AK Parti'si olsaydı Yugoslavya dağılmazdı!

6 Mayıs 2008 10:31 tsi
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AK Parti'ye ve kendisine yapılan eleştiri ve suçlamalara ne yanıt verdi? İşte Bakan Çelik'in kapatma davası hakkındaki sorulara yanıtı:

Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, AK Parti'ye ve kendisine yapılan eleştiri ve suçlamaların son derece yanlış olduğunu, büyük bir şevkle çalışmalarının cezalandırılmak istenmesinin anlaşılmaz olduğunu söyledi.

Bakan Çelik'in kapatma davası hakkındaki sorulara yanıtı:

Herkesi kucaklıyoruz

Kapatma davası ile ilgili gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

AK Parti'nin başarısının altında bütün bir milleti kucaklama var. Türkiye'nin de buna ihtiyacı var. Ama Allah korusun eğer böyle bir şey olursa Türkiye'yi toparlamak çok zor olabilir. Demokratik seçimlerden bahsediyoruz. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 80 yüzde 100’e ulaşan bir parti yoktur. Yugoslavya'da parçalanmadan önceki son seçim aynı zamanda bir nüfus sayımı gibiydi. Hırvatlar, Makedonlar, Karadağlılar, Boşnaklar, Slovenler herkesin kendi partisi vardı. Böylelikle herkes kendi mensup olduğu etnik temelli partiye oy verdi ve Yugoslavya'da bütün saflar ayrıştı. Şimdi Türkiye'de öyle bir parti olmalı ki, Hakkarili'yi, Mersinli'yi, Diyarbakırlı'yı, Yozgatlı'yı, Artvinli'yi kucaklamalı. Bu parti şu an AK Parti'dir. AK Parti gibi partiler olsaydı Yugoslavya dağılmazdı. Türkiye'nin de buna ihtiyacı var. AK Parti'yi doğru değerlendirmek gerekir.

Şevkati gösterdik

AK Parti popülist söylemlerle mi oy aldı?

Halk devletin şefkat elini AK Parti kanalıyla kendi yanağında hissetti. Birilerinin zannettiği gibi AK Parti'nin kömür, nohut ya da mercimek dağıtmasıyla olmadı. Zannediyorlar ki biz şunu demişiz: İktidara gelmezsek size kimse bunu vermez. Böyle bir şey olabilir mi? Biz şunu söylemiş olabilir miyiz? Eğer bize bir daha oy vermezseniz biz bu duble yolları teke düşüreceğiz. TOKİ'nin yaptığı bütün konutları imha edeceğiz. Su depolarını bombalayacağız. Yaptığımız okulları yıkacağız. Hastaneleri kapatacağız.

Oy vermeyen de memnun

Vatandaş kör değil ki. Bir taraftan maddi refah var, bir taraftan da bu Tayyip Erdoğan, bu ekip asla ırkçı değil. Başbakan söylüyor; bizim üç tane kırmızı çizgimiz var: Bölgesel milliyetçiliğe, etnik milliyetçiliğe ve dini milliyetçiliğe karşıyız. Vatandaş nezdindeki algılama kesinlikle çok pozitif olduğu için biz bu oyları aldık. Gittiğimiz her vilayette bize dediler ki, "Biz ilk defa sahibimizi bulduğumuza inanıyoruz." Köylü kadınlar tenekelerle sırtlarında su taşıya taşıya kadınlıklarını yitirdi. Bizim yaptığımız yolların değerini en iyi onlar bilir. "Ben oy vermedim ama memlekette çok güzel işler yapıyorlar" diyen insanlar da var. AK Parti yüzde 53'ün kaygılarını asla görmezlikten gelmemiştir.

İnsan avcıları var

Okullarda yaşanan bazı olaylar örnek gösterilerek görevden alınmanız talep edildi. Bu talepler haklı mı?

