En Sıcak Konular

Türk-İş Taksim'de neden yoktu?

12 Mayıs 2008 15:39 tsi
Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, 1 Mayıs’ta Taksim’e Türk-İş’in kitlesel olarak çıkmamasının nedenlerini açıkladı

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, 1 Mayıs’ta Taksim’e Türk-İş’in kitlesel olarak çıkmamasının sebebinin hükümet baskısı olmadığını, taşıdıkları sağduyudan kaynaklandığını söyledi.

Türk-İş Genel Başkanı Mustafa Kumlu, Kayseri İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Semineri’nin açılışında yaptığı konuşmada, iş sağlığı ve güvenliği çalışmalarının önemine dikkat çekti. Son aylarda Davutpaşa’da ve Tuzla tersanelerinde gerçekleşen kazaların iş güvenliği konusunda durumun trajikliğini ortaya koyduğunu anlatan Kumlu, “Tuzla tersaneler bölgesinde ana iş, İş Kanunu’na aykırı bir şekilde büyük oranlarda taşeron firmalarına kaydırılmıştır. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu’nun yaptığı incelemelerdeki işverenlerin ve işçilerin dağılımıyla ilgili veriler, asıl işverenin asıl işi bölerek alt işverene verdiğini doğrulamaktadır. Bu durum iş sağlığı ve güvenliği ile diğer yükümlülüklerden kaçınılması anlamına gelmektedir” dedi.

“GÖREVİMİZ MUHALEFETİ ÖRGÜTLEMEK DEĞİL, ÜLKE SORUNLARIDIR”-

Kumlu, son dönemde değişen gündem nedeniyle Türk-İş’in her hareketinin dikkatle izlendiğini belirtirken, bu süreçte, kimi zaman Türk-İş’in göklere çıkarıldığını, kimi zaman ise acımasız eleştirilere maruz bırakıldığını söyledi. Kumlu, “İçinde her türlü siyasi eğilimi barındıran Türk-İş, unutulmamalıdır ki bütün siyasi partilere aynı mesafededir” dedi. Türk-İş’in “hükümeti yıkmak, bunun için toplumsal muhalefet örgütlemek” gibi bir görevi olmadığına işaret eden Kumlu. “Bizim görevimiz, ülke sorunlarına karşı duyarlı bir şekilde, temsil ettiğimiz topluluğun hak ve çıkarlarını korumak genişletmektir. Bu çerçeveden bakıldığında, attığımız her adımı kazanımlar için ve kazanımlar çerçevesinde atmak durumunda olduğumuz açıktır” dedi.

-“TÜRK-İŞ’E KARŞI YIPRATMA KAMPANYASI”-

Emek Platformu’nun yıllardır uyuduğunu ve Türk-İş sayesinde uyandırıldığını belirten Kumlu, 13-14 Mart tarihlerindeki eylemlerin “doğru hedefler için doğru zamanda yapılan eylemler” olduğunu ve büyük başarı yakaladığını kaydetti. Emek Platformu sonrasında Türk-İş’e karşı bir yıpratma kampanyasını beraberinde getiren eylemlerin yapıldığını ifade eden Kumlu, söz konusu eylemlerin kazanım getirmediğine işaret etti. Kumlu, Türk-İş olarak Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası (SSGSS) hükümetle uzlaşamadıklarını tasarıyı takip edeceklerini anlattı.

''HÜKÜMET, 1 MAYIS’DA TAKSİM KAPILARINI AÇMALIYDI''-

Kumlu, 1 Mayıs’da Taksim’de yaşanan olaylara da dikkat çekerek, sürecin çok iyi değerlendirilmesi gerektiğini söyledi. Türk-İş’in “1977 kanlı 1 Mayısının” ardından ilk kez Taksim için ısrarlı olduğuna değinen Kumlu, bunun nedeninin artık Taksim yaralarının sarılması gerektiğine inanmaları olduğunu ifade etti. Kumlu, “Ancak hepinizin bildiği gibi hükümet, 1 Mayıs kutlamalarının Taksim’de yapılması ile ilgili bazı endişeler dile getirmiştir. Provokasyon ihbarlarından söz edilmiştir. Taksim’e çıkılmasına izin verilmeyeceği açıkça ilan edilmiştir. Elbette olması gereken, Hükümetin 1 Mayıs’ı tatil ilan edip, gerekli güvenlik önlemlerini alarak, emekçilere Taksim kapılarını açmasıydı. Ancak bu yapılmamıştır” dedi.

