En Sıcak Konular

'İsrail'in GAP bağlantısı bir şehir efsanesi'

4 Mayıs 2008 21:53 tsi
'İsrail'in GAP bağlantısı bir şehir efsanesi' Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, pirinçteki aşırı fiyat artışlarının arz sorunundan kaynaklanmadığını söyleyerek, 'Bu tamamen spekülasyondan ibarettir. Bazı ulusalcı çevrelerin 'tohumda İsral'e bağımlı hale geldik' sözleri de gerçek dışı bir şehir efsa

Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehmet Mehdi Eker, Güneydoğu Anadolu Projesi (GAP) kapsamına giren tarım arazilerinden bugüne kadar ancak 300 bin hektarın sulandığını, 2012 yılına kadar da 1.5 milyon hektarın sulamaya açılacağını söyledi. Pirinçte görülen aşırı fiyat artışlarının spekülasyonlardan kaynaklandığını belirten Eker, arz sorunun olmadığını kaydetti. Bazı ulusalcı çevrelerin 'tohumda İsrail'e bağımlı hale geldik' sözlerinin de gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Eker, bunun bir 'şehir efsanesi' olduğunu ifade etti.

Yeni Şafak Gazetesi'nin geleneksel kahvaltılarına katılan Tarım ve Köyişleri Bakanı Eker, tarım politikası ve Türk tarımının durumu hakkında bilgi verdi. Kahvaltıya Genel Yayın Yönetmenimiz Yusuf Ziya Cömert, gazetemizin yazarlarından Rasim Özdenören, Ankara Haber Müdürü Abdülkadir Selvi katıldı.

1.5 MİLYON HEKTAR ARAZİ SULANACAK

Bakan Eker, GAP kapsamına giren tüm tarım arazilerinin bu dönemin sonuna kadar sulamaya açılacağını ve kaynak sorunu yaşanmadığını belirtti. Eker, “En büyük planımız GAP'ın bitirilip bölgesinin sulanmasıdır. Şu ana kadar toplam 276 bin hektar alan sulanıyor. Bu toplam sulanabilir alanın yüzde 15'i demek. Geriye sulanacak 1.5 milyon hektar arazi kalıyor. Biz dönem sonuna kadar; yani 2012 yılına kadar tamamını sulamaya açacağız. Para problemi vardı, onu aştık. Konuyu önümüzdeki günlerde Sayın Başbakanımız açıklayacak. Yıllar itibariyle neler yapılacağına ilişkin bir eylem planı hazırladık. Arazilerde sallama; yani vahşi sulama değil, damlama ya da yağmurlama sulama yapılacak.

Şu anda 1 milyon hektar sulama yapacak su var. Damla ve yağmurlama sulama yaparsak bu 1 milyon hektarın üzerine çıkacak. Bu sulama ile endüstriyel ürünlerin üretimi artacak ki, hububatın artması da bunun dahilinde. Buradaki iklime uygun birkaç ürün de ekilebilir” diye konuştu.

BUĞDAYDAN ENERJİ ÜRET, BENZİNE KAT

Bakan Eker, tarım ürünlerine ihtiyacın artmasındaki temel nedenin enerji olduğunu söyledi. Petrol fiyatlarının artışına dikkat çeken Eker, “Petrolün 20 dolardan 120 dolara çıkmasıyla dünya farklı enerjilere yöneldi. Örneğin ABD, '2010 yılında kullandığım benzine yüzde 5-5.75 bio-yakıt katacağım' dedi. AB yüzde 5-5.5, Kanada yüzde 10 belirledi. 2007'de 100 milyon ton gıda malzemesi olarak tüketilmesi gereken ürünler, enerji olarak tüketildi. Mesela 200 gram olan 1 ekmek, 300 gram buğdaydan üretilir. 100 milyon ton demek 100 milyar kilo demektir. Bu kadar kiloya şahıslara ve yılın günlere bölün, kaç kişinin tükettiği gıda demektir” dedi.

