İşte Genelkurmay’ın 'sürprizi'!

11 Mayıs 2008 15:04 tsi
Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt'ın ifade ettiği süpriz ne? Birisi teslim alınacak ama kim? Türkiye-Kuzey Irak ilişkilerini düşünün bulacaksınız... Eski yöneticilerden dersek? iyibilgi özel

Peş peşe yaşanan gelişmeler, Taha Akyol’un dünkü yazısına konu ettiği gibi, Kürt sorununda bir dönüm noktasına mı gelindi sorusunu düşündürüyor.

Kuzey Irak’taki Kürt yönetimiyle ilişki geliştirilmesi, PKK’ya karşı etkin sonuçlar alabilmek açısından önemli bir adım olarak değerlendirilirken, yürütülen operasyonlarda İran’la işbirliği içerisinde olunması da gözlemcilerin dikkat çektikleri bir başka önemli husus oluyor.

ABD ise zaten TSK’nin operasyonlarına sunduğu “günlük ve sıcak istihbarat” desteğiyle devrede.

Operasyonlara AB’den de kayda değer bir tepki gelmemesi, Türkiye’nin “diplomasi başarısı” olarak değerlendiriliyor. Ancak Akyol’un “PKK’nın tecrit edilmesi” olarak değerlendirdiği bu durum, pekala bir başka “plan”ın parçası da olabilir. Önümüzdeki günler bu alanda yapılan yorum ve değerlendirmelerin daha da netleşmesini sağlayacak.

Genelkurmay Başkanı Org. Yaşar Büyükanıt’ın “sürpriz” açıklaması medyada ve kamuoyunda haklı bir beklentiye yol açtı. Aktütün Jandarma Karakolu’na yönelik saldırı, “Murat Karayılan’a ne oldu?” haberleri, kamuoyunun “sürpriz” beklentisini tetikleyen gelişmeler oldu.

Beklenen “sürpriz” PKK’nın Kandil’deki kamplarının bombalanması ve bazı yöneticilerinin bulundukları yerleri terk etmek zorunda kalmaları mıydı?

Gelişmeleri yakından izleyenler, askeri alanda sağlanan gelişmelerin bir psikolojik üstünlükle pekiştirilmesinin her an beklenebileceğini öngörüyorlar. PKK yöneticilerinin sıkıştırılmasının ötesinde, bazılarının kendilerini bir anda Türkiye’de bulması için yoğun istihbarat çalışmaları yürütüldüğü sır değil. Ancak dağlarda üslenen bu kişilerin ele geçirilmesi çok da kolay değil.

Ama PKK’dan kaçarak KDP ve YNK’nin hakim olduğu yerlerde yaşamlarını sürdüren eski PKK yöneticileri için aynı durum söz konusu değil. Osman Öcalan, Nizamettin Taş, Halil Ataç gibi eski PKK yöneticilerinin KDP ve YNK’nin yerel otoritesini fazla rencide etmeden “uygun” bir şekilde “ele geçirilerek” Türkiye’ye getirilmesi, Org. Büyükanıt’ın ifade ettiği “sürpriz” olabilir…

Belli ki TSK’nın hava operasyonları PKK üzerinde etkili oluyor. Verdikleri kayıplar konusunda net bilgiler elde edilemese de, yürüttükleri hazırlıkların sabote olduğunu, yaşam alan ve şartlarının zora girdiğini kestirmek mümkün. KDP ve YNK’nin Türkiye ile girecekleri işbirliğinin düzeyine göre bu baskının daha bunaltıcı bir hale geleceği de kesin.

Fakat gözden kaçırılmaması gereken asıl sorun, Kürt sorununun sadece PKK’nın tasfiyesi sorunu olmadığıdır. Sorunu dar anlamda “güvenlik sorunu” olarak ele alan politikaların bugüne değin etkin ve kalıcı olmadığını unutmamak gerek.

Bu noktada, siyasi ve askeri çevrelerden böyle zamanlarda yapılan “terörle mücadele sadece askeri yöntemlerle başarıya ulaşmaz” türü açıklamaların içinin doldurulması için sorunun tartışılması ve DTP de dahil ilgili çevrelerin kalıcı bir çözüme dönük projelerini ortaya koyması önemli.

Oysa eksik olan tam da bu… Ne hükümetten, ne diğer partilerden ve ne de sivil toplum örgütlerinden bu yönde bir çaba görebiliyoruz.

Operasyonlar sürüyor, ama sorunun çözümü üzerinde tartışmanın zamanıdır…

www.iyibilgi.com analiz Hasan Soylu

Bu haber 3,035 defa okundu.