En Sıcak Konular

Aynı soru: Bu afet gerçek mi, suni mi?

8 Mayıs 2008 13:15 tsi
Aynı soru: Bu afet gerçek mi, suni mi? İster hayal ürünü deyin ister komplo teorisi. Ama ne diyecekseniz şimdi deyin. Çünkü bu yazıdan sonra fikriniz değişebilir. Değişmese bile "acaba" aklınıza gelebilir. İşte o "acaba", küresel denklemlere, yüksek teknolojiye ve propoganda sistematiğine

Myanmar veya daha bilinen ama eski ismi ile Burma’dan gelen son bilgiler, Myanmar Siklonu’nundan sonraki bilançonun 100 bin ölüye ulaşabileceğini söylüyor. Yaralı, kayıp ve inanılmaz ölçülerdeki maddi kaylıplar elbette bu hesabın dışında.

Doğal afetlerin bu “ölçüye” varan son örneği, yine aynı coğrafyada Tayland’ın Buket Adası’nda yaşanmıştı. 10 binlerce kaybın yaşandığı o günlerde iki konu gündeme gelmişti.

Bunlardan birisi adayı vuran Tsunami’nin ABD tarafından çok önce fark edildiği ama Tayland’a haber verilmediğiydi. Ciddi tartışmalara ve ağır eleştirilere uğrayan ABD hükümeti “sessiz kalmakla” suçlanmıştı.

İkinci ama nispeten daha az üzerinde durulan diğer konu ise, bu tür afetlerin “suni” olarak yaratılıp yaratılamayacağı üzerineydi.

Genellikle komlo teorisi olarak süratle yaftalanan bu tartışmaların  ilk örneği “17 Ağustos depremi” sonrasında Türkiye’de yaşanmıştı. Depremin ABD Başkanı Bill Clinton’un Türkiye’ye gelmesinden önce yaşanması, “Komplo Teorisi” isimli bir filmde, adlı adınca Türkiye’de bir deprem olacağı göndermesinin bulunmasıyla zirve yapmıştı.

Bilim insanlarının bir çoğu bu fikre karşı çıksalar da, hemen hemen aynı sayıda bir çok entelektüel bu iddianın kolayca çöpe atılmaması fikrini savundular. Onlara göre ABD’nin elinde afetleri yönlendirebilecek hatta yaratabilecek gizli teknoloji mevcuttu.

Suni afetler teknolojisi hakkında hem dünyada hem de Türkiye’de bir çok yayın bulunuyordu. Ama konu yüksek ölçekli deprem olduğunda bunun yapılıp yapılmayacağı şüpheli gözüktü.

Öte yandan “yer altının” kontrolüne nazaran meteorolojik olayların kontrolü, yaratılması daha kolay ve “ilerlemiş” görünüyor. Yani yağmur yağdırmı türünden olaylar artık 20 yıl öncesinin teknolojisi?

Güney'de başka Kuzey'de başka olur. Siklon nedir, nasıl yapılır? Lütfen TIKLAYINIZ

Burma dosyası?

Myanmar örneğinde de benzer izlere rastlamak şimdiden mümkün. Olayın sıcaklığı geçtiğinde daha çok spekülasyonun ortaya atılacağını beklemek de kehanet sayılmamalı.

Myanmar Siklonu’nun fark edilmemiş olması mümkün mü? Amerikan teknolojisi ile bu hemen hemen imkansız. Bir kere ABD, kasırgalar, siklonlar, hortumlar konusunda dünyanın en ciddi birikimine sahip ülkesi.

Herşeyden evvel ABD’nin böyle afetlerin yaşandığı bir mevsimi/sezonu var. Hal böyle olunca artık işi şakaya vurup, her fırtınaya, kasırgaya, siklona bayan isimleri koyacak kadar rahatlar.
Bağlı olarak uydu teknolojisi, okyanus bilimleri ve önlemleri de hem ileri hem de küresel. Peki Myanmar Siklonu fark edildi mi? Bu sorunun yanıtı da açık. Örneğin Hindistan fark etmiş ve Myanmar yönetimini, daha doğrusu cuntasını ikaz ettiğini iddia ediyor.

