En Sıcak Konular

CIA ajanı Mahkeme Başkanı iddiası

13 Mayıs 2008 20:27 tsi
CIA ajanı Mahkeme Başkanı iddiası Yasa dışı terör örgütleri ile ilgili olarak şimdiye kadar ele geçen belgelerde açıkça görülen ama görmezden gelinen gerçekler neler? 'Kod Adı Darbe'de şok iddialar var.

Türk demokrasi tarihini sürekli olarak kesintiye uğratan girişimler farklı kulvarlarda kendini gösterirken, bu girişimlere zemin hazırlayan gizli yapılanmalarla mücadele yolları neden geliştirilemedi? Siyasal aktörler, yasa dışı örgütlerin tamamı ile çökertilememesinde nasıl bir etkiye sahip oldu?

Yasa dışı terör örgütleri ile ilgili olarak şimdiye kadar ele geçen belgelerde açıkça görülen ama görmezden gelinen gerçekler nelerdi? Son zamanda adı gündemden hiç düşmeyen Ergenekon terör örgütü ile ilgili son olarak hangi iddialar gündeme geldi?

Son dönemde Ergenekon Terör Örgütü’ne yönelik yazdığı kitapları ile tanınan araştırmacı yazar Zihni Çakır’ın son kitabı “Kod Adı Darbe”de örgütün sansasyonel eylemlerine yönelik yayınlanan şok belgeler de neler var?

Belgelere dayandırılan açıklamalar da amacın ne olduğu söyleniyor? Belgelerdeki iddiaları reddeden isimler hakkında kitabın yazarı ne açıklama yapıyor?

Konu ile ilgili olarak kitabın yazarı gazeteci yazar  Zihni Çakır  Hilal TV Basında Bugün Programında Feridun ve Arzu Erdoğral’a açıklamalar da bulundu..

Çakır, soruları şu şekilde cevapladı:

HİLAL TV: Daha önce Ergenekonun çöküşü 1 ve Ergenekonun çöküşü 2 adlı kitaplarla büyük bir yankı uyandırdınız,son kitabınız “Kod adı Darbe” kitabınızda ise önemli iddialar var .Özellikle Yekta Güngör Özden,Sabancı suikastı ve Genelkurmaya yönelik yapılacağı iddia edilen saldırı ile ilgili.. Dün bu konular  Medya da da geniş yer buldu. MİT’TENDE kitapta yer alan konuyla ilgili bir yalanlama geldi. Özden den de ben ABD’ye dahi gitmedim bu iddiaların hepsi asılsız avukatlarım bu konuyla ilgili gerekeni yapacaktır açıklaması geldi.. Kitabın yazarı olarak gelinen bu noktayı siz nasıl değerlendiriyorsunuz?

ZİHNİ ÇAKIR: Bu kitabın çalışması sürecinde zaten benim belgelere dayanmak için beklemiş olmamın sebebi karşıma çıkacak bu tarz eleştirilerin bu tarz saldırıların ve bu tarz yalanlamaların altını doldurmak amaçlıydı. Neticede gazeteciyiz ve gazeteci haber kaynağına sadık kalarak elinde bulundurmuş olduğu belgeleri yayınlayarak kamuoyunu bilgilendirme görevini yürütmektedir.

Bu anlamda bu belgelerle ilgili yalanlanan haberlerin çıkması zaten beklenen bir durumdu zira örneğin MİT ile ilgili 96 yılında hazırlandığı iddia edilen ve bu belgede de görülen suikastın araştırılması raporu elbette ki MİT’in üst düzey yetkilileri tarafından yalanlanacaktı çünkü yalanlanmasaydı birileri onlara çok rahat kalkar derlerdi ki “siz 12 yıldır nerdeydiniz”derlerdi. Böyle bir saldırının karşısına sağlam çıkabilmek için doğal olarak gazeteciyi hele kitapları ile piyasayı bilgilendirmeye çalışan, kendini belli köşelerde savunma şansı olmayan bir gazeteciyi yalanlamak çok kolay olacaktı ve bunu bekliyordum neticede sürpriz bir gelişme olmadı

Yekta Güngör Özden ile ilgili bölüme gelecek olursak bir şahıs ben CIA ajanıyım diyerek ortada gezecek hali yok ama bu suçlarla isnat edilen şahısların geçmişte ülke için yaptıklarına ülkenin bugün için içinde bulunmuş olduğu çıkmazın geçmişte atılan temellerinde ki pozisyonlarına baktığınız zaman bu insanların kimlere hangi amaçlarla hizmet ettiklerini çok daha iyi algılarsınız

Tabii ki gazeteciye kaynak sorulmaz ama şunu sormak istiyorum.Türk demokrasi tarihi sürekli olarak kesintiye uğratılıyor ve bu kesintiler neticesinde hep çetelerle karşımıza çıkan yapılanmalar var.Neden bu yapılanmaların sonu gelmiyor bunun zeminini hazırlayan sizce Türkiye’de nedir?

