En Sıcak Konular

Bakın Tuncay Özkan 2003'te ne yazmış

13 Mayıs 2008 13:49 tsi
Bakın Tuncay Özkan 2003'te ne yazmış Mart 2003... AK Parti iktidara geleli 4 ay olmuş. Darbe istenilen Cumhuriyet Mitingleri'nin örgütleyicisi, çok kez Başbakan'a hakaret eden ve dün bu yüzden ceza alan Tuncay Özkan bakın o zaman köşesinde neler yazmış. Nereden nereye... Tuncay Özkan yanda

Tuncay Özkan/Akşam

25 Mart 2003

Recep Tayyip Erdoğan ve düşündürdükleri

Gelecekle ilgili herkeste bir kaygı var. İşadamlarından, sokaktaki
sıradan yurttaşa kadar herkes bir bilinmezliği ifade edip, bunun
kaygısını taşıyor. Türkiye'nin Amerika ile ilişkilerini bitti gözüyle
değerlendiren herkes korkuyor. Çünkü bir kısım medya bunu pompalıyor.
Eski anlayışların, ittifakların bittiğini zanneden herkeste bir panik
var. Faizlerdeki yükseliş de bunu körüklüyor.

Ama gerçekte ne oluyor?

Bilinmezlik insanı ürküten ve korkutan bir olgu. Ama Türkiye ile
ilgili artık net ve doğru tahliller yapmanın, yeni yollar
belirlemenin de zamanı gelmedi mi? Bu anlamda Recep Tayyip
Erdoğan'ın, Ulusa Sesleniş konuşması bence tam isabet olmuştur.
Farklılıklarını ortaya koyan, yeni bir dönemin ve anlayışın
yürürlükte olduğunu gösteren ve sonuçları açısından da hazırlıklı
olunduğunu vurgulayan bir konuşma. Bu konuşmadan sonra kafalarda bir
belirsizliğin kalmaması lazım. Recep Tayyip Erdoğan yolunu ve
Türkiye'nin bundan sonraki siyasetini net anlattı. Artık yeni bir
dönem başlıyor. Herkes bu konuşmadan bir sonuç çıkarmalıdır.

* * *

Ünsal Oskay hocayla bir sohbetimizde, Türkiye'nin Amerika'ya bakışını
çalışmadan sırtını dayadığı Amerika'dan para alan, aldığından
gocunmayan bir tutumla övünen müflis olarak tanımlamıştı. Sokaktaki
adam Amerika'yı bize para vermek zorunda olarak görüyordu. Amerika
para verdikçe de sorun kalmıyordu.

Şimdi işler değişti. Amerika'dan para gelmeyecek. Türkiye oturup
yeniden üretmenin, sorunlarını ulusal gücüne ve gururuna dayanarak
yenmenin yolunu bulacak. Bu konuda halktan destek isteyen hükümete
Türkiye her şeyiyle katkıda bulunmak durumundadır. Recep Tayyip
Erdoğan'ın konuşmasından bu sonuç çıkıyor sanıyorum. Bu noktada her
yurttaş Erdoğan'a yardıma koşar. Çünkü gün o gündür.

* * *

Ama yurttaşların bu hükümetten ve Recep Tayyip Erdoğan'dan
beklentileri var. Bunların da karşılanması gerekiyor. Eşitlik, daha
özgür bir Türkiye ve adalet.

Türkiye açısından ne Amerikan ne de AB müttefikliği biter. Türkiye
olağanüstü bir coğrafi konum üzerinde bugün de yarın da önemini
yitirmeyecek. Hatta önemi artacak. Ama bu önem Türkiye ürettiği ve
ekonomik olarak ayakta olduğu sürece Türkiye'ye bir katkı sağlar.
Yoksa bu ekonomik düzen Türkiye'nin sonunu getirir. Bu aslında bir
düzensizlik. Buna dur demenin zamanıdır. Bunu halk desteği güçlü bir
siyasi iktidarın yapması gerekiyordu. Şimdi böyle bir iktidar var.
Türkiye bu ekonomik ve siyasi farklılaşmayı mutlaka
gerçekleştirmelidir.

* * *

Bu anlamda halkın Recep Tayyip Erdoğan'a desteği artacaktır.

Hükümet halkın karşısına çıkıp siyasi ve sosyal paketini açıp, destek
isterse, bunu sağlar. Örneğin Tansu Çiller'e 1994 krizinde 100 gün
boyunca ekonomide ne olursa olsun eliştirmemek konusunda basının
verdiği desteği hatırlayalım. Bu noktada Recep Tayyip Erdoğan da
desteklenir. Türkiye'nin bu savaş ortamında her şeyden çok birlik ve
beraberlik içinde bulunması gerekiyor. Bunun Recep Tayyip Erdoğan'ı
veya AKP'yi sevip sevmemekle hiç bir ilgisi yok. Bu Türkiye için
gerekli.

Savaş konusunda bundan sonra yapılacaklar Türkiye'nin ulusal
güvenliği ve geleceği açısından önemli. Dünyada her şey değişiyor. Bu
değişim Türkiye'deki değişimle örtüştü. Bu farklılaşma ve oluşan
girdap içinde, kaosta; Türkiye enerjisini bütünleştirir, bilgisini
toplar ve gerçekten iktidarı, muhalefetiyle bir eşit düzen içinde
birbiriyle kavga etmez, didişmez, öç alma peşinde koşmazsa kazanır.
Yoksa büyük üzüntüler içinde kalırız. İktidarlar gelir geçer, ama
Türkiye kaybeder.

* * *

Diyelim ki AKP gitti. Gelen hangi manzarayla karşılaşacak? Artık bu
geminin suyunu boşaltma zamanı. Yeni delikler açılmamalı.

Ulusal çıkarlarını gözardı eden bir sistem yaşayamaz.Türkiye'de artık
parti çıkarları, kişi menfaatlerinin bir önemi yok. Gemi batınca
herkes aynı kaderi paylaşacak. Şimdi hep beraber bu krizi aşma
kararlılığını göstermenin zamanı. Ortak hedefleri bulup, onlara
ulaşmak için çabalamanın zamanı. Ortak hedefler ne mi? Örneğin bana
göre:

Ulusal ve üniter devlet yapımızın, toprak bütünlüğümüzün korunması.

Ekonomik refahın artırılması. Gelir dağılımındaki korkunç uçurumun
giderilmesi.

Demokratik, laik, hukuk düzeninin özgürlüklerle buluşturulması .

Karşı çıkılır mı dersiniz?



Bu haber 3,569 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,564 µs