İran'a yeni başkan saldıracak | " /> İran'a yeni başkan saldıracak | "/>

En Sıcak Konular

İran'a yeni başkan saldıracak

4 Mayıs 2008 21:47 tsi
İran'a yeni başkan saldıracak İran'la ilgili tüm işaretler, Irak'ta yaşananlarla paralel ve savaş için gerekçenin her unsuru da mevcut: Kitle imha silahları, haydut devlet unvanı, terör destekçiliği, İsrail düşmanlığı. Tahran bir komşusunu işgal etmez veya ABD'ye saldırmazsa, savaş

Wıllıam M. Arkın /The Washington Post

Nisan 1990'da, Saddam Hüseyin'in bütün haber dergilerinin kapağında arzı endam ettiği bir an vardı. Irak lideri İsrail'in yarısını 'yakma' ve yeni kimyasal-biyolojik silahlar kullanma tehdidi savuruyordu. ABD'nin eninde sonunda Irak'la savaşacağını daha o günlerde anlamış olmamız gerekirdi. Kuveyt'i işgal etmesine daha dört ay kadar vardı ve insanların büyük bölümü Saddam Hüseyin'in söyledikleri üzerinde fazla durmamıştı. Fakat Pentagon'daki savaş oyuncuları ve plancıları dikkatlerini Irak'a çevirmeye başlamıştı.

Şimdi İran'la ilgili benzer bir an yaşıyoruz. İran şu günlerde komşularından birini işgale kalkışmadığı veya ABD güçlerine açık ve büyük çaplı bir saldırıda bulunmadığı takdirde, İran savaşı Başkan Yardımcısı Dick Cheney'in savaşı olmayacak. Bu savaşı Hillary Clinton, John McCain veya Barack Obama açacak.

Asker takviyesi tam gaz

Bu cümlelerin ABD'nin bu yıl İran'la savaşa girmeyeceğine dair daha önce yazdıklarımla çelişkili göründüğünün farkındayım. Fakat tüm işaretler, Irak konusunda yaşadıklarımızla paralel bir noktaya doğru toplanıyor gibi geliyor bana.

'Stratejik' gerekçenin bütün unsurları mevcut: Kitle imha silahları, haydut devlet unvanı, terörizm destekçiliği, İsrail düşmanlığı. Diplomatlar ve serinkanlı kafalar baskın çıkabilir ve hatta Tahran rota değiştirebilir, fakat savaşı inşa eden bir gidişatın varlığına da kuşku yok. Gerekçelerin kendisini her gösterişinde ve koşullardaki her değişiklikte, gerilimi artıran her kötü kararda, bu gidişat daha da hızlanıyor:

Bizzat Irak savaşı hız kesiyor, aynı 1990'da Soğuk Savaş'ın hız kesmeye başladığı gibi. İster Amerikan güçlerinin bir kısmı Irak'ta 'terörle mücadele' adına bırakılsın, isterse kalıcı üsler kurulsun, ABD'nin bölgede (Kuveyt, Katar, Bahreyn, Umman ve diğer Körfez ülkelerinde) topyekün bir savaş yürütmesini sağlayacak altyapısı var. Dahası ABD (İran'ın komşusu olan) Afganistan'daki güçlerini artırıyor ve gelecek aylarda muhtemelen buna devam edecek.
Afganistan'a asker takviyesinin amacı İran'ı tehdit etmek olmayabilir, fakat bu etkiyi yapacak.