Türkiye'de eğitimde önemli projelere imza attık. 4 derslikten birisi benim hükümetin dönemimde açıldı. Okullara 600 bin bilgisayar gönderdik. Okul öncesi eğitim yüzde 11'lerden yüzde 30'lara geldi. Türkiye çapında öğretmen lisesi, Anadolu fen lisesi astronomik rakamlara ulaştı. Müfredat tepeden tırnağa değişti. 750 meslek lisesi, 2700 bölüm açıldı. Geliyorlar, laikliğe aykırı eğitim diyorlar. Biri derste Azrail CD'si izletmiş. Tamamen kişinin yanlışı. Bizim müfredatımızda böyle bir şey mi var? Bu filmi izletin mi demişiz? Dersin nasıl işleneceği belli. Niye ön plana çıkıyor böyle şeyler. Bu işin avcıları var. Belli gazeteler AK Parti'yi nerden vurabiliriz diye kendine misyon edinmiş. O film porno da olabilirdi. Bizim bu işle ne gibi bir ilgimiz olabilir? Biz din üzerinden siyaset yapmıyoruz. Bize din üzerinden muhalefet yapılıyor. Biz imam hatip okulları ve din üzerinden siyaset yapmayı hafiflik olarak kabul ederiz.

BiZiM TEMPOMUZA AYAK UYDURMALILAR

Size yönelik en önemli eleştiri kadrolaştığınız yönünde yapılıyor. Kadrolaşıyor musunuz?

Şu anda çalışan hür 3 öğretmenden biri benim bakanlığım dönemimde atandı. Bu 200 bin küsür demektir. Partilerden gelen listelere göre mi ben atama yaptım. "Ahmet'in puanı 73'dü, benim 75. Onu atadılar beni atamadılar" diyen bir Allah'ın kuluna rastladınız mı? Ben bu güne kadar parti kanalıyla hizmetli bile almadım. Hademeden memura kadar Devlet Personel Başkanlığı eliyle atıyoruz. İdari kadrolara müdür atayacağız. Şu kadar hizmet puanı olacak. Şu kadar müdür muavini olarak çalışacak. Kriterler bellidir. Genel müdür tayin etmeye gelince. Meclis'te CHP'lilere "CHP iktidara gelse, benim getirdiğim ekiple çalışacak mısınız" diye sordum. "Tabii çalışmayız" dediler.

Kaplumbağa olursa...

Ben de onu yapıyorum dedim. Hangi genel müdür ya da müsteşarla çalışacağımızı bıraksınlar da biz karar verelim. Öyle bir mevzuat var ki, genel müdür ne kadar beceriksiz olursa olsun onu değiştirme hakkın yok. Mahkemeyle geri dönüyor. Böyle bir şey olabilir mi? Hasta, kulağı duymayan genel müdürüm var. Kamu yararı bu mudur? Benim ekibimde kaplumbağa olursa onu görevden alırım. İsterse mahkemeden dönsün. Umurumda değil. Istırap değil mi? Bizim bürokratlarımız bizim tempomuza uymayı öğrenmeli.

GECE GÜNDÜZ KOŞTURUYORUZ

Bütün bu baskılara rağmen eğitimdeki değişim hamlesini devam ettirebilecek misiniz?

Biz Türkiye'deki eğitimin adeta röntgenini çektik. Gece gündüz koşuşturuyoruz. Ben 22 genel müdürü yanıma alarak Türkiye'yi bir başından bir başına dolaştım. Bütün sorunları yerinde tespit ettik. Ne yapmamız gerektiğini bilerek çalışıyoruz. Aşkla, şevkle, bu millete hizmet etme kaygısıyla mesai yapıyoruz. Türkiye'yi layık olduğu eğitim düzenine kavuşturmakla görevliyiz. Başbakanımız da Türkiye'nin birinci meselesini eğitim olarak görüyor. Değişimi sürdürmekte elbette kararlıyız.

bugün

Bu haber 215 defa okundu.