Aslında bunların zeminlerini hazırlayan bizlerin yani medya mensuplarının tutumlarıdır en başta.Çünkü bakın çok enteresan gelecektir siz,Yekta Güngör Özden’in CIA ajanı olduğuna dair belgeyi yayınlayan ve kendi gazetelerinde, internet sitelerinde kullanan medya mensupları nedense aynı belge içerisinde iki isim daha var bunları görmezden geldiler.Yani biz eğer Demokrasiye sahip çıkmayı kendi yandaşımız olmayanlar ile hesaplaşmaya çevirirsek, Demokrasi ile mücadele sürecinde,demokrasiye darbe vurmak isteyenlerin önünü her zaman açarız. Şimdi benim yayınlamış olduğum o belgede üç isim var.

Yekta Güngör Özden bunlardan birisi.Ama onun dışında Türkiye’de 28 Şubat’ın “Babası” olduğu iddia edilen şahsın, CIA’ya çalıştığı ve 2000-2005 yıllarındaki Amerikan programında çok rahat kullanılabileceği ifade ediliyor. Şimdi siz bu şahsın oradaki CIA ajanı olduğuna dair metnin içeriğini yayınlamayacaksınız,ama sadece Yekta Güngör Özden, neden ? Çünkü onunla hesaplaşıyorsunuz. Eğer biz bu mantıktan vazgeçmezsek, Demokrasi karşıtları ile falan mücadele edemeyiz. Demokratik bir sürece giremeyiz. Çünkü biz objektif bakmıyoruz. Biz sadece, gelişmeleri olayları,ortaya çıkan gerçekleri,birileri ile hesaplaşma babında kullanıyoruz. Eğer biz gerçekten demokrasi düşmanları ile mücadele etmiş olsaydık zaten 80 yıllı Cumhuriyet tarihinde biz bu mücadelede başarılı olurduk. Ama bugüne kadar bu tavrımızda bir değişiklik olmadığı için bir arpa boyu bile yol alamamışız.

Bazen siyasi aktörlerin, bu çetelerin çökertilmesinde etkisi olabilecekken koltuk derdine etkisini kullanmadığını görüyoruz, bunun yanı sıra bu iddialar ortaya atıldığında vatansever kuvvetler güç birliğine daha önce bağlantılarınızın olmasına dikkat çekildi ama siz açıklamalarınızda bu vatansever kuvvetler güç birliğinin içeriğini öğrendikten sonra oradan ayrıldığınızı belirttiniz ve netice itibarıyla şu an çetelerle mücadele ediliyor tüm bunların yanı sıra son noktada gündeme gelen konuların yanı sıra halen çetelerle mücadele edilirken süreci siz nasıl değerlendiriyorsunuz, nasıl bir süreçteyiz? hangi noktadayız şu an yasa dışı güçler ile mücadelede?

Aslına bakarsanız bugünkü siyasi iradenin çetelerle mücadele konusunda ciddi anlamda kararlı olduğunu görüyorum.Zaten bizim bu kadar açık ve net bir şekilde bu çetelerin arka planını deşifre edilmesindeki cesaret gücümüz siyasal iktidarın yani yürütmenin bu konunun üzerine gitmekteki kararlılığından kaynaklanıyor, çünkü ne kadar cesur olursanız olun yani insan kendi hayatıyla ilgili olduğu zaman attığı adımları ölçülü atmaya çalışıyor.İnanın bu son kitabımdan sonra attığım adıma baktığımda ölçü falan kalmadığını görüyorum, yani çetelerle mücadele noktasında bugün yargı, TSK ve hükümet ciddi anlamda konsensüs sağlamış durumda.

Bu konsensüsü bizim gibi çetelerin çökertilmesini isteyenlere de cesaret vermekte, eğer zaten bu konsensüs sağlanmamış olsa idi bugün Ergenekon ile ilgili bu gerçeklerin ortaya çıkması da mümkün değildi, Ergenekon konusunda bu kadar adım atılması da mümkün değildi. Birileri hükümetle TSK ve yargı arasındaki konsensüsü bozmaya çalıştıysa da en başta ana muhalefet partisi lideri Deniz Baykal şu ana kadar bunda başarılı olduğunu söyleyemeyiz bu anlamda gelecek için ümitliyim aslında.

cafesiyaset.com
 



Bu haber 1,871 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,650 µs