En Sıcak Konular

DİSK ve HAK-İŞ birbirine girdi

5 Mayıs 2008 14:05 tsi
DİSK ve HAK-İŞ Başkanları'nın katıldığı programda tartışma çıktı. DİSK Başkanı Aksiyon Dergisi ve Nazlı Ilıcak'ı suçladı. Darbeci ve provokatif suçlamaları havada uçuştu.

Olaylı 1 Mayıs Basın Kulübü'nde masaya yatırıldı.

DİSK Başkanı Süleyman Çelebi ve HAK-İŞ Başkanı Salim Uslu, Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Erdoğan Aktaş'ın hazırlayıp sunduğu Basın Kulübü'nde gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Nazlı Ilıcak, Süleyman Çelebi ve Salim Uslu'nun tartışması izlemeye değerdi:

Erdoğan Aktaş: 1 Mayıs öncesi çok ciddi pazarlıklar oldu. Hükümetle neler konuşuldu? Neden anlaşamadınız?

Süleyman Çelebi: Biz 3 konfederasyon olarak Taksim'de kutlamaya karar verdik. Çeşitli temaslar oldu. Bu görüşmeler sonrasında biz mutlaka Taksim'de yapmak istediğimizi, Taksim'in bizim açımızdan önemini anlattık. Hükümet daha önce bilinen yaklaşımlardan farklı bir yaklaşım göstermedi. Biz zaten her yıl mutlaka provakasyon laflarını duyarız. Başbakan, sadece elimize ulaşan bilgiler var dedi. Somut bir provakasyon istihbaratından bahsetmedi. Şu örgüt, şu grup diye birşey söylemedi. Sadece 1 Mayıs'ta değil, NATO'yu protestoda da oldu, Irak savaşını protestoda da oldu. O nedenle bizim 1 Mayıs'ta her sene duyduğumuzun ötesine gitmeyen bir değerlendirme var. 1977'DE böyle birşey oldu. Ama bunun nedeni bellidir. Nazlı Ilıcak hatırlar buna yönelik çok yazılar yazdılar ve sonucunda oldu. Şu anda da Aksiyon dergisi o dönem Terecüman'ın yaptığını yaptı.

Nazlı Ilıcak: Tercüman yazdığı için mi oprovakasyon oldu. Yoksa Tercüman haklı mı çıktı? O dönemdeki DİSK sizden farklıydı. Ülkeyi darbeye götüren süreçte olumsuz ve önemli rol oynadı. Çok eskilere dönüp birbirimizi suçlamak yerine bugüne bakalım.

Siz acaba bir kamuoyu araştırması yaptınız mı? Vatandaş kimi haksız buluyor? Sendikaların kurallara karşı geldiği düşünülüyor. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Süleyman Çelebi: Ben Tercüman yazdı diye oldu demedim. Bazı yerlerden bazı yerlere birtakım bilgiler geldi. Siz de biliyorsunuz. 12 Eylül öncesi duruşumuzla bugünkü duruşumuz arasında da fark yok. Söylemler değişmiş olabilir sadece. Biz emekten yana, adaletten yana duruşumuzu değiştirmedik.

Nazlı Hanımla birlikte halkın arasına beraber gidelim. Esas kamuoyu orasıdır. Gidip hep beraber bakalım. Ben halkın içindeydim. Dün DİSK'in önüne geldim. Yarım saatte beni gören halk ve esnaflar müthiş destek verdiler. Binayı onarmayı teklif ettiler. Ne zaman kim isterse halkın arasına girelim.

Derya Sazak: İktidar partisi kendisi de bir kapatılma davasıyla karşı karşıya. Başbakan sizinle görüşmesinde yargı süreciyle ilgili serzenişte bulunuyor ama Ergenekon konusunda size bazı kaygılarını da bildirdi mi? Size bu konuda neler söyledi? Kendisi kapatılma riski yaşayan bir parti neden bu 1 Mayıs konusunda bu kadar korkuya ve telaşa kapıldı. Acaba kaygı Ergenekon muydu?

Süleyman Çelebi: Sayın Başbakanla 2 bölümde görüştük. 1. bölüm 1 saat sürdü. 1. bölüm, Türkiyede yaşanan olumsuzlukları, kapatma davasını değerlendirdik. Ergenekonla ilgili yaklaşımına gelince, bunu tam 1 Mayıs'a bağlamadı. Danıştay olayı sonrası mahkeme sürecinde bu saldırı davasıyla Ergenekon davasını mahkemenin birleştirememesinden yakındı. Biz bu bağlantı kurulması olayıyla ilgili şunu anladık: Geçen yıl da Cumhuriyet mitingleri yapıldığında -28 Nisan bildirisine tepki koyduk- yine o dediğim dergi(Aksiyon) bu mitinglerde provakasyon olacağına yönelik yazılar yazdı. Ben Başbakan'a şunu söyledim: 'Biz her türlü çeteciliğe, demokrasi dışı bütün çözümlere karşıyız. Dolayısıyla bu tip oluşumlara karşı 1 Mayıs'ın Taksim'de kutlanması daha olumlu olur' dedim.

14 Mart'ta kapatma davası açıldı. Biz açıklama yaparak parti kapatılmasına karşı olduğumuzu açıkladık. DTP'nin kapatılmasına da karşıydık AKP'nin kapatılmasına da. Zaten bütün darbe süreçlerinden sonra sağ partiler kazançlı çıkmıştır. Dünyada sol kazanırken, Türkiye'de sağ kazanmıştır darbelerden sonra.

