En Sıcak Konular

Oray Eğin bu satışa çok kızdı

13 Mayıs 2008 10:25 tsi
Oray Eğin bu satışa çok kızdı
Tuncay Özkan'ın Kanaltürk'ü Akın İpek'e satması pekçok insanın hayallerini yıktı. Onlardan biri de Oray Eğin... Keskin kalemli yazar ağır bir Tuncay Özkan analizi yaptı.

Oray Eğin/Akşam

Bir satışın anatomisi

Tuncay Özkan’ın Kanaltürk’ünün satışı Türkiye’de yaygın görünen bir gerçeği bir kez daha hepimizin gözünün içine soktu. O da bu ülkede herkesin ama herkesin bir fiyatının olduğu. Aylardır “Biz kaç kişiyiz” diye başlayıp, ardından mitinglere varan laiklik çabaları, ulusalcılık çıkışları, muhalif bir mecra olma çabasından vazgeçmenin bedeli 25 milyon dolarmış demek ki.

Tuncay Özkan, bu ülkede pek çok kurumla beraber Fethullahçılar’la da savaşacağını deklare etmiş bir isim. Profesyonel dünyada her türlü alışveriş olabilir elbette, ama o zaman da insanın altından kalkamayacağı sözler vermemesi gerekir.

Şimdi bu kanalın izleyicileri -sayıları kaç olursa olsun- kandırılmış olmadı mı? Onlara ihanet edilmedi mi?

Doğrusu, Tuncay Özkan’ın kişisel tarihine bakıldığında hiç mi hiç şaşırtıcı değil bu durum.

Kimdir bu ünlü gazeteci?

Mesut Yılmaz’la ilişkilerinin medyada bulunduğu görevlerde faydasını görmüş, onunla gazeteci-siyasetçi arasındaki mesafe sınırlarını fazlasıyla zorlayan bir dostluk kurmuştu zamanında. Ne zaman ki Yılmaz siyaset sahnesinden silindi ve etkinliği kalmadı, bu Tuncay Özkan için de sonun başlangıcı oldu.

Kendisi, iktidarla yükseldiği için iktidar değişikliklerinde de ilk olarak ondan vazgeçebileceğini kaldıramadı.

Tuncay Özkan’ı en iyi anlatan olay ise bir zamanlar “Baba” deyip önünde eğildiği, elini öptüğü Aydın Doğan’a o gruptan ayrılır ayrılmaz saldırmasıydı. İhanet mi profesyonellik mi, karar size kalmış.

Benim için en şaşırtıcı olan Tuncay Özkan’ın geçen aylarda Star yazarı Şamil Tayyar’la girdiği polemikti. AKP iktidarına kadar adını duymadığımız Tayyar’ı özellikle Ergenekon kapsamında içeriden istihbarat almakla, dezenformasyonla suçladı Özkan. Çok büyük ihtimalle bu suçlamalarda haklılık vardı, Tuncay Özkan’ın bu sözlerinin üzerinde ciddiyetle durulması gerekiyordu. Ben o zaman hep bu tartışmaları “Kendinden biliyor” diye yorumladım. Çünkü bugün Tayyar’ın yaptığını eskiden Özkan yapıyordu, pek çok istihbarat ona akıyordu.

SIRTINI BAYKAL’A YASLADI

AKP iktidarı, istese kolaylıkla Tuncay Özkan’la da uzlaşabilirdi aslında. Belki ihtiyaç duymadılar, ne de olsa kendi adamları vardı kolaylıkla buralara yerleştirecekleri.

Tuncay Özkan da sırtını Deniz Baykal’a yasladı. Deniz Baykal o kadar çaresiz, o kadar sevilmeyen bir siyasetçi ki kendisine medya gücü olsun diye balıklama atladı Özkan’ın üzerine. Hep beraber Türkiye’de CHP-MHP iktidarı kurulacağı yanılsamasıyla avundular.

Tabii bu arada Tuncay Özkan kendisini solun yeni lideri olarak da sunmaya başladı. Çeşitli yerlerde bu defalarca dillendirildi, o imaj yaratıldı. Ama Baykal’ı kimse deviremedi, Tuncay Özkan ve adamlarının parti içinde genişlemesinin de önünü kesti.

Bu arada Tuncay Özkan hakkında başka başka iddialar da ortaya atıldı. Mesela Ergenekon kapsamında gözaltına alınacağı. İlhan Selçuk’un gözaltına alınmasının ardından epey yaygara kopardı. Yine savaşacağını, pes etmeyeceğini söyledi durdu.

İkna edici miydi, inandırıcı mıydı? Bilmiyorum.

Sadece şunu biliyorum: Kanaltürk’ten uzun zamandır kurtulmak istiyordu Tuncay Özkan. Borçlarını ödeyemez hale gelmiş, kendisini döndürememişti. Daha evvel Ciner Grubu’na da satmaya kalkmıştı, ama incelendiğinde bunun kârlı bir satış olmayacağı anlaşılmıştı.

ÖZKAN BÖYLE BİRİSİ

Koza-İpek grubuna satılması ise manidar. Bir kere Özkan’ın “karşıt cephe”ye koyduğu bir yerden geliyor Koza-İpek. Onlar bu kanalı alarak “laik cephe”ye büyük bir gol attılar. AKP iktidarıyla çok büyüyen “yandaş medya”ya bir halka daha eklendi böylece.

Belki de Tuncay Özkan’ın yeni dönemle ve sistemle uzlaşma ihtiyacının sonucudur bu pazarlıklar. Belki korkmuştur, o gözaltı iddialarından mesela. İnsanız sonuçta, anlaşılabilir bir şey bu. Bu ülkede mücadeleye değmediğini, muhalefete prim verilmediğini düşünmüş olabilir. Hepsi kabul.

Ama bütün bunlar da çok iyi niyetli düşüncelerim benim. Keşke gazetecilik sicilini iyi bildiğimiz Tuncay Özkan için bu kadar insani sebepler geçerli olsaydı.

Bana göre bu satış, Tuncay Özkan’ın kariyeri boyunca yaptığı sözleşmelerin bir devamı, bir uzlaşma işareti. O da böyle birisi, ne yapalım.



Bu haber 502 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,956 µs