Deniz Gezmişler romantizmi ve samimiyetsizlik furyası! | " /> Deniz Gezmişler romantizmi ve samimiyetsizlik furyası! | "/>

En Sıcak Konular

Deniz Gezmişler romantizmi ve samimiyetsizlik furyası!

8 Mayıs 2008 14:17 tsi
 Deniz Gezmişler  romantizmi ve samimiyetsizlik furyası! Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan... Bir döneme damgalarını vurdular! Asıldılar! Unutturulmaya çalışıldılar. Şimdi yeniden manşetlerdeler! Neden acaba?

Haşmet Babaoğlu / Vatan
 

Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan... Bir döneme damgalarını vurdular!

Asıldılar!

Unutturulmaya çalışıldılar.

Şimdi yeniden manşetlerdeler!

İdamlarından 36 yıl sonra üzerlerinde oluşturulan romantik aura (hale) bütün toplumu etkisi altına almak üzere!

Neden acaba?

Hayırdır, deyip geçelim mi?

Onları tanımayan ama anılarına hayranlık ve saygıyla yaklaşan gençlere bir sözüm yok!

“Hatırla Sevgili” dizisiyle bugünün gençlerine “meğer Türkiye bunları da yaşamış!” dedirten, 1968’lerin gençlerine de hatıralarına dalıp gözyaşı döktürten senarist ve yapımcılara da ne diyeyim! Popüler dizi böyle olur!

Ama Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla aynı dönemde yaşamış; neyin ne olduğunu gayet iyi bilen bugünün siyasetçi ve gazetecilerinin yaldızlı sürrealist nutukları bende mide bulantısı yaratıyor.

Böyle bir yalan fırtınası; bu kadar pişkin bir samimiyetsizlik furyası olabilir mi?

 

***


Dün Milliyet’te Hasan Cemal şu noktayı vurgularken ne kadar haklıydı: Deniz Gezmiş idam sehpasını tekmelemeden önce sözünü şöyle bağlamıştı: “Yaşasın Türk ve Kürt halklarının kardeşliği ve bağımsızlık mücadelesi! Yaşasın Marksizm-Leninizm! Kahrolsun emperyalizm!”

Bugünkü durum ne?

Bu sözlerin sadece son cümlesi kullanılıyor.

Deniz Gezmişler üzerine övgüler yağdıran bir takım gençlik dergilerinde, bir takım karanlık siyasal örgütlenmelerde ve Hatırla Sevgili dizisinde diğer cümleler makaslanıyor.

Neden?

Neden 12 Mart darbesi 9 Mart “devrimci darbe teşebbüsü” çerçevesinde tartışılmıyor?

Neden 68’li devrimcilerin gerçekte Marksist-Leninist oldukları bugünün genç kamuoyundan saklanıyor?

Onların teorik temelleri bambaşka bir ideolojiye dayalı olan ve iki kutuplu dünyaya göre inşa edilen anti-emperyalizm kavrayışları nasıl oluyor da bugünün ucuz anti-AB kampanyalarına alet ediliyor?

Yine hain bir tezgâh mı dönüyor yoksa?

Kaşarlanmış siyaset seçkinlerinden cevap gelmez bu sorulara, hiç beklemeyin! Onların kafasında hâlâ bin tilki cirit atıyor çünkü.

Bu soruları günümüz gençleri kendi kendilerine sormalı.


***


Deniz Baykal da ayrı bir âlem!

Grup toplantısında Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamının bütün toplum için giderek derinleşen bir pişmanlık duygusu yarattığını söylemiş ve “o üç yiğit insanı anmayı görev bildiğini” belirtmiş CHP Genel Başkanı!

İnsan merak ediyor; bu pişmanlık konusunda bugüne kadar ne yapmış Baykal?

Çünkü idamlar bugün pazarlandığı gibi “devrimci romantizm” konusu olmaktan önce bir hukuk faciasıdır!

İdamdan bu yana 36 yıl geçti.

Deniz Baykal da siyasete 1950’lerin sonuna doğru başlamıştı.

Ama geçelim o bölümü! Milletvekilliğinden alalım!

Baykal’ın 1973’teki ilk milletvekilliğinin üzerinden tam 35 yıl geçti.

Hepsini bıraktım, kendi sözleriyle “bu idamların toplumda yarattığı giderek derinleşen pişmanlık duygusu”nu kaç kez meclise getirdi Baykal?

Kaç kez mesele yaptı?

Bir söylese de bilsek!

Ama bunlar zor iş!

Gerçeklerle ve düzenle yüzleşmek gerekir bunu yapmak için!

Onun yerine herkes en kolay ve kazançlı yolu seçiyor.

Deniz Gezmişlerin anısı üzerinden siyasal parsa toplanıyor!

Olan bugünün gençlerine olacak bu gidişle!

Yazıktır, günahtır!


*****


Not defteri

En şerefli kurt ipek böceğidir. Karnı ve ağzıyla sürünür, yer, pisler, tekrar yer, tekrar pisler. İki delikli bir boru gibidir. Ve birden yediği şey ipek oluverir.

İnsan da öyledir.

N. KAZANCAKİS (EL Greco’ya Mektuplar)
 



Bu haber 579 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,623 µs