“TAKSİM ALANI İLE SINIRLI MÜCADELE TÜRK-İŞ’İN POLİTİKASI OLAMAZ”-

Türk-İş’in temsil ettiği kitlenin güvenliğinden sorumlu olduğunu söyleyen Kumlu, 30 Nisan günü yayınladıkları bildiri ile Taksim’e kitlesel olarak çıkılmayacağını açıkladıklarını anımsattı. 1 Mayıs günü yaşananların, Türk-İş’in kararında ne kadar haklı olduğunu gösterdiğini ifade eden Kumlu, “Taksim’e kitlesel yürüyüş ısrarında olanlar bu kararlarından Türk-İş’ten bir gün farkla, yani 1 Mayıs günü vaz geçmek durumunda kalmışlardır. Onların vaz geçme kararı da esasen Türk-İş’in aldığı kararın doğruluğunun teyidi niteliğindedir. Bizim aramızda da ‘Demokrasinin, çalışma hayatının, örgütlenmenin önündeki engelleri aşmanın yolu Taksim’den geçmektedir’ diyenler vardır. Ben bu görüşe katıldığımı söyleyemeyeceğim. Elbette Taksim’e çıkılmalı, taksim yaraları sarılmalıdır, ama bir meydana bu kadar anlam yüklemenin, işçi sınıfının, çalışma hayatının gerçek gündemi ile bağdaştığını söylemek zordur. Taksim Alanı ile sınırlı sığ bir mücadele anlayışı, Türk-İş’in mücadele politikası olamaz” diye konuştu.

“SUSMAMIN NEDENİ ACİZLİĞİM DEĞİL, TÜRK-İŞ’İ YIPRATMAMAK İÇİNDİR”-

Kumlu, yönetim olarak hiç kimseye “izinsiz de olsa Taksim’e çıkacağız, hazırlıkları ona göre yap” içerikli bir görevlendirmede bulunmadığını söyleyerek, Başkanlar Kurulu kararında da “izinsiz de olsa Taksim’e çıkacağız” içerikli bir açıklama olmadığını anlattı. Kumlu, “Sonuçta ‘Türk-İş 1 Mayıs’ta Taksim’deydi’ diyenler, Türk-İş Yönetim Kurulu’nun ve Türk-İş Başkanlar Kurulu’nun iradesine uygun davranmamıştır. Yaşananların değerlendirilmesi elbette ki bünyemiz içinde yapılacaktır. Elbette söylenecek çok söz vardır. Ama herkes konuşurken benim susmamın nedeni acizliğim değil, Türk-İş’i yıpratmamak için gösterdiğim hassasiyettir. Ayrıca, hemen belirteyim, Türk-İş’in kitlesel olarak Taksim’e çıkmamasının nedeni Hükümetin baskısı değil, taşıdığı sağduyudur. Dileğimiz, gelecek 1 Mayısların anlamına uygun bir şekilde, barış ve dayanışma içinde bir bayram havasında kutlanabilmesidir” dedi.
Kumlu, gündemlerinde 2821 ve 2822 sayılı yasalar bulunduğunu belirterek, yasalarla ilgili görüşmelerin sonuçlanmak üzere olduğunu bildirdi. Kumlu, “Taslağın bir an önce yasalaşmasını ve örgütlenmenin önündeki engellerin kaldırılmasıyla örgütsüz işçi kardeşlerimizi şemsiyemiz altında toplamaya bir an önce başlamayı istiyoruz. dedi.
Gündemdeki diğer bir konunun da istihdam paketi olduğunu kaydeden Kumlu, paketin istihdamı artırmaya yönelik kimi olumlu yanları olduğunu söyledi. Kumlu, istihdamın artırılması ve işsizliğin azaltılması için öncelikle yatırım ve üretimin artırılmasına yönelik politikalara ihtiyaç olduğunu söyledi.

aktifhaber



Bu haber 478 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,087 µs