'Aklıma Hitler’in gaz odaları geldi'

3 Mayıs 2008 08:52 tsi
Gazdan ve tazyikli sudan yarı baygın fotoğrafıyla bu 1 Mayıs'ın simgesi olan 59 yaşındaki işçi emeklisi Ali Murtaza Keleş, DİSK binasına atılan gaz bombası için, ‘Hava akımı olmayan bir yere bunu atmak cinayet demektir. O anda aklıma Hitler’i

Türkiye, 59 yaşındaki işçi emeklisi Ali Murtaza Keleş’i, Taksim’de “İnatçılara müsamaha göstermeyeceğini” belirten hükümetin 1 Mayıs kutlamalarına tavrının yarı baygın şahidi olarak, dün Milliyet’in manşetinde tanıdı.

1 Mayıs kutlamaları için 15 emekli arkadaşı ile birlikte Ankara’dan İstanbul’a giden, polisin kullandığı gaz bombası ve tazyikli su sonucu fenalaşarak hastaneye kaldırılan Keleş, Ankara’ya döndü. Yaşadığı dehşet dakikalarını Milliyet’e anlatan Keleş, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’a, “Korkmadık. 2009’da 1 Mayıs’a 16 değil, 116 kişiyle gideceğiz” diye seslendi.

2001’de Ankara Büyükşehir Belediyesi’nden emekli olan, özel şirkette çalışan bir oğlu ile bir kız çocuğu bulunan, eşi de çalışan Keleş ile Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın da oturduğu Keçiören semtindeki mütevazı evinde konuştuk.

Can havliyle sokağa

Mensubu olduğu Emekli-Sen ile birlikte gittiği İstanbul’da, sırtında DİSK yeleği ve yarı baygın haldeki fotoğrafıyla, 1 Mayıs 2008’de çıkan olayların sembolü olan Keleş, Milliyet muhabirlerine kendi demlediği çaydan ikram etti.
Taksim’de 1 Mayıs’ı kutlamak için bir gün öncesinden otobüsle İstanbul’a gittiğini, sabah erken saatlerde DİSK merkezi önünde toplandıklarını ve beklemedikleri sertlikteki müdahaleyle karşılaştıklarını anlatan Keleş, “Orada sandviç yiyen, yol yorgunluğunu atmaya çalışan insanlara tazyikli su sıktılar” dedi.

Erdoğan’a: Provokatör sensin

Polisin müdahalesi nedeniyle kaçtıkları DİSK binasına gaz bombası atılınca nefes darlığı yaşadıklarını aktaran Keleş, “Hava akımı olmayan bir yere bunu atmak cinayet demekti. O anda aklıma gaz odalarıyla, Hitler geldi” dedi.
Keleş, binadan can havliyle kendini attığı sokakta, polisin sıktığı tazyikli suyla karşılaştığını, art arda sıkılan su nedeniyle fenalaştığını anlattı. Keleş, daha sonra kendisini Şişli Etfal Hastanesi’nde bulduğunu ve bilincinin burada açıldığını söyledi.

Polisin cop, yumruk ve tekme darbelerine de maruz kalmasına karşın genç polislerden şikâyetçi olmadığını belirten, oğulları yaşındaki polislerce hastanelik edilen Keleş, “Olanlar hükümetin suçu. Valinin, emniyet müdürünün suçu. Genç polisleri doğru kanalize etselerdi bunlar olmazdı. Polisleri toplu cinayete teşvik ettiler” dedi.

Keleş, 1 Mayıs’ta devletin üzerine düşeni yaptığını belirten Erdoğan’a, “Demagojik, düstursuz sözler bunlar. Başbakan’a şunu söylüyorum: ‘Provokatör sensin, sen yaptırdın. Sendikalar yaşatmadı bunu” yanıtını verdi.
Keleş, 1 Mayıs’tan önce “Ayakların başları yönettiği yerde kıyamet kopar” diyen Erdoğan’a, “O ayaklar baş olacak, başı ayaklar altına alacak. Halkı ayak takımı olarak niteleyen hükümetin sonu iyi değil” diye seslendi. Erdoğan’ın bu sözleriyle kendisine oy veren yüzde 30’luk kesime de hakaret ettiğini belirten Keleş, son seçimlerde yüzde 47 oy alan AKP’nin son olayla bu oyları kaybettiğini savundu.

Şahin’e tepki

Keleş, 1 Mayıs’ı Taksim’de kutlamak isteyen konfederasyonların tavrını “anayasal başkaldırı” olarak nitelendiren Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin’i de, “Ben laik, demokratik, çağdaş hukuk devletinin savunucusuyum. Kendileri, anayasayı partilerine kapatma davası açılınca hatırlıyorlar” diye eleştirdi.
Yıllarca Ankara Büyükşehir Belediyesi Zabıta Dairesi’nde çalıştığını anlatan Keleş, kesmekte direndiği posbıyıkları nedeniyle belediyeyle bir dönem davalık olduğunu söyledi.

Milliyet

Bu haber 462 defa okundu.