BU KOCAMAN BİR ŞEHİR EFSANESİ

Bazı ulusalcı çevrelerin sürekli dile getirdiği 'hibrit tohumlarda İsrail'e bağımlı hale geldik' eleştirilerine de cevap veren Eker, bunların 'şehir efsanesi' olduğunu söyledi. Eker, şöyle konuştu:

“İsrail bir sembol olarak seçiliyor. Hollanda, Fransa, Almanya, ABD en büyük hibrit üreticileri. Bir de İsrail var. İsrail'e ortak olan Türk firmaları var. Hibrit 'azman' demektir. Katır mesela hibrittir. Merkep ile atın birleşimidir. Çok güçlüdür; ancak döl vermez. Sebzede de aynı sorun var. Mesela 2 domates türünü zamanla birleştirerek yeni bir döl oluşturmasıdır. Hibrit, genetiği değiştirilmiş organizmalarla bir ilgisi yok. İsrail bir semboldür. Bu konudaki söyler tamamen bir efsanedir. Mesela bu eskiden de söylenirdi. Eskiden buğday üretimi çok azdı. Eski tarım Bakanı Bahri Dağdaş, Rusya'dan bezosta buğdayı denen bir çeşit buğday getirilip Anadolu'da dağıttı. Şimdiki ulusalcıların babaları dediler ki, “Ruslar Türk ırkını kısırlaştırmak için bize buğday verdiler” diye konuştu.


Tuzlanma iddiası doğru değil

Bakan Eker, bu bölgede kötü sulanmadan dolayı 'tuzlanma' olduğu yönündeki iddiaların da gerçeği yansıtmadığını ifade ederek, “Bölgede kötü sulamadan dolayı tuzlanma olduğu söyleniyor. Bu doğru değil. Burada bazı bölgelerde tuzlanma görünüyor. Ancak bunun sorumlusu GAP değil, uzun yıllar aynı sürüm şekliyle toprağın sürülmesi ve aynı ürünlerin eklemesidir. Tuzlanmaya karşı biz yağmurlama ve yağmurlama tekniklerini teşvik ediyoruz” diye konuştu. Tuz Gölü'ndeki suların neden çekildiği konusunda da bilgi veren Eker, buradaki suyun çekilmesinin temel nedeninin yeraltı sularının çekilmesi olduğunu ifade etti. Eker şunları dile getirdi: “Konya Ovası'nda şeker pancarının yetiştirilmesinden ve bunun da yeraltı sularıyla sulanmasından dolayı yeraltı suları çekiliyor. O zaman da suyu Tuz Gölü'nden alıyor. Kuraklık ve yeraltı sularının kullanmasından dolayı Tuz Gölü'nde su azalması var.”


Oyuncular iyi koku alır kulakları da iyi duyar

Bakan Eker, pirinçteki fiyat artışlarının arzdan değil, spekülasyonlardan kaynaklandığını söyledi. Eker, şöyle konuştu: “Artıştan sonra son günlerde bir düşüş var. Perakende düzeyde yüzde 20-30-40 civarında, zaten bu yapay bir meseleydi, gerçek değildi. Bir kere gerçek olabilmesi için arzda sorun olması lazım, öyle bir şey yok ki, hiç olmadı zaten. Uluslararası bazı gelişmeler nedeniyle Türkiye'deki tabir-i caizse bazı 'uyanıkların', ortamı 'biraz velveleye verirsek kar sağlayabilir miyiz'leri yüzünden oldu. Artışlar daha çok perakende düzeydeydi. Türkiye aşırı kuraklığa rağmen bu yıl 650 bin ton çeltik üretti. 2006'da 700 bin ton ürettik. Bu 2 katı üretim demek. 650 bin çeltik yaklaşık 400 pirinç demektir. Paniğe gerek yok, bu yapay bir sorundu, o da kalmadı. Bu konuda en çok sesi çıkanlar, en çok kar elde edenler. Artık bu işin oyuncuları uluslararası gelişmeler karşısında çok hassas. Oyuncular çok iyi koku alıyor, kulakları çok iyi duyuyor” dedi.


Tarım ürünleri enerjiye kaydı

Dünyadaki gelişmiş ülkelerin gıda maddelerinden enerji üretmeye başladığını belirten Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, “Dünya ülkeleri pozisyon ürettiler. Mesela, buğday, mısır, şeker pancarı, patates ve pirinçten bioetenol üretilip benzine katılıyor. Bütün yağlı bitkiler, örneğin kanola, ayçiçeği, soyada biodizel üretiliyor, mazota katılıyor. 1 ton buğdaydan 340 litre bioetenol üretiliyor. 1 ton mısırdan 360 litre bioetenol üretiliyor. Diyelim ki 350 litre, bu 3.5 depo eder. Bununla en fazla 600 km gidersiniz. Bu bin kilo eder. Günde 1 kilo yiyen bir insanın bin günlük ihtiyacı demek. Bunu enerji amaçlı kullanmışlardır” şeklinde konuştu.

Yeni Şafak



Bu haber 580 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,382 µs