Nazlı Ilıcak: 28 Şubat sürecinde tavır koymadınız. Hükümeti devirmeye çalışan sivil toplum örgütlerinden biriydiniz.

Süleyman Çelebi: Demokrasiden yana tavır koyduk. MGK bildirisini biz desteklemedik. Erbakan imzaladı. O bildirinin çıktığı gün biz Sultanahmet'te miting yaptık. Şu anda da var o tip gruplar. Mesela TOBB öncülüğünde sağduyu çağrısı yapıldı. Bizim demokrasi dışı çözümlere ilişkin tavrımız o kadar net ki. Bu bundan sonra da böyle olacak. Çifte standart yok bizim bakış açımızda.

- Taksim'de 1 Mayıs'ı kutlamanın güç gösterisi olduğunu düşünüyor musunuz? Gerek sendikalar gerekse hükümet anlamında..

Salim Uslu: Ben Taksim'in güç gösterisi anlamı taşımadığını düşünüyorum. Ne iktidar ne de sendikalar açısından. Taksim'in sembolik bir anlamı vardır. Onun dışında Taksim herhangi bir meydandan farklı değildir. Taksim ısrarının da kimseye faydası olmamıştır. Bu bir fantezidir. Daha önceki yıllarda birlikte miting yaptık. Korku ve kuşku olmasının kimseye özellikle de çalışanlara faydası yoktur. Bir tek 77 olayları açısından benim için Taksim'in bir değeri var. Ben o günkü o karanlık güçlerle bugünkü Ergenekon arasında bir bağlantı var mıdır yok mudur? Bu konunun üzerine gidilmesi gerektiğini, bunun sorgulanması gerektiğini düşünüyorum. Acaba Türkiye'yi 12 Eylül'e götüren süreç yeniden mi yaratılmaya çalışılıyor? Taksim'den ziyade bu tür kaygılar taşınmalı. Demokrasi bir bilek güreşi değildir. Uzlaşma rejimidir. Biz birlikte geleceği nasıl kurguluyoruz ona bakmamız lazım. Sorunları nasıl çözeceğiz ona bakmalıyız.

Derya Sazak: Gelecek yıl ne olacak? Ne zaman normalleşme sağlanacak?

Salim Uslu: Türkiye'de normalleşmeyi istemeyen güçler olduğunu biliyoruz. 1 Mayıs'ta ne kadar çok kargaşa çıkarsa bundan memnun olan çevreler var. Hepimiz biliyoruz. Sadece 1 Mayıs değil birçok olay bir anda korku yumağına dönüşebiliyor. Ben yasaksızlığı savunan biriyim. Ama herkes sorumluluk sahibi olmalı. Daha makul bir yerde duruyor olabilirdik. Taksim ısrarı konusunda makul olabilirdik. 1 Mayısın tatil olması konusunda Başbakan ılımlı bir çizgi çizdi. Resmi bir gün olarak kabul edilmesi de çok önemlidir. Tatil ilan edilmesi konusunda da gayet sıcak mesajlar vermiştir Başbakan. Ama hatırlarsanız sosyal güvenlik eylemleri biter bitmez 1 Mayıs tartışmaları başladı. Biz nasıl tamam burada yeter diyemiyorsak hükümet için de aynı şey söz konusu. 17 Şubat'taki süreci iyi yönetseydik bugün 1 Mayıs tatil olurdu. Süreci sendikalar iyi yönetemedi.

Süleyman Çelebi: Hükümete göre Hak-İş olmalı, Disk olmamalı. Hükümet her yere el atıyor. AKP demokrasi konusunda sınıfta kalmıştır. Çifte standartlı yaklaşımı vardır. Eğer Ergenekon konusunda sayın Başbakan'a bilgiler bu şekilde veriliyorsa, danışmanlarını gözden geçirsin Başbakan. Tatil olmaması olayı konusunda da 2 milyar YTL zarar ederiz dediler ama Sayın Uslu'nun söylediklerine göre başka birttakım hesaplar varmış. Biz gizli görüşmlerde olmadığımız için bilmiyoruz. Bize söylenen 2 milyar YTL idi. Biz Sayın uslu gibi bakmıyoruz 1 Mayıs'a. Eskiden komünist bayramı, Yahudi Bayramı diyorlardı.

Salim Uslu: Biz kabul ediryoruz. Öyle diyorduk. Ama siz de 28 Şubat'ı ve 12 Mart'ı desteklediğinizi kabul edin.

Nazlı Ilıcak: 12 Mart'ta Cumhuriyet gazetesi 'İşte şimdi devrimler başlıyor' diye manşet attı.

Çelebi: Biz 12 Mart'ta da 28 Şubat'ta da en fazla bedeli ödedik. Duruşumuz da bellidir.

Uslu: Evet farklı bakıyorsunuz. Biz bayram şölen diyoruz siz başka birşey diyorsunuz.

Çelebi: Bizim açımızdan da bayramdır, şölendir. Bizim Taksim ısrarımız bir güç gösterisi değil. Bu talep de sadece bu iktidar döneminde ortaya çıkmadı. Taksim talebimiz hep vardır. Bizim açımızdan yalnız bir nostalji değildir. Demokrasi sınavı açısından, emek açısından Taksim çok önemli. Varsa Ergenekon açısından da önemli.

Ilıcak: Neden hep Ergenekon için 'varsa' diyorsunuz? Herşeyi gayet iyi biliyorsunuz?

Çelebi: Ortada henüz bir dava var. Kanıtlanmış bir şey yok.



Bu haber 518 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    3,574 µs