Doğruluğunu ve “şeklini” incelemeden önce Myanmar’ın küresel pozisyonlanmasına bir bakalım.

Myanmar askeri ve sert bir diktatörlükle yönetiliyor. Batı anlayışla kesinlikle kabul edilemeyecek anti-demokratik bir yönetim var ülkenin başında. Despot ve baskıcı.

Ancak Myanmar fakir bir ülke. Halkın büyük kısmı iktidara yönelik muhalif pozisyonlanmalardan uzak ve bunden çekiniyor. Öte yandan ülkenin coğrafi-stratejik konumu da ilginç.

Hindistan, Laos, Tayland ve Çin’in arasında kritik bir bölgeyi kapsıyar. Denize açık. Yani aslında iki büyük ülke ile sınır: Çin ve Hindistan. Bir tür tampon bölge ve ABD-Çin rekabeti içinde önemli bir yere sahip.

Hatta denebilir ki Myanmar, “Ortadoğu’nun Irak’ı gibi”. Farklı bir deyişle, “Çin’i kıskaçlayan çemberin Asya’daki ayaklarındans birisi”. Bu işin bir boyutu. Farklı bir boyut, bu coğrafyada bulunan ülkelerin son gıda (prinç) krizinde odak ülkeler olmaları.

Aslında önemli bir kısmı düne kadar prinç ihracatçısıydı. Şimdi hepsi birden “küresel ısınma” nedeniyle ne pirinç üretebiliyorlar ne ürettikleri satabiliyorlar ne de-fakir oldukları için-patlayan gıda fiyatları yüzünden satın alabiliyorlar.

Myanmar’ın durumu ise daha derin. Ürettiği pirinç ancak kendisini doyuran bu ülke, siklondan sonra tarım alanlarının yüzde 60’ını kaybetti. Siklon’un vurduğu yerin ülkenin pirinç ambarı ve tarlaları olması yüzünden. Yani afet atladılsa bile açlık kesin!

Propaganda!

http://www.iyibilgi.com/images/haber/23529.jpg

 


Zaten toplumsal açlık dışında toplumsal olayların iktidarı tehdit etme riski de yok! Afetten sonra ilk gelen haberlerin başında, ülke yönetiminin siklon konusunda Hindistan tarafından uyarıldığı, ancak askeri yönetimin TV yayınlarını bile kesmeden siyaset yapmaya devam etmeleri bulunuyor.

 

Bu çok söylendi. Ancak daha çok söylenen “askerlerin siklon karşısındaki tutumları”. Türk gazetelerine bile yansıyan haberler, ordunun ancak yüksek rütbelilerin evlerinin önünü temizlediği yönünde.

100 bir kişinin öldüğü varsayılan bir ülkeden gelen haberlerin önceliği ilginç. Yönetimin başında bulunan General Than Shwe’nin şimdi aynı zamanda bir siyasal krizle başbaşa kaldığı söylenebilir.

Ama bu ilk değil. Amınsanacağı gibi kısa süre önce ülkede Budist rahipler ayaklanmış ve ayaklandıkları gibi bastırılmıştı. Dünyanın gözü uzun süre bu olaylara çevrildi. Ama sonuç çıkmadı.

Konu propaganda olduğunda Myanmar’a yönelik Hollywood atağını da görmezden gelmemek gerekiyor. Doğrusu tüm bu çetrefilli mesajlar içinde en “açığı” da bu. Başrolünü Sylvester Stallone’nun oynadığı son Rambo Myanmar yönetimini karşı savaşıyor.

Anımsanacağı gibi Rambo serisinin önceki filmleri Af ganistan ve Irak’ta da çekilmişti. Belki bu bakış açısı hayal ürünü olarak algılanmalı ama Rambo’nun afet sonrası verdiği yeni demeç daha manidar: “Siklon cuntayı vurdu!”



Bu haber 2,201 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,523 µs