Ben size kapıyı göstereyim' dermişiz! | " /> Ben size kapıyı göstereyim' dermişiz! | "/>

En Sıcak Konular

'Ben size kapıyı göstereyim' dermişiz!

7 Mayıs 2008 16:05 tsi
'Ben size kapıyı göstereyim' dermişiz! Tam da 'şu zamanlama' ile Avrupa Birliği’nin bizden bir isteği var. Tabii ‘havuç’ karşılığı! Biraz, bedavaya giden Yunanistan’ın NATO’ya dönmesini onaylamamıza benziyor. Karşılığı?.. O da hep aynı hikaye. Bizimkiler niyetsi

Zaman kötü. AB’nin isteklerine hükümetin hassas yaklaştığı bir konjonktürde bulunuyor Ankara. Elbette Avrupa Birliği’de bunun farkında.

AB, kapatma davası, özgürlükler, kanunlar, reformlar, insan hakları üzerine beylik nutuklarını atıyor ama şu sıralar Türkiye’den beklentileri daha farklı.

Konu, “Avrupa Güvenlik ve Savunma Politikası (AGSP)”. Ankara, 1999 yılında Helsinki’de yaratılan ve adına “"Petersberg Misyonları” denilen, kriz zamanlarında güç kulanımı ve ihtilafların önlenmesini esas alan yapıya büyük önem veriyor.

Bunun sebebi de şu; bu görev daha önce NATO’nundu. Sonra AB’ye verildi. Türkiye işte bu yapının içinde bulunmak istiyor. 2000 yılından itibaren de tugay büyüklüğünde bir askeri gücü destek olarak verdi.

Fakat AB ne Türkiye’nin hevesini dikkate aldı ne de bu silalı güce asal görev verdi. Hep yedek kulübesinde bekletti. Türkiye deyedi yıl sabrettikten sonra “keyfiniz bilir” diyerek, ordu desteğini geri çekti.

Bu seferde AB tutuştu. Neticede Avrupa ordularının durumu belli. Ankara’yı ikna etmek için düşünmeye başladı. Sonunda da dedi ki, "AB üyeliği konusunda öyle 20 yıl hiçbir karşılık almadan müzakere süreci olmaz. Bunun yerine Türkiye her bir adım attığında karşılığında bir şeylerin verileceği ara istasyonlar geliştirilmeli. AGSP de bunun bir örneği olmalı..."

Havuç bu. Yerseniz. Ama keşke bu kadarla kalsa. Şimdi Brüksel diyor ki, “size AGSP’nin karar merciinde yer açalım. Ama siz de Kıbrıs Rum kesiminin NATO’ya üyeliği önüne koyduğunun veto tehdidini geri çekin.”

Yani özü şu, başta “biz de destek verelim, organizasyonda bulunalım” diye “kafadan” destek verdiğimiz AGSP içinde Türkiye’yi dışladılar. Şimdi “geri gelin” ama “gelirken, Kıbrıs Rum kesimini de getirin” diyorlar.

Şimdi söz Ankara’nın. Peki Ankara ne diyecek? Diplomatik dil mecburiyeti olmasa denilecek belli ama… Muhtemelen bu sefer “kalsın” denecek. Çünkü Dışişleri Bakanlığı’nda hemen herkesin aklında “gümrük birliği” tecrübesi bulunuyor.

Tabii yine de belli olmaz! “Papaz pilavı iki kere yemez ama” havucun tadı şu sıralar farklı gelebilir.



Bu haber 1,181 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,117 µs