Tahran nükleer silah geliştirmeyi sürdürüyor. Temkini elden hiç bırakmayan ABD Savunma Gates bile İran'ı nükleer silah elde etmek konusunda 'pervasızca kararlı' diye niteliyor. İran'ın günün birinde atom bombası yapabilecek bir noktaya geleceğini sanmıyorum (aynı Saddam'ın benzer hayallerinin yanına yaklaşamaması gibi). Fakat gelecek aylar ve yıllar tatmin edici olmayan denetimlere, diplomatik tartışmalara sahne olacak ve Washington (ki ABD'nin kitle imha silahlarını en önemli mesele ve nükleer silahların önleyici saldırı gerekçesi olduğuna dair görüşü kesin; Obama bile bu fikirde) eninde sonunda yaka silkecek. Bıkkınlık gerilime dönüşecek ve İran ya işbirliğinden başka seçeneği olmadığını (yani, işbirliği yapsa bile 'rejim değişikliği'nin gelmekte olduğunu) görecek ya da gizli nükleer programını daha da derine saklayacak. Bunun sonucu çatışma.

İran bugün terörizmin bir numaralı müttefiki sayılıyor ve teröre destek konusunda dünyanın liderliğini yapıyor. Dışişleri'nin yıllık terör raporunda söylenen de bu. İran, sadece Filistin'deki teröristlere ve Hizbullah'a değil, Afganistan ve Irak'taki teröristlere destek vermekte de dünyanın 'en aktif' devleti. Devrim Muhafızları'nın verdiği silahlar ve eğitim, doğrudan doğruya Amerikan askerlerinin ölümüyle sonuçlanıyor.

İran'ın sürgündeki 'demokrat' gruplarıyla, monarşi yanlılarıyla ve rejim değişiklinden çıkarı olan çeşitli kesimlerle ilgili giderek faal hale gelen gizli bir eylem planı var. Bu faaliyetin çoğunu ülke içinden kitle imha silahları, rejimin kendisi ve terörle bağlantıları hakkında istihbarat toplamak oluşturuyor. Ahmed Çelebili günleri hatırlamamak ne mümkün? Yine Irak'la çarpıcı paralellikler söz konusu.

ABD ordusu İran'la savaş planlarını hazırlamayı sürdürüyor. Planlar kitle imha silahı tesislerine küçük çaplı 'tepki saldırıları' ve İran'ın eylemlerine misilleme boyutundan, topyekün 'denizden çıkarma yaparak' işgale girişme boyutuna taşınmış durumda. Bu planların mazisi, İran'ı olası bir Sovyet işgaline karşı savunmak için yapılan planlara dayanıyor ve değişen siyasi koşullarla ABD ordusunun gelişen-değişen yetenekleri doğrultusunda sayısız değişikliğe uğradı. Kaynaklarımın anlattığına göre, 2006 sonuna doğru Bush yönetimi misilleme seçeneği ve planının bir dizi başka olasılığa göre gözden geçirilmesi talimatı verdi. Söz konusu planlar sürekli olarak güncelleniyor.
Petraeus'un yeni görevi de işaret

Gates salı günü Meksika'ya yaptığı ziyarette, ABD'nin İran'a saldırı hazırlığında olduğu iddiasını reddetti. Ve Pentagon sözcüsü Geoff Morrell de şöyle dedi: "Yeni talimatlar, üzerinde çalışılan yeni planlar, İran'la olası savaşa yönelik yeni bir gayret olmadığı konusunda sizi açıkça temin edebilirim." Diğer bir deyişle yeni talimatlar ve yeni savaş planları yok. Irak'ı hatırlatıyor yine; son dakikaya kadar bunlar söylenmişti.

İran'la savaş sinyalinin gelmesi için yeni uçak gemilerinin gönderilip B-1 bombardıman uçaklarının konuşlandırılması gerekmeyecek. Ve şunu unutmayın ki, bu yıl savaş olmayacak. Fakat Pentagon ve gerek yönetim içinde gerekse dışındaki ulusal güvenlikçiler arasında, İran'la savaşın müstakbel olduğu hissiyatının yoğunlaştığı da açıkça ortada. Ve yeni başkan için ABD'nin Irak'taki kurtarıcısı General David Petraeus'tan daha iyi bir komutan olabilir mi? (The Washington Post ,1 Mayıs 2008)

Radikal



Bu haber 663 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    4,397 µs