Ankara ve Diyarbakır'a karşı İstanbul | " /> Ankara ve Diyarbakır'a karşı İstanbul | "/>

En Sıcak Konular

Ankara ve Diyarbakır'a karşı İstanbul

4 Mayıs 2008 20:45 tsi
Ankara ve Diyarbakır'a karşı İstanbul Zaman gazetesi yazarı Mümtaz’er Türköne, Kürt sorunu ve milliyetçilik üzerine yazılarını Türklük ve Kürtlük adlı bir kitapta topladı. 'Kürtlerin rızasının alınması gerekiyor' diyen Türköne, Ankara ve Diyarbakır milliyetçiliklerinin çatışmasına kar

Kürtlerle ilgili gözlemleriniz nedir?

Anadolu insanı diye ayrı bir kategori var. Hepimiz buna dahiliz. Garipsenen, yabancı sayılan, ötekileştirilen bir Kürt ve Türk, karşılıklı olarak bu topraklarda mevcut değil. Türkiye’nin çok can kurban ettiği teröre rağmen böyle. Karşımızdaki sorun siyasî katta üretilip büyütüldü. Topluma, toplumun sağduyulu duruşuna rağmen içinden çıkılmaz hale getirildi. Türkiye’nin bir etnik sorunu var. Bu büyük ölçüde dil ayrılığı. Israrla söylenmesine rağmen ayrı bir kimlik, ayrı bir kültür yok ortada. Dili yüzünden ayrımcılığa, asimilasyona uğramış, dilleri yasaklandığı için onurları kırılmış insanlar bunlar. Bu topraklarda eşit vatandaşlar olarak yaşadıklarını fark etmek istiyorlar. Kırılan dökülen şeylerin onarılıp rızalarının alınması lázım.

BOĞAZ HAVASI ALALIM

Diyarbakır ve Ankara’nın Kürt ve Türk milliyetçiliğini, İstanbul’un ise alternatifi temsil ettiğini söylüyorsunuz. İstanbul neyi temsil ediyor?

İstanbul bu topraklardaki zenginliği temsil ediyor. 85 yılı değil, 16-17 asra uzanan birikimi, belki bunların içinde en önemlisi Roma’yı temsil ediyor. İstanbul farklı olanları bir arada barış içinde yaşatma becerisini temsil ediyor. İmparatorluk başkenti olmanın getirdiği olgunluk, coğrafyasına sinmiş. Ankara’nın ulus devlet projesinin maksadını aşmış dar ve kısır milliyetçiliği karşısında Diyarbakır da bir benzerini yarattı. Birbirini besleyen, birbirinden beslenen iki milliyetçilik bunlar. İstanbul ise, bu diyalektiğin dışında yüzyıllar öncesinin sentezi aslında. Dünyanın neredeyse bütün dillerini İstanbul’un taşı toprağı dinlemiştir. Çokkültürlülük, Boğaz’ın iki yakasını da mekan edinmiştir. Dar ve kısır milliyetçilik atmosferinden uzaklaşıp Boğaz havası almayı öneriyorum.

ULUSÇULUK ÇOK ZOR

Irak’taki oluşumu da dikkate alarak Ortadoğu’dan Kürtlerin durumunu nasıl görüyorsunuz?

21. yüzyılda ulus olmaya çalışmak, bir ulus-devlet kurmaya girişmek çok sıkıntılı bir iş. Ulusçu ideoloji, ulusu merkeze yerleştirdiği için herkese lázım olan insan haklarından uzaklaşıyor. Bu bölge, kendi yağıyla kavrulmaya çalışanlara acı ve zulüm getiriyor. Irak’ta Türkiye ile kavgalı ve Türkiye’ye rağmen bir siyasî varlığın yaşama şansı pek yok. ABD yolcu, bizler yani Türkler ve Kürtler hancıyız. Daha önce ABD yüzüstü bırakınca Kuzey Irak Kürtleri iki büyük katliam yaşadılar. Bölgede elleri temiz olan bir Türkiye var.

Sizce yerel seçime kadar bölgede ne gibi gelişmeler yaşanabilir?

Türkiye’nin son 24 yılına rehin koyan terör, kendi kendini tüketti. Öfkeyle, nefretle kalkıp ortalığı yangın yerine çevirmekle tehdit edenler elbette çıkacak. Ama terörü siyasî şiddet olarak tanımlıyorsak, şiddetin siyaseti tükendi. Şiddetle ulaşılacak bir yer olmadığı anlaşıldı. Şiddetin bir siyasî proje değeri kalmadı. Şiddet iflas etti. O zaman şimdi siyaset zamanı. Siyaset, tabii demokratik siyaset, şiddetin bastırdığı, anlamsızlaştırdığı doğal isteklerin, taleplerin önünü açar. Demokratik siyaset, şiddet romantizminin aşırı anlamlar yüklediği akıl dışı talepleri, hayalleri balon gibi söndürür. Ben yerel seçimlere kadar şiddet tehdidinin zaman zaman yükseldiği ama sistematik bir terörün gündemi boydan boya işgal edemediği gelişmeler bekliyorum.

Siyasetin alabileceği çok uzun bir yol var. Ve Türkiye, kim ne derse desin bu yolda ilerlemeye başladı.

Star



Bu haber 428 defa okundu.


Yorumlar

 + Yorum Ekle 
    kapat

    Değerli okuyucumuz,
    Yazdığınız yorumlar editör denetiminden sonra onaylanır ve sitede yayınlanır.
    Yorum yazarken aşağıda maddeler halinde belirtilmiş hususları okumuş, anlamış, kabul etmiş sayılırsınız.
    · Türkiye Cumhuriyeti kanunlarında açıkça suç olarak belirtilmiş konular için suçu ya da suçluyu övücü ifadeler kullanılamayağını,
    · Kişi ya da kurumlar için eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi ya da kurumlara karşı tehdit, saldırı ya da tahkir içerikli ifadeler kullanılamayacağını,
    · Kişi veya kurumların telif haklarına konu olan fikir ve/veya sanat eserlerine ait hiçbir içerik yayınlanamayacağını,
    · Kişi veya kurumların ticari sırlarının ifşaı edilemeyeceğini,
    · Genel ahlaka aykırı söz, ifade ya da yakıştırmaların yapılamayacağını,
    · Yasal bir takip durumda, yorum tarih ve saati ile yorumu yazdığım cihaza ait IP numarasının adli makamlara iletileceğini,
    · Yorumumdan kaynaklanan her türlü hukuki sorumluluğun tarafıma ait olduğunu,
    Bu formu gönderdiğimde kabul ediyorum.




    En Çok Okunan Haberler


    Haber Sistemi altyapısı ile çalışmaktadır.
    2,713 µs