculuğu her analizin karşısına bir suçlama gibi dikenler müsterih olsunlar. Çünkü her karar gerektiren konu siyasidir. İkincisi, eğer Batılı medya ve akademisyenler bir konuya abanıyorlarsa mutlaka bir siyasi karar, eylem, plan sözkonusudur. Çünkü Batılı modern ahlâk, her konuyu insanilikten uzaklaştırıp, bir çıkar ve tahakküm hesabı haline getirir. Üç, Batı'da yayın kuruluşları, akademisyenler ve think-tanklar "bilimsel" merakla değil, aldıkları çıkar çevreleri ve devletlerin fonlarının yönüne göre çalışırlar. Yani ne kadar ekmek, o kadar köfte!

Benim böyle dünya gündemini işgal eden konulara karşı geliştirdiğim basit bir test vardır. Bakarım, televizyonlarda, gazetelerde, yardım konserlerinde, yapılan açıklamalarda ve "bilimsel" araştırmalarda kime karşı bir kampanya var? Ve kim bundan istifade eder? Bu testi uygularsanız olay çözümlenir. Siyasi bir hesabı destekleyen bir propaganda ile karşı karşıya olduğumuzu anlarım.

En baba sonuçlar, özellikle "insani" ve "ahlaki" görünümlü mevzulardan elde edilir. Çünkü Batı'nın güç eksenli anlayışı en çok da ahlâkî konuları suistimal eder…

Mesela Darfur mu dediniz? Orada milyonlarca insanın sefaletinden, acılarından, gördükleri zulümden Batılı medya ve bilim adamları, hatta sanatçıları bahsediyorsa asıl orada bir bit yeniği vardır. Çevirin arkasını, petrol çıkarları, stratejik hesaplar gün gibi açığa çıkar.

Çevrecilik artık küresel bir çıkar alanıdır. "Çevremizi kirlettik, biz ne yaptık arkadaş" cinsinden günah çıkarmalar da bu çıkarı gölgelemeye matuf hikayeler haline gelir. World Wildlife Foundation'ından Greenpeace'ine, Dünya Af Örgütü'nden Kızılhaç'ına kadar bütün bu örgütlerin inanılmaz gücü, sadece Batılı sıradan insanların üç-beş dolar ianesiyle sağlanacak bir güç değildir. Bütün bu örgütlerin gündemi siyasi gündemlerdir, destekçileri de siyasi güçlerdir.

Mesela Greenpeace tutar, nükleer güçle çalışan denizaltıları protesto için o denizaltıların rotası üzerinde engelleme yapar. Bu bilenler için önemli bir iştir. Zira bu denizaltıların rotası gizlidir, ancak istihbarat örgütleri bunları bilebilir. Yoksa üç-beş gencin tahmin yürüterek bir bota binip "rast gele" diyerek denize açılıp yapabilecekleri bir eylem değildir. Bir de sürmekte olan siyasi tartışmalara bakarsınız ki, ABD o rakip devletin nükleer çalışmalarını kısıtlamaya çalışmaktadır.

Aynı propaganda bugünlerde en çok Çin ve Hindistan üzerinde canlı tutuluyor. Çünkü Çin ve Hindistan'ın küresel güç kazanmasına engel olmanın geçerli ve herkesin destekleyebileceği iş, onların dünyayı daha da kirletecekleri fikrini yaymaktır. Aslında dünyayı bu kadar kirleten Batılı devletler ve sanayiler olmasına rağmen, Batılı medya ve bilim camiası kısa bir "vah vah biz ne hatalar etmişiz" teranesinin hemen ardından, "aman daha fazla kirletmeyelim" diyerek bu iki devleti hedefe oturtur. Halbuki Batılı kirletmenin daha yakınına bile gelemez bu devletler…

Batılı kafa böyle bir şey işte. Batı'nın en büyük tarihi başarısı aya çıkması, bilimi uçurması, keşifler yapması değildir. Yalancılığı ahlâk olarak göstermesidir.

Hâlâ insanların deri renklerine bakarak başkanlık seçiminin kaderinin konuşulduğu bir ABD'nin sahiden çevreyi taktığını kim söyleyebilir?


Dünya Bülteni



Bu haber 485 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    